Anne nerdesin?

122 19 55
                                    

Çok rahat uyuyordu. Keyfini bozmayı hiç istemiyordum. Bahçede olan şeyden sonra kimse buraya uğramadı bile. Mirae büyük ihtimalle korkuyordu. Onun uyumlarından saatler geçmişti belkide. Onunla her yerde kalmayı göze alırdım ama eve geç kalırsam işim biterdi.

"Riki..Meleğim uyan bebeğim."

Kucağımda hafifçe kıpırdayıp bana bakıyordu. Saçlarını okşayıp yanağından öptüm.

"Gitmemiz lazım saat geç oldu. Seni ben bırakırım evine."

Kafasını sallayıp yavaşça kucağımdan kalktı. Gömleğini yerden alıp çırptı, temiz olduğuna karar verince üstüne giyip yerdeki çantasını alIp bana baktı. Kolumu ona atıp  soyunma odasından çıkmıştık. Hava kararmıştı.  Bu saate evde olmam lazımdı. Ama onun için her şeye katlanabilirim..

Evinin önüne geldiğimizde içeri girdiğinden emin olduktan sonra kendi evime gitmek için şoförümu çağırdım. Rikiyi goturmek için  çağırabilirdim ama ona hava attığımı düşünmesini hiç istemiyordum. Bir kaç dakika sonra siyah porsche'nin geldiğini görünce yola doğru ilerledim. Arabanın kapısını açıp içeri girdim.

"Efendim babanız..Çok sinirliydi."

Ne dediğini anlamıştım. Dövücekti beni. Okulda her ne kadar ağır kabadayı gibi gozuksemde, evde yavru kediye dönüşüyordum.

Ahn yeo hyungun dediğine kafami sallayıp dışarı bakmaya başladım. Onun için değerdi. Ne olacaksa her bir saniyesi bile onun için değerdi.

Riki's pov

Okulda olanların hepsi kafami karıştırıyordu. Lee heeseung bana onu hatırlatıyordu. Korkuyordum. Ya onada aynı şeyleri yaparlarsa?

Flash back

"NISHIMURA MAİ! AİLEMİN ADINI NE HAKLA LEKELERSİN SENİ ADİ OROSPU!"

Anneme bir kez daha vurdu gözlerimin önünde. Sokaktakiler sadece izleyip geçiyordu. Yardim edin anneme. Neden kimse anneme yardım etmiyor..

"Baba! Vurma anneme baba!"

Annemi tek bırakamıyordum. Babam sürekli olarak sadece susmamı söylüyordu.

"Bırak annemi."

Dudaklarımdan dökülen son sözler bunlardı.

Babam annemi öldürmüştü.

Annem beni bırakmıştı.

Annem beni bu adamla tek başıma bırakmıştı.

Gitme anne.

Anne ağlamıyorum artık gitme bırakma beni. 

Bak sustum baba annemi geri getir.

Neden kimse bir şey yapmıyor? Anne cevap verin bana.

Annemin bedenine yaklaşıp ağlamaya başladım. Annem açmıyordu gözlerini. Sokaktakiler şimdi arıyordu polisi,ambülansı. Neden? Neden annem acı çekiyorken aramadılar?

Babam kolumdan sertce çekip ona bakmamı sağladı.

"Riki şimdi polis amcalar gelicek ve hiç konusmicaksin tamam mı oğlum?"

Annem ne derdi bu şeye? Izin verir miydi konuşmama? Anne nerdesin? Annem yoktu.

Babamın dediği şeye sadece kafami salladım. Cevap vermek istedim. Veremedim. Neden konuşamıyordum? Sesim çıkmıyordu.

Etrafta siren sesleri çoğalıyordu. Anne korkuyorum...Eski günlerdeki gibi sarıl bana anne lütfen..

Annemin cesedini götürüyorlardı. Götürmeyin annemi.

Annem gitti. Annem yoktu.

"Rikinin konuşması artık bir mucize gibi. Çok zor, hiç bir tedavi yöntemi buna yardim edemez."

O gün anladım bir daha konuşmayacağımı.

Flash back end

Annem yoktu. Ben konuşamıyorum. Annem bugün öldü. Bu sokakta oldu her sey. Herkesin unuttuğu o büyük olay burda oldu. Son kez konuştuğum yer burasıydı.

Heeseung pov

"Bitti mi?"

"Bitti seni saygısız. Bu dayaktan sonra akıllanırsın umarım! Simdi çık git nereye gidersen git umrumda bile değil!"

Odadan çıkıp kendi odama ilerledim. Dolaptan siyah sweat'imi alıp evden dışarı çıktım. O kadar sert vurmamıştı. Biraz acıyordu ama hiç bir şey olmazdı o acıdan.

Nereye gittiğimi bilmiyordum. Zihnim nereye götürürse oraya gidicektim. Ve onun yanina gidiyordum.

Evinin olduğu sokağa geçip evine gitmek üzereyken sokağın ortasında onu ağlarken gördüm. Ne olmuştu ona? Koşarak yanina çöktüm. Bedenini kendime çekip sımsıkı sarıldım ona.

"Meleğim..iyimisin? Ne oldu?"

Cevap veremedi. Sadece bana sarılıp ağlıyordu. Ağlamasına izin verip sırtini sıvazladım.

"Şşt ağlama sakin ol güvendesin.."

Bir süre sonra sessizleşip sokağın ortasında birbirimize sarılı durduk. Yüzünü ellerimin arasına alıp ona baktım. Ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuştu. Dudaklarına baktığımda kupkuruydu. Yüzüne yaklaşıp dudağından öpmeye başladım. Gözlerini şaşkınlıkla açıp bana bakıyordu. Kollarımı beline dolayıp onu iyice kendime çektim.
Yanakları kızarmıştı. Benim onu öpmemden mi  yoksa soğuk havadan dolayı mıydı bilmiyorum. Ama büyük ihtimal benim sayemdeydi. Nefessiz kaldıktan sonra geri  çekilip bir süre yüzünü  inceledim.

"Gel buraya bebeğim. Soğukta çok durmuşsun. Buz gibisin."

Kafasını sallayıp ayağa kalktı. Onunla beraber bende ayağa kalkıp evine ilerledim. ilk kez onun evine gidecektim.  Heyecanım vardı üstümde. Ama belli etmemeye çalıştım.

Evinin içi çok sıcaktı.

"Neden o soğuk havada bu sıcak evden dışarı çıktın bebeğim? Hasta olmandan endişeleniyorum."

Sadece gülümseyip içeri gecmeni işaret etti. Gülümsemesine karşılık verip evi inceleyerek salondaki L koltuğa geçtim. Evin belli yerlerinde bebeklik fotoğrafları vardı. Gitmeden önce fotoğraflarını çekmeyi aklımdan  çıkarmadım.

Odaya gülümseyerek gelip utana utana kucağıma geçmişti.

"Bakıyorum utandın küçüğüm?"

Kafasını eğip bir şey diyemedi. Kafasını boynuma gömüp kokumu kokluyordu.

"Istersen sana veririm parfümümü."

Kafasını sallayıp hiç bir haraket etmeden kucağımda oturuyordu.

Bir süre sonra nefes alışverişleri düzenli olmaya başlayınca anladım uyuduğunu. Saçlarını okşayıp yüzüne bakıyordum.

"Söz veriyorum meleğim. Seni her ne korkutuyorsa onları  tektek öldüreceğim. Hiç endişen olmasın."

∂αη¢є'нєєкιHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin