Bölüm 21

2.4K 265 57
                                    

Merhabalar ve iyi akşamlarrrr

Medyaya eklediğim şarkı bölümün içinde geçiyor. O kısımda isterseniz dinleyebilirsiniz

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın

Keyifli okumalar dilerim~

Akşam saatlerinde simsiyah gökyüzünde dolunay en parlak hâliyle etrafını sarmalayan yıldızlarla birlikte etrafı aydınlatıyordu. O sırada şehrin en güzel restoranlarından birinde bekleyen bir alfa vardı. Gözleri ise bir anlığına bile kapıdan ayırılmıyordu. Beklediği kişi yolladığı kısa bir mesajla nerdeyse geldiğini haber ettiğinden beri kapıya bakmak dışında hiçbir şey yapmıyordu.

Nihayet beklediği o bedeni gördüğünde hızlıca ayağa kalktı. Duruşunu düzeltti ve yüzüne yerleştirdiği belli belirsiz bir tebessüm ile beklemeye koyuldu Jungkook kendisine yaklaştıkça Taehyung'un içine bir sıcaklık dalgası hücum etti ve bütün bedenini ele geçirerek onu içine hapsetti. Onu her gördüğünde aynı hisle çevrelenmek artık hoş bir rutin hâline gelmişti.

Jungkook yanına vardığında Taehyung'un keskin ama bir o kadar da yumuşak bakışları onun gözleri ile buluştu. O ılık parıltı gözlerinin görüntüsü beyninin kıvrımlarında tatlı izler bırakarak ilerliyor ve en olmadık anda bile kendisini hatırlatmak için sıkıca bir yer ediniyordu. Aralarındaki bu bakışma, yoğunlaşan atmosfere daha fazla dayanamayan Jungkook tarafında son bulundu.

Gözlerini kaçırdı ve Taehyung'un kıyafetlerini incelemeye başladı. Taehyung'u baştan aşağı bir kaç kez süzdü. Giydiği kahverengi tonlarındaki takımı ile bin dokuz yüzlü yıllarda geçen romantik bir kitabın asil baş kahramanı gibi görünüyordu. Onu her zaman salaş ve rahat kıyafetler içinde görmeye alışık olduğu için bu hali onu fazlasıyla şaşırtmıştı. O an Taehyung sanki bu yüzyıla ait değilmiş gibi hissetti. Sonra ise kendi kıyafetlerine baktı. Her zamanki gibi baştan aşağıya doğru simsiyah giyinmişti. Bu yüzden kendisini biraz kötü hissetti. Ne var ki Taehyung'un hayranlık dolu bakışları üzerindeyken başka bir şey düşünmeye fırsat bulamıyordu.

Taehyung, ortamdaki sessizliğe daha fazla dayanamadı ve olduğu yerde kıpırdandıktan sonra, "Hoş geldin." diye konuştu kalın ses tonuyla. Böylece Jungkook'un perçemleri ardından görünen gözleri onu gözleri ile tekrardan buluştu ve "Hoş buldum." diyerek ona cevap verdi.

Jungkook, içeriye girdiğinden beri Taehyung'a odaklı olduğu için etrafa bakmaya pek fırsat bulamamıştı. Koskoca restoranda Taehyung ve kendisi dışında kimseciklerin olmadığını yeni fark ediyordu. Masaların hepsi boştu. İçeride personel dahi kimsecikler yoktu ve ortam loş bir ışıkla aydınlatılmıştı. Lüks olmasının yanı sıra fazlasıyla tatlı bir yerdi.

Onun etrafta gezinen meraklı gözlerini izleyen Taehyung bir iç çekti. "Lütfen rahat ol. Sen ve ben dışında başka birisi yok burda."

Omeganın şaşkın gözleri alfa ile buluştu. Yaşadığı şoktan ötürü gözleri kocaman aralanmışken beraberinde kaşları da havalandı. Sonra ise "Mekanı mı kapattırdın?" diye sordu hayretle. Taehyung, sadece ikisinin olacağı bir yerde yarım kalmış randevularını tamamlayacağını söylediğinde Jungkook onun koca mekanı kapattıracağını tahmin edememişti. Fazlasıyla beklenmedik bir hamleydi. Kimselerin olmadığı küçük bir yere gideceklerini düşünmüştü. Halbuki burası izlediği romantik filimlerdeki yerlere benziyordu. Jungkook daha önce hiç dışarda yemek yemediği için Taehyung'un kendisini böyle bir yere getireceğini nerden tahmin edebilirdi ki? Böyle mekanların sadece filimlerde olduğunu sanıyordu. Şimdi ise o hayranlıkla izlediği romantik filimlerdeki senaryolardan birinin baş kahramanıydı işte!!

Cursed Love | TAEKOOK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin