two, love you too

137 14 42
                                    

Suga kapının önünde beklerken Lisa'nın heyecandan daraldığını, biraz hava almak için dışarı çıkması gerektiğini söylediler görevlilere.

Zaten çokta korunaklı bir düğün salonu değildi.

Dışarı çıktıklarında dikkat çekmemek için biraz oyalandılar ve ardından arabaya atladılar. Etrafta kimsenin olmadığı kesinleşmişti tabii.

Suga konuşmaya başladı.

"Eee nereye sürüyoruz?"

"Gerekirse şehir dışına çık. Gidebildiğin kadar git." dedi Jisoo. Ön koltuğa o oturmuştu.

"Yanlız bir şey belirteyim. Şirkette aradığınız ve 'acil gel' dediğiniz için şirketin arabasını almak zorunda kaldım. Mesafe sınırı olduğu için sizi anca belli bir yere götürebilirim. Yeterli mesafeye ulaşınca araba kitlenir."

"Ya şaka yapıyorsun....Ee nereye kadar götürebilirsin peki?"

"Seoul'ün çıkışına kadar gider tahminimce. Oradan sonrasını kendiniz halletmelisiniz."

"Seoul'ün çıkışı mı? Bu bizim için yeterli olur." dedi Lisa.

Rosé, takip eden birileri var mı diye sürekli arkaya bakıyordu.

"Umarım" dedi stresli bir şekilde.

"Lisa sen bu gelinlikle çok dikkat çekersin" dedi Jennie.

"Eee ne giyeceğim bunu çıkarınca? Yanımıza para aldık mı?" diye sordu Lisa.

"Ben almadım." dedi Rosé.

"Ben çantamı gelin odasında unuttum" dedi Jennie. Sadece telefonu elindeydi.

"Benim yanımda para var. Ama üst almak için harcarsak hepsi biter" dedi Jisoo.

"Bende var bir şeyler. Alın hepsi sizin olsun." dedi Suga cüzdanını vererek.

"Oh, bunu kabul edemeyiz Suga. Bir miktar versen tamam ama, bu çok fazla." dedi Lisa.

"Evet çok fazla." dedi Rosé.

Kızların ağzından 'aynen' der gibi mırıltılar çıkarken Suga konuşmaya başladı.

"Tamam o zaman. Şöyle yapalım. Ben size bir miktar vereyim. Paranız bittikçe söylersiniz, ben gelir veririm."

Kızlar birbirine bakmaya başlayınca Jisoo konuştu.

"Ne dersiniz?"

"Biz başımızın çaresine bakarız" dedi Lisa mahcup bir biçimde. Tüm bunların kendisi yüzünden başlarına geldiğini düşünüyordu.

"Lisa, şöyle suçlu gibi davranma." dedi Suga.

"Görmüyor musunuz halimizi? Tüm bunlar benim yüzümden." dedi Lisa. Gözyaşlarını daha fazla tutamamıştı.

"Lisa, sen böyle olmasını istemedin. Hiçbirimiz istemedik. Bugüne kadar müdahale edemediysek, bizim suçumuz var." dedi Rosé.

Sessizce yola devam ettiler. Sonunda Seoul'ün çıkışına varmışlardı.

"Benden bu kadar." dedi Suga.

Arabadan indiler. Hepsi Suga'ya teker teker sarıldı.

Lisa'ya sarıldığı sırada saçlarını okşadı.

"Her şey için çok teşekkürler." dedi Lisa. Ağlamamak için dudaklarını ısırıyordu.

"Birde evlencektin başımıza ha? Sen ha?" dedi gülerek Suga.

"Son anda kurtulduk." dedi Jisoo.

Suga arabaya bindikten sonra camı açıp son kez konuştu.

"Dediğim gibi, ne zaman isterseniz bir telefon ötenizdeyim. Para, yiyecek, elbise, ne isterseniz benden isteyebilirsiniz. Karavanda yaşamıyor olsaydım, hepinizi evime davet edebilirdim. Kusuruma bakmayın."

adventurous, handsomes, fast and furiousHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin