Part 13

59 5 92
                                    

9. Sınıfın başları

"Soğuk. Her şey gerçekten çok soğuk. Soğuk ve anlamsız."

Yeni okul yılımda aklımda bu düşünceler doluydu. Hiç bir şey anlam ifade etmiyordu. Okula gitmek için gidiyordum. Yemeği yemek için yiyordum. Suyu içmek için içiyordum. Hiç bir şeye anlam yüklemedim. Sadece yaptım. Sorgulamadım bile ben bunu neden yapıyorum diye. İstemedim. Sadece yanlız kalmak istiyordum. Kimseyle konuşmamak...

1 yıldan biraz fazla bir süredir bu böyleydi. 8. sınıf bittiğinde okullarla hiç alakam olmadı. Ailem okulumu kendileri seçti ve gönderdi. Aslında umursamadım bile. Onlarla konuşmak da istemiyordum. Bu son bir yıldır böyleydik. Seslerini kessinler diye dersimi çalışır sonra otururdum. İhtiyacım olmadıkça onlar ile bir kelime dahi etmedim. İhtiyacımı dile getirdikten sonra hemen odama geri gittim.

Aslında biz böyle değildik. Gayet iyi anlaşan bir aileydik. Birbirimizle hep konuşur, eğlenirdik. Ama kalbimi çok kırdılar. O kadar kırdılar ki kendimi suçlu hissettim. Bir süre kendimi suçladım. Ağladım. Ama sonra anladım ki sorun bende değildi. Onların zihinlerindeydi sorun. Ben sadece küçük bir çocuktum. Bana bağırmaktan ve yakınmaktan başka bir şey yapmadılar. Asla destek olmadılar. Yanımda olmalarına en ihtiyacım olduğu zaman yüzüme kapıyı çarptılar.

Şuan bu durumu çözebilecek tek şey içten bir özürdü aslında. Belki o zaman yine hasretini çektiğim anne baba sevgisine ulaşmak isteyecektim. Yine günaydın diyecektim, yine konuşacaktım, yine beraber eğlenecek ve gezecektik... Belki biraz zaman alacaktı ama olabilirdi değil mi? Şimdi ise onların beni yolladığı okuldayım ve yurtta kalıyorum. Zengin olmamıza rağmen. Bana araç tutup getir-götür yapabileceklerine rağmen. Hayır, bunu şımarıklıktan demiyorum. Sanki benim yüzümü görmek bile istemiyorlardı.

Daha okulun başı ama asla bu okula alışamadım. Hiç kimseyle konuşmuyordum. Sadece dersimi görüp gün sonunda odama geçiyordum. En azından bu okulu benim için seçtiklerini biliyordum. Yaşadığımız bölgede ve "tanıdıkların" pek tercih etmediği bir okuldu. Belki bu yüzden minnettar olabilirdim.

Sınıfa bir bakıyorum da bazen... 1 ay geçmişti sadece ama çok yakın duruyorlardı. Nasıl bu kadar çabuk alışabilirsiniz? Ben ise en arkada tek başıma oturuyordum. Kimseyle iletişime geçmiyordum. Derslerimi dinleyip teneffüslerde uyuyordum. Benle konuşmaya çalışanlar olmuştu ama bir süre sonra bıraktılar. Bunu sorun etmedim çünkü zaten kimseyle yakınlık kurmak istemiyordum.

Yine böyle bir gün, teneffüste uyurken sınıfa birisi geldi ve duyuru yapacağını söyledi.

-Arkadaşlar bir dakika dinler misiniz?

Başımı kaldırıp gelen sese baktım.

-Okulumuzda beyzbol takımına seçimler olacak. Katılmak isteyenler yarın öğle teneffüsünde sahaya gelsin. Benim ismim Ganji. Takımın kaptanıyım. Güzel bir sayı çıkmasını isterim okulumuzdan. Lütfen sınıfın geri kalanına söyleyin.

Beyzbol takımına seçmeler mi? Geri başımı koydum. Hiç de ilgimi çekmemişti. Ayrıca ders vakti niye gelmiyordu duyuru için? Biz sınıfa duyurmak zorunda mıyız?

Düşündüğüm şeyler buydu ama akşam odamda ailemden mesaj aldım.

"Naibcim okulunuzda seçmeler varmış beyzbol için. Onlara katılsana, çok iyi olur. Zaten ortaokulda bir ara takımdaydın."

-Ne ara duydu bunlar be.

Biraz düşündüm. Seçmelere katılıp kaybetmiş gibi göstersem yeterliydi. Yoksa peşimi bırakmayacaklardı. Kesin öğretmenime de sorarlardı katılıp katılmadığımı da. Okulun beyzbol tarihi de genişti o yüzden önemliydi. O çocuk da 9. sınıftı ama okulun projesi ile katıldığı için kaptan olmuştu. Ayrıca okulda bir sürü kupa vardı. Büyük ihtimal bu yüzden yazmışlardı.

Norton x Naib (Nortnaib) TürkçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin