Sonsuz karanlığa bir aydınlık

72 7 2
                                    

Sonu olmayan bir karanlık. Ne yapacaktım? Bilmiyordum. Hayatım berbattı. Etraf daha da kararıyordu. Bir ses vardı.

"Beni buradan kurtar! Lütfen. Hala buralardayım."

Çok tanıdıktı ses.

Bir dakika.

Bu benim sesimdi.

Boşluktayım. Simsiyah bir boşluk. Hiçliklerle dolu bir boşluk.

Aniden bir ses duyuluyor.

"Riki kendine gel! Korkularının seni tutsak etmesine izin verme!"

Nefes nefese uyanıyorum. Heeseung'un kucağındaydım.

"İyimisin meleğim? Su istermisin?"

Başımı sallamakla yetinebilmiştim sadece. Ne ara uyumuştum? Ne ara görmüştüm o kâbusu?

Uzattığı suyu içip kendime gelmeye çalıştım. Doğru düzgün nefes alamıyordum.

"Riki bebeğim bana bak. Şimdi ellerimle bak beşten bire kadar yavaş yavaş parmaklarımı kapatıcam. Kapatırken derin bir nefes alıcaksın. Açarken de vereceksin. Tamam mı güzelim?"

Yavaşça başımı sallayıp ellerine doğru bakındım. Dediğini yapmaya başladım.

"Derin bir nefes al 5 4 3 2 1 şimdi ise ver.  1 2 3 4 5."

Dediğini tekrar tekrar yapıyordum. Rahatlamıştım, ama başıma ağrı girmişti.

"Daha iyi misin yavrum?"

Kafami sallayıp ona daha sıkı sarıldım.

Huzur bulduğum tek yerdi.

Lee heeseung nefes almama sebep olan tek  kişiydi.

"Yine mi uyicaksin yoksa? Uyicaksan gel bu sefer odana geçelim. Burada sırtın ağrıyordur."

Yine sadece kafami sallayabilmiştim. Konuşmayı denemiştim. Ama olmamıştı. Çabama kısa bir iç çekip onun beni odama taşımasını izledim.

Konuşmak istiyordum.

Dökmek istiyordum içimdeki tüm nefreti,sevgiyi. Ama olmuyordu. Bir şey bunu engelliyordu. Konuşmamı engelliyor du.

Odama geldiğimizde sımsıkı sarıldım heeseunga.

Çok yalnız hissediyordum. Koca bir boşluktaydım yalnız başıma.

Deniyordum.

Konuşmam gerekiyordu.

⋆ ✮ ⋆

Evimin önündeydim. Her yürüdüğümde etraf gittikçe daha da aydınlanıyordu. Annem ve babam vardı. Babam tam anneme vuracağı sırada  engelledim onu. Vuramadı anneme. Annem beni kucağına alıp bir anda koşmaya başladı. Babam pesimizden gelmiyordu.

Annem deniz kenarına getirmişti beni. Yanımızda birisi daha vardı.. 

Siyah saçlı benim yaşlarımda bi çocuk.. Aynı heeseunga benziyordu.

Annemle kadın bir şeyler konuşuyordu. Ama anlamıyordum ne konuştuklarını.

Dene riki! Dinlemeye çalış!

"Mai lütfen öldürme kendini bu adama karşı!"

"Yapamam.. Rikiyi tek bırakamam!"

"Sen öldükten sonra ne yapıcak riki? Bunu bir düşünsene!"

"Düşündüm.. senin oğlun. Onunla tanışmaları lazım. Senin yardim etmen lazım jes.. Lütfen bana son bir kez bu iyiliği yap."

"Peki mai.. yapıcam söz veriyorum. Rikiyi uzaktan bile olsa izleyeceğim yardim edeceğim ona."

Bu sanki bi kesit gibiydi. Sesleri yine boğuklaşmıştı. Yanımda ki çocuk.. aslında heeseungtu. Onun küçüklüğü..

Ne kadar da tatlıydı.

Aniden sarsılarak uyandırılmaya başladım.

"RİKİ UYAN! KONUŞTUN!"

Ses beynimde yankı yapıyordu. Heeseungun sesiydi. Cidden konusmusmuydum? Bunu başarmışmiydim?

Peki neden uyanamıyorum?

"Riki bebeğim.. yavrum. Uyan lütfen! Hadi!"

Etraf bir anda kararmaya başlıyor yerler sarsılıyordu.

Kesik kesik nefes alıp veriyordum boğulacak gibiydim. Beni uyandırmak için yuzume su dökmüştü heeseung.

"H-heeseung.."

"Riki! Bebeğim konuşuyorsun! Tanrım cidden konuşuyorsun riki'm"

Saçlarımdan öpüp kokluyordu heeseung. Cidden konuşabiliyordum! Gülüp kahkahalar atabiliyordum. Bunu başarmıştım.

"L-lee h-heeseung seni seviyorum!"

"Bende seni seviyorum biriciğim!"

Sevinçten ağlıyordum.

Konuşmak ne güzel bir şeydi.

Bağıra bağıra ağlamak bile çok güzeldi.

Heeseung anlımdan başlayarak her yerimi öpmeye başlamıştı.

"Y-yah! Hee- heeseung!"

"Efendim bebeğim?"

"Seni ç-çok seviyorum.."

"Bende seni çok seviyorum bebeğim. Sesin o kadar güzel, o kadar naifki! Kıyamıyorum sana. Hep heeseung desene."

"Yah! T-tamam derim a-artık"

VE FİNAL AMK BITTI😭😭🤏🏻🤏🏻🤏🏻

∂αη¢є'нєєкιHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin