Yalan Sarsılması

4 2 0
                                    



İnsanlar garipti. Anlaşılması zordu. Çok zordu. Hiçbirinin ne zaman ne hissettiğini asla tam olarak anlayamıyordunuz. Eğer ruh eşiniz hâlâ karşınıza çıkmadıysa.

Ben bir zamanlar hep  Bade'nin benim ruh eşim olduğunu düşünürdüm. Fakat gün geçtikçe bunun doğru olmadığını anlamıştım. Anlamak zorunda bırakılmıştım.

Badeyle eskisi gibi değildik. Eskisi gibi detaylı konuşmuyor, birbirimizi anlamaya çalışmıyorduk. Bu, kelimelerle anlatılamayacak kadar zor bir şeydi. Kardeşinizin gün geçtikçe sizden uzaklaşması, soğuması...

Çok berbat bir durumdu.

Neden böyle olduğunu anlayamıyordum ya da anlamak istemiyorum belkide bilmiyorum. Ama, böyle olması yanlış. Bir şeyler yanlış ilerliyor.

Badenin panik atak krizini yatıştırdıktan sonra Ateş ve Emir eşliğinde oradan ayrılmıştık. Bade artık kendisini iyi hissettiğini söylemiş, üstünü değiştirmek istemişti. Beraber gidip halletmiştik.

Gülsüm'ün çıkış işlemleri tamamen hallolduktan sonra Badeyle beraber bahçeye çıkmıştık. Maskeli beşli tam da göz hizamdaydı. Bakışlarımı tek tek üzerlerinde gezdirdiğim sırada Ateş ile göz göze geldik. Gülsüm onun kucağındaydı. Birkaç saniyelik bakışmanın ardından bakışlarını kaçırdı yutkunarak.

Yanlarına ulaştığımızda hepsi aynı anda susmuştu. Kaşlarım hafif şekilde çatılırken çokta umursamamaya çalıştım.

"Zorlu bir süreç atlattığı için yorgun. Biraz dinlensin dedim." Dedi Ateş bizim sormamızı beklemeden.

"İyi yapmışsın." dedi Bade kafasını aşağı yukarı sallayarak.

Birkaç dakika daha orada dikilip bir şeyler konuştuktan sonra arabalara dağılmıştık.

Ben Gülsüm'ün arka koltukta yatarak dinlenmesini istediğim için diğerlerini tek bir arabayla göndermiştim. Normalde Bade'de bizimle gelmek istemiş, ben karşı çıkınca Ateşte ona arka çıkmıştı. Sonrasında ise benim azarlarıma dayanamayıp ikiside pes etmişti.

Ateş Gülsüm'e arka koltukta rahat bir yer ayarladıktan sonra onu ön koltuktan alarak arkaya yerleştirdi. Kapıyı kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra kafasını kaldırdığında göz göze geldik. Birkaç saniyenin ardından kafasıyla binmemi işaret ettikten sonra o da çok beklemeden sürücü koltuğuna geçti. Bende yanında yerime geçtiğimde beklemeden gaza yüklendi.

Telefonumu arabaya Bluetooth ile bağladıktan sonra müzik listeme girerek rastgele bir şarkı açtım. Açılan şarkı Saudade'den Son Dans idi.

Durmuş bütün saatler bizim için, sevgilim
Uzaklarda kaldı mutluluk bize
Yıllar sonra bir an gelirsem ben aklına
Bir tebessüm gönder rüzgarla bana

"Durmuş bütün saatler, bizim için sevgilimm. Uzaklarda kaldı mutluluk bize."  Şarkıya sessiz bir şekilde eşlik etmeye başladığımda Ateş bakışlarını bana çevirdi.

"Neden kısık sesle söylüyorsun?" dedi hafif gülümseyerek.

"Rahatsız olursunuz diye düşünmüştüm, Gülsüm'ün başı ağrıyordur belkide."

"Aldığı ilaçların etkisi hâlâ üzerinde, Barış kontrol etti. En az daha bir saat uyur dedi."  Bakışları ben ve yol arasında gidip geliyordu.

"O yarım yamalak tıp bilgisiyle gelip bir şey söylemesin o mümkünse. Ölüyordum geçen sene onun o bilmiş tavırları yüzüne." Dedim sinirle. Yeniden hatırlamıştım. Derste gördükleri bir hareketi bende denemek istemişti ve bende merak ettiğim için onaylamıştım. Sonrasında ise birkaç gün boyunca yataktan kalkamamıştım. Her yerim ölesiye ağrıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MOKİTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin