Minho gülmüş ayağı kalkmış Nora ile göz teması kurmuştu "Sence onunla çıksan seni eski sevgilinle üstelikte çocuğunun babasıyla tek başına bırakma riskini göze alır mıydı ha?" Nora gülmüş Minho'nun yanında geçip merdivenlerin başına geçmişti "hadi sana odanı göstereyim"
"Anne bugün okula babam bıraksın beni" Nora derin bir nefes almış üst katta hala derin bir uyku çeken Minho'yu uyandırmamak adına elinden geleni yapıyordu. "Aşkım baban uyuyor,hem ben seni zaten götürüyorum babana ne gerek var" Minjae kıkırdamış oturduğu sandalyeden kalkmıştı Annesine dönüp omuz silkmişti. "Arkadaşlarıma göstericem belki" Nora gülmüş önündeki oğlunun ellerini tutmuştu."Okul çıkışı gösterirsin arkadaşlarına, saatte çok erken babanı uyandırmayalım boşuna" Minjae dudak büzüp ellerini annesinden kurtarmış kalktığı sandalyeye geri oturmuştu, tostunu bitirdiğinde tuvalet bahanesiyle yukarı çıkmış Annesinin odasına bakmıştı babası yoktu yan odaya bakmıştı Babası oradaydı ama neden ayrı odalarda uyumuşlardıki bunu daha sonra sormayı not etmişti kafasına Minjae. Daha fazla vakit kaybetmeden kapısı aralık olan odaya girmiş yatağın üstüne çıkıp babasına seslenmişti. Çok geçmeden Minho gözlerini aralamış gelen kişinin oğlu olduğunu anladığında gülümsemişti. "Günaydın babacım" Minjae babasının uyanmasıyla yataktan inmiş üstündeki battaniyeyi aşağı indirmişti. "Hadi baba kalk okula gideceğiz" Minho okul sözcüğünü duyduğunda diklenmiş dakikasındada yataktan inmişti. "Tamam o zaman yüzümü yıkayıp geliyorum daha fazla geç kalma" Minjae kafasını sallamış ve aşağı geri inmişti çok geçmeden Minho'da inmişti. Nora Minho'nun indiğini fark etmesiyle oğluna dönmüş elindeki tabağı bulaşık makinesine bırakmıştı. "Oğlum neden babanı uyandırdın ben seni bırakacaktım" Minho telefonundan saate bakmış ve derin bir enfes almıştı "okul saatin kaçta başlıyor" Nora bulaşık makinesini çalıştırmış Minho'ya dönmüştü "saat sekizde...Şuan saat yedi bir saat var" Minho nefes almış oğluna dönmüş kucağına alıp gıdıklamaya başlamıştı "demek bir saat erken uyandırıyorsun ha...cezalısın" Minjae'nin gülücükleri tüm evi kaplarken Nora önündeki tabloya bakmıştı sanki daha sonra hiç yaşanmayacakmış gibi aklına kazımaya çalıştı.
Çok geçmeden Minho Minjae'yi bırakmış kahvaltı hazırlayan Nora'ya dönmüştü. "Sen kaçta gidiyorsun işe?" Nora elindeki tabağı sandalyede oturan Minho'nun önüne koymuş mutfağa geri dönmüştü "sekiz buçuk"."Nora senide bırakırım sende gel" Minjae'yi arabaya bindirdikten sonra arabasına yaslanmış kolları bağlı onu izleyen Minho'ya dönmüştü Nora. "Gerek yok siz gidin geç kalmadan, ben kendim giderim" Minho derin bir nefes almış Gitmek için onu es geçen Nora'nın önüne geçmişti "Nora cidden bu kadar korkak olma merak etme seni yemem".
Çok aceleyle yazdım ua. Neyse bir sonraki bölüm görüşürüz 😽