3. Bölüm
ACIBen eskiden çok gülerdim. Çok konuşurdum. Asla susmazdım. Saatlerce aynı konudan bin kez bahsedebilirdim. Ama bir şeyler olmuştu sonra. Gerçi bir şeyler hep oluyordu ama hiçbiri bu kadar acıtmıyordu. Bazı şeyleri aşamadım, yapamadım. Unutamadım. Yaşanan anıları hafızamdan silemedim. Kendimi arındıramadım. Birileri o gün karşıma geçip bir sürü şey anlatmıştı ama ben o gün ilk defa susmuştum. İlk defa konuşmamıştım. İlk defa aynı konuyu diretmemiştim. O günden sonrada kimse beni takmamıştı zaten. Anlamaya çalışmamıştı. Konuşmaya çalışmıştım, dilime acı biber sürmüşlerdi. Sonrasındada hep istedikleri gibi olmuştu. Susmuştum.
Sonrasında ise Bade'yi bulmuştum. Onunla beraberde Ege'yi bulmuştum. Sonra birden yeniden dilim açıldı, yeniden gülmeye başladım. O küçücük yaşımda tozlaşmış, kartlaşmış minik kalbimde çiçekler açmıştı, kelebekler uçuşuyordu. Ben, o birbirimizi bulduğumuz gün nefes almıştım. Hayata dönmüştüm.
Ama şu an, tam 17 sene sonra hayatım elimden alınıyordu. Bade tam yirmi altı saattir uyanmıyordu. Vücuduna yayılan panik atak, stres ağır gelmişti ve ilaçlarla uyutuluyordu.
"Açelya, kalk kızım hadi bi eve geç duş al, üstünü değiştir öyle gel. Hadi kızım kalk," dedi Uğur abi yanıma gelip eğilerek. O akşamdan beri buradan bir dakika ayrılmamıştım ve ayrılmayada niyetim yoktu. Ekim ayında olduğumuz için havalar hafiften soğumaya başlıyordu. Geçen akşam Ateş'in ceketiyle uyumuştum, oldukça sıcak gelmişti.
Ateşle ise o kavgamızdan sonra sadece birkaç kez kısa konuşmalar dışında hiç muhattap olmamıştık. O da hemen yanımdaki koltuktaydı ve uyukluyordu. Ben ise yere çökmüş onun ceketiyle açıkta kalan bacaklarımı kapatmaya çalışıyordum.
"İyiyim ben abi böyle, Bade uyanana kadar gitmeyeceğim bir yere." Dedim gülümsemeye çalışarak. Zor bir gün atlatmıştık. Gülsüm ilk gece tedaviye yanıt vermemişti fakat birkaç saat öncesinde ise iyi haberler almıştık. Tedaviye yanıt vermeye başlamıştı.
"Açelya kızım olmaz bak böyle, Ateşide al eve gidin. İkinizde bi duş alıp gelin. Harap oldunuz burada. Üstünüzdeki kıyafetlerle burada çok sırıtıyorsunuz ayrıca." Dedi Uğur abi son cümlesinde gülerek. Beni neşelendirmeye çalışıyordu.
"Badeyi yalnız bırakamam. Gidersem hisseder. Üzülür." Dedim ağlamaklı bir sesle. Onu bırakmak istemiyordum. Bırakırsam uçup gidecekmiş gibiydi.
"Biz buradayız, hadi gidin kızım hadi kalk." Dedi Uğur abi elini uzatarak. Oflayarak elini tutup kalktım ve Ateş'in yanına oturdum. Yerde oturmaktan sırtım ve kalça kemiğim ağrımıştı. Ateş'in omuzuna dokunarak ona seslendim.
"Ateş, beni duyuyor musun?" dediğimde yeni dalmış uykusundan uyanarak bana döndü.
"Bir şey mi oldu?" Dedi hafif çatallaşmış sesiyle. Boğazını temizleyerek sırtını dikleştirdi.
"Kalk bi eve gidelim, üstümüzü falan değiştirip gelelim." Dedim ayağa kalkarak. Sanki bunu bekliyormuş gibi hemen ayaklandığında Uğur abiye son bir bakış atarak çantamıda koltuktan alarak koridordan çıktık.
Arabaya bindiğimizde emniyet kemerimi taktım. Ateşin uykusu olduğu için arabayı ben sürmek istemiştim ve itiraz etmemişti. O yan koltukta uykusuna devam ederken ben olabildiğince hızlı bir şekilde sürerek evime ulaşmaya çalışıyordum. Ne kadar hızlı gidersek o kadar iyiydi.
Yarım saat sonra eve ulaştığımızda Ateş'i uyandırdım ve eve girdik. Üzerimdeki Ateş'in ceketini çıkartıp askılığa astım.
"Ateş, üst katta benim odamın hemen yanında bir banyo var orayı kullanabilirsin. Barış'ında birkaç parça kıyafeti var zaten orada onlar olur sana diye düşünüyorum, onları giyersin." diyerek merdivenleri tırmanmaya başladım. O da peşimden geliyordu. O banyoya gireceği sırada onu durdurdum. "Ayrıca temiz havlular oradaki beyaz dolapta, haberin olsun." Bana kafasını sallayarak banyoya girdi. Hâlâ uykusu vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOKİTA
ChickLitBenim adım Açelya. Anlamı sevgi çiçeği. Doğduğumda gülücükler saçtığım için koymuş bu adı bana annem. İçimde ki sevgi, gün geçtikçe çoğalmıştı ve ismimin anlamını hak etmeye başlamıştım. Fakat bir gün o içimdeki sevgiyi nefrete çevirdiler. Düzelt...