Bölüm 1-Beni Arayan Kader

47 5 2
                                    

Dışarıda kuvvetli bir şekilde esen rüzgar odanın camlarını zorluyordu. Sanki bir boşluk bulup içeriyi darmaduman etmek istiyordu rüzgar. Gözlerimi açtım. Günün ilk ışıkları kendilerini inatla gözlerimin içine sokmak istiyordu. Yatağımda doğruldum, perdeyi açtım. Dışarıda müzik sesleri vardı. Kapıyı açıp balkona çıktım. Değişik kostümler içinde 7'den 70'e herkes dışarıdaki festivaldelerdi. Hemen banyoya geçip şöyle bir elimi yüzümü yıkadım. Üstüme yeni açılan AVM'den aldığım yarım beyaz sporcu atletimi altına belden çiçek desenli kabarık mini eteğimi giydim. Ayakkabı olarak mürdüm rengi topuklularımı giydim, başıma da papatya tacımı taktım, tamamdır. Koşarak apartmandan çıktım. Güneş gözlüklerimi düzeltim. Biraz ilerleyince Berk ve Sezin'i gördüm. Onlarda aynı anda beni görmüş ve bana doğru geliyorlardı. Birbirimize sarıldık. Nasıl da özlemişim arkadaşlarımı. Sezin her zamanki gibi neşeliydi.

-Ooo, esmerim. Yine kasıp kavuruyorsun ortalığı!

-Doğru söylüyorsun Sezin. Hayal, sen git başvur bir tane mankenlik okuluna. İnan ki birincilikle bitirirsin.

Biraz utandım ama mutlu da olmadım denmez.

-Sağ olun arkadaşlar, siz de çok güzel ve yakışıklısınız.

Arkadan tanımadığım bir ses;

-Peki ya ben yakışıklı mıyım? Dedi.

Arkama döndüm. Şu ana kadar hayatımda hiç görmediğim biriydi karşımdaki. Yaklaşık 1.85 boyu olan bakımlı biriydi o. Gülümsedim.

-Sizi tanımadığımdan yorumda bulunmasam daha iyi olacak. Bu arada ben Hayal.

Elimi uzattım , elimi sıkıca tuttu ve tokalaştık. Gözleri çikolata rengindeydi ve sarışın bronz tenliydi. Elimi bıraktıktan sonra gülümsedi.

Berk ve Sezin aralarında gülüşerek bizi izliyorlardı. Berk de öyle boş durur mu , hemen söze girdi.

- Selam ben Berk , bu da Sezin.

- Ben de Ekin. Çok memnun oldum sizinle tanıştığıma.

- Biz de çok memnun olduk. Sen kaç yaşındasın?

- 17. İzmir'e Finlandiya'dan geldim.

- Biz de 17 yaşındayız ama buranın yerlisiyiz.

- Oh, iyi iyi. Bana İzmir'i tanıtırsınız.

O esnada Sezin beni kolumdan çekiştirdi. O sırada hem "Afedersiniz!" diyor, hem de beni bir kenara götürmeye çalışıyordu. Daha az gürültülü bir yere geldiğimizde ikimiz de nefes nefese kalmıştık. Duvara yaslandım ve Sezin'e meraklı gözlerle baktım. Ne olmuştu acaba? Meraklandım açıkçası. Sezin çok heyecanlıydı herhalde, neydi onu bu kadar heyecanlandıracak konu? Saçımın bir tutamını alıp elinde bukle yapmaya başladı. Genelde böyle davrandığında benim hakkımda önemli bir şey ortaya çıkıyordu. Yüzü ağlayacakmış gibi duruyordu. Bana doğru baktı ve o ölümcül bakış! Bir anda gülmeye başladı.

-Hayal, Berrin İzmir'e gelmiş.

-Ne?!

-Evet. Ankara'dan babası akrabaları burada olduğu için buraya gelmek istiyormuş, tayin istemiş. Tayini çıkınca da 2 hafta içinde Karşıyaka'ya taşınmışlar. Emre de buraya taşındıklarından beri bayağı huzursuzlanıyormuş.

Emre. Unutmuşum artık. Bir zamanlar çok yakındık, her gün saatlerce konuşurduk. Telefonun faturası da bayağı kabarık geldikçe babası onu uyarmıştı. Sonra yine devam etmiştik uzun uzun görüşmeye. Onca zaman sonra görüşmek de varmış onunla.

-Ya!

Sadece bunu dedim. Sesim biraz tiz çıkmıştı. Sezin gözlerini fıldır fıldır döndürerek;

-Sadece kuru bir "Ya!" mı yani Hayal?

-Öyle. O benim sadece arkadaşım Sezin.

-Imm, peki öyle olsun. Hadi yeninin yanına Ekin'e gidelim.

-Yeni derken?

-Sana söyleyeyim Hayal, bu çocuk kendini bize kabul ettirecek.

-Görürüz, hadi bakalım gidelim.

Ekin'lerin yanına gittiğimizde Berk ve Ekin'in bayağı eğlendiğini gördük. İkimiz de oldukça şaşırdık. Çünkü Berk gerçekten güvenilmeyecek insanlara yüz vermezdi. Ancak şu an ikisinin bu kadar yakın olduklarına bakarsak Sezin kesinlikle haklı çıkıyordu. Bu Ekin'de kesinlikle vardı bir şeyler ve ben bunu ortaya çıkaracaktım.

HayalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin