Bölüm 30

2K 218 77
                                    

Merhabalarrr biz geldik

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın

Keyifli okumalar dilerim ~

Taehyung, Jungkook'un yatak odasında, başının hemen ucundaki koltuğun üzerinde iki kolunu göğsünde birleştirmiş, hafif sağa yatırdığı başı ile onun kapalı gözlerini örten özenle dizilmiş uzun ve sık kirpiklerini izliyordu. Gece yarısını geçeli bir hayli olmuştu. Göz kapakları yaşadığı yorucu ve stres dolu günün ardından kapanmak ve derin bir uykunun içine dalmak için fazlasıyla istekli olsa da Taehyung göz kapaklarını zorluyor, onları açık tutmak için olabildiğince direniyordu. İçindeki yoğun sıkıntı ve bunalmışlık hissi onun korkularını dürtüyor, bir kaç saatlik uykuyu dahi ona fazla görüyordu.

Bir kaç dakika daha geçti aradan. Jungkook'un gözleri kırpıştığında olduğu yerde oturuşunu düzeltti. Omeganın kapalı gözleri, kirpik dipleri titrerken fazlasıyla yavaş bir şekilde aralandı. Hafif şişmiş uykulu gözleri bir süre beyaz tavanda gezindi. Bir süre algılarının açılması için kendisine müsade etti.

Odadaki bir diğer kişinin varlığını hissetmesi ise saniyeleri buldu. Burnunda ki o tanıdık ve bir o kadar sevdiği koku ile bakışları Taehyung'u buldu. Göz göze geldikleri gibi Taehyung'un dudaklarında bir tebessüm beliriverdi. Jungkook ile ne zaman gözleri buluşsa dudaklarında bir tebessüm eksik olmuyordu. Onun sayesinde yüzünde güller açıyordu. O güllerin dikenleri tenine batsa ve geriye iyileşmesi zor yaralar bıraksa dahi bundan fazlasıyla memnundu.

Aynı tebessüm Jungkook'un dudaklarına da kondu. Mutluluk bulaşıcıydı. En karanlık anlarda dahi var gücüyle bir başkasına sıçrayıp o cılız ışığıyla etrafı aydınlatmak için hazırdı. "Uyumadın mı?" diye sordu yeni uyandığı için boğuk çıkan sesiyle.

"Uyumadım." diye cevap veren Taehyung ona hayranlık yüklü bakışlar ile bakıyordu. Bir insan nasıl oluyor da ilk uyandığı o anda dahi fazla güzel olabiliyordu aklı almıyordu. Belki de Jungkook tıpkı kalbini çaldığı gibi başkalarının güzelliğini de çalıp kendisine saklamıştı. Onun bu kadar güzel oluşunu diğer herkese haksızlık olarak gördü. Jungkook'u sevmeseydi sırf bu yüzden Tanrı'ya kendi hakkını da ona verdiği için isyan edebilirdi. Ne var ki Taehyung Jungkook'a çılgınca aşıktı ve sahip olduğu her şeyi de ona vermeye bir o kadar da hazırdı.

"Anladım." diye mırıldanan Jungkook daha iyi bir görüş sağlayabilmek için parmak uçları ile gözlerini ovaladı. Sonrasında ise gözlerini Taehyung'un yüzüne dikmiş bir vaziyette yatakta sola doğru kaydı ve bir kişinin rahatça sığabileceği kadar boş bir alan oluşturdu. "Yanıma gelsene." dediğinde sesi yumuşacıktı.

Taehyung bir anda kaskatı kesildi. Ne diyeceğini ve nasıl tepki vermesi gerektiğini şaşırdı. Eli kolu birbirine dolandı. Afallamış gözlerle bir Jungkook'a bir de yatakta kendisini için açtığı boş yere baktı. Jungkook'la aynı yatakta, yan yana uzanma fikri öylesine uzaktı ki bu teklif onun için fazla beklenmedik olmuştu. "Ben.." dilinin damağının kuruduğunu fark etti. Diliyle dudaklarını yollayıp ıslattı, oturduğu yerde oturuşunu düzeltti ve boğazını konuşmaya hazırlamak adına bir kaç kez öksürdü. "Yatağa mı geleyim?"

"Hm hm." dedi Jungkook onun bu şapşal halleri karışısında dudaklarını birbirine bastırıp gülerken. Bir elini yatağın üzerine koyup pat patlarken ona geçmesi gereken yeri gösterdi.

Bunun üzerine ayaklanan Taehyung'un hareketlerini pek iyi kontrol ettiği söylenemezdi. Yatağa ulaşana kadar zorlu bir süreç geçirdi. Bir ara ayağı halıya takıldı ve yüz üstü yere yapışmaktan son anda kurtuldu. Avuç içleri heycandan ötürü terlerken bir kaç adımlık mesafeyi aşmanın zor gelmesi üzerine bir kaç küfür savurdu.

Cursed Love | TAEKOOK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin