RUHUMDA YANKILANAN SANCI

ÜÇÜNCÜ SANCI

                                                                             ÜÇÜNCÜ SANCI

Hissettiklerimiz aslında bizim varoluşumuzdu. Şu an hissettiğim şey her neyse bilmiyordum. Adını koyamıyordum. Beni bir sokakta telefon gelmesi ile yalnız bırakması zoruma gitmişti. Ama önemli bir durum vardı demek ki. Yoksa niye tek bıraksın.

Neyse.

Hızlı adımlarım boş sokakta yankılanırken sitenin girişine geldiğimde adımlarımı daha da hızlandırdım. Bir an önce eve gidip uyumak istiyordum. Apartmana girip asansörün düğmesine basıp beklemeye başladım. Asansör geldiğinde binip evimin olduğu kata bastım. Biraz sonra asansörden inip eve yöneldiğimde damarlarımdaki kanın çekildiğini hissettim. Evimin kapısı açıktı ve yerlerde kan damlaları vardı.

Donup kalan ayaklarım yavaşça kapıya adımladı. Aralık olan kapıyı hafifçe itelediğimde direk evimin salonu görünüyordu. Yavaş adımlarla salona girdiğimde her yerin darmadağın olduğunu gördüm. Gözlerim televizyon ünitesinin üzerine kaydığında kırmız renkte yazılan yazı kanımı dondurdu. Kanla yazılmıştı.

SENİ İSTİYORUM.

Kim olduğunu bilmediğim biri evime girip böyle bir şey yazıyordu hem de kanla. Nasıl bir manyakla karşı karşıya olduğumu merak ediyor ve bir o kadar da korkuyordum. Benim düşmanım yoktu. Benim arkadaşım yoktu ki düşmanım olsun.

Sitenin güvenliğini aramış sonrasında ise polisi aramıştık. Şu an da ise evim olay yeri inceleme ve polisler tarafından esir alınmıştı. Bir polis memuru benim ifademi almış bana düşman olan veya olabilecek birilerini sorduğunda ise olmadığını söylemiştim. Yoktu çünkü. Sitenin ve apartmanın kameralarından da bir şey çıkmamıştı. Büyük bir belirsizlik vardı ortada.

Oturduğum merdiven popomu ağrıtmaya başladığında artık sıkılmıştım. Polis memuruna bütün bunların ne zaman biteceğini soracağım sırada onun sesini duydum.

"Feris?" Neler oluyor der gibi bakıyordu. Yanına gittiğimde ne olduğunu çözmeye çalışıyordu.

"Evime biri girmiş. Evimi dağıtmış ve salonumun duvarına kanla kocaman seni istiyorum yazmış. Bende polisi aradım ve iki saat oldu ama hala işleri bitmedi." dedim sıkıntıyla.

Yüzündeki ifade telaşlı bir hal aldı. "Sen iyisin değil mi bir şeyin yok?" kafamı iki yana hayır anlamında salladım.

"Sadece korktum. Benim herhangi bir düşmanım yok ki." dedim. "Çok saçma."

"Şiii sakin ol polisler bir şey buldu mu?" diye sordu.

"Hayır hiçbir şey yok. Sadece belirsizlik var." dedim sakince.

Agah'la konuşurken bir polis memuru yanımıza gelmiş hiçbir şey çıkmadığını ama bunu araştıracaklarını söylemişti. Şüpheli bir durum olursa onları aramamı ve dikkat etmemi söylemiş sonrasında ise gitmişlerdi.

Şimdi ise eve nasıl gireceğimi ve evimde tek başıma nasıl kalacağımı düşünüyordum. Bu gece kesinlikle bir otele gitmeliydim. Agah'a döndüğümde zaten onun da bana bakıyor olduğunu gördüm.

"Ben bir otele gitsem iyi olacak. Bu gece evde kalabileceğimi hiç sanmıyorum." dedim.

"Otele gitmene gerek yok. Bende kal bu gece. Yarın da evi temizletiriz öyle girersin evine ama şimdi bende kal gecenin bu saatinde gitmene izin veremem komşuluk bunu gerektirir."