Medyadaki şarkı: Umut Capune~Sönmedi 2 (Speed Up)
Bu şarkının speed upsuz versiyonu bana çok sıkıcı geliyordu bunu dinledikten sonra bu hoşuma gitti. İsterseniz bunun speed upsuz versiyonunu dinleyebilirsiniz,aynı etkiyi vereceğini düşünüyorum 🙏
Heval'in yarasına pansuman yapmayıp,arkamı dönüp ilk kaçırıldığım odaya geçmemin üzerinden 45 dakika geçmişti. 45 dakika içerisinde kimse gelip gitmemişti. Ben de ayağa kalkıp herhangi bir hareket etmeden hasır minderde bağdaç kurup oturmuştum. O dakikadan bu dakikaya düşüncelere dalmıştım. İnsanoğlunun hayatı ne kadar garip adlı düşüncelerimin arasında;
• dün yaşadığım olay
• iş hayatımda yaşadıklarım
• 3 yıl önceki kavgada söyleyemediğim şeylerin şimdi aklıma gelip kendimi perişan etmelerim
• çevremdeki insanların tavırlarıVardı. Önce dün yaşadığım olaylar geliyordu. Taze ya,daha yeni yaşadım ondan ötürü ilk o geldi.
Dün çok zor bir ameliyattan çıkmıştım. Yorgundum;ellerimdeki eldiveni,başımdaki boneyi çıkarıp benim gibi anestezi teknikerlerinin girdiği odaya gittim. Tam oturacakken
"Başhekim seni arıyordu haberin yok mu?"
Diye sordu yanımda benim gibi anestezi teknikeri olan hanımefendi. İsmini bilmiyordum. İsmini sormak ayıp gelebilir,gücenebilir diye sormuyordum. Sormadığım için de durmadan kendisine "aşkım,bebeğim,hayatım" diyordum. Allah'tan benimle aynı yaşta olduğunu biliyordum. Derin bir of çekerek
"Neden çağırıyormuş bir şey söyledi mi sana?" Diye sordum.
Kız:
"Hayır,ne ben sordum ne de o söyledi. Sadece çağırdığından bahsetti o esnada ameliyatta olduğunu söyleyince *söylersin çıktığında beni bulsun*demişti"Dedi. Aynı bıkkınlıkla ayağa kalktım ve
"Gidelim bakalım ne diyecek bana?" Dedim. Kız ellerini bilmediğimizi ifade ederken yaptığımız iki elini kaldırıp dudaklarını büzme hareketini yaptı. Ayakta çok durmadan çıkış kapısına doğru ilerledim ve başhekimin odasına doğru yürümeye başladım
Başhekimin odasına vardığımda kapalı kapısını tıklattım ve içeriden "gel" sesini duymayı bekledim. İki saniye sonra "gel" bağırışını duydum ve kapının kolunu aşağıya indirerek açtım. İçeriye girdiğimde başhekim bilindik ciddiyetli tavrını takınmıştı. Kalbim küt küt atmasına rağmen gayet sakin ve yaptıklarımdan haberdar bir şekilde
"Buyurun,beni çağırmışsınız" diye beni çağırma sebebini söyleyebilmesi açısından söyledim. Başhekim ise
"Bir önceki ameliyatta kullandığın anestezi ilacının dozunu ve markasını söyleyebilir misin?"
Diye sordu. Ben de kendimden emin bir şekilde
"Propofol kullandım 50 kiloydu 200 mg kullandım. Her zamanki kullandığımız dozdu alerjisi mi vardı?" Şeklinde hem cevap verdim hem de aklıma takılan soruyu sordum. Başhekim ise
"Alerji değilde fizik muayenesi yapılmadı mı ya da testler falan yapılmadı mı?" Diye sordu. Ben de kaşlarım çatık bir şekilde
"Başhekim fizik muayeneyi elimden aldı denildi bana. Gelip size raporu soracaktım fakat beni bulunduğum yerden geri dönderdiler alalacele anesteziyi yaptırdılar bunun sizin emriniz olduğunu söyledi ve bunu kanıtlayan bir evrak gösterdiler bana..? Söyleyin başhekim bir sorun mu var..?"
Diye yutkunarak konuştum. Başhekim derin bir nefes aldı ve
"Anesteziyi yaptığın hasta hamileydi. Bebeği aldırmak durumunda kaldık. Hasta yakınları senin suçun olduğunu söylediler" dedi. Beynimden kaynayan suyun boşaldığını hissettim. Ameliyat olan hastam gencecik bir kızdı. Gözleri masmaviydi saçları ise kumraldı. Bembeyaz teni ne acılara göğüs gelmiş,masmavi gözleri hangi acıların ağırlığında yaşarıp yağmur gibi gözlerinde yağmıştı. Bilememiştim,bildirmemişlerdi. Bunun verdiği acıyla
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kördüğüm
Mistério / SuspenseYa fabrikadaydık ya da boş,terk edilmiş bir ofis. Anlaşılmıyordu...göz kapaklarına baskı yapan bez parçası birden başımdan yukarıya kadar çıktı. Gözlerim açık olsaydı karşımdaki kişiyi,bulunduğum yeri çok net bir şekilde öğrenebilirdim fakat gözleri...