Hepinize merhabaaa!!! Yeni bir bölüümmm!!! İyi okumalar!!!!
Şarkı: The Weeknd-Lost in the Fire
Tarih:08/06/2022
Dünkü Jungkook ile konuşmamızdan sonra sessiz sessiz ağlamaya başlamıştım. Ciddi anlamda sevgilisi olması canımı yakıyordu. Sevgilisinin olmasını geçtim. Bunca zaman sonra bana bu kadar yakın davranması kafamı karıştıyordu. Jungkook'a , taşındıklarından sonra yüzlerce kez mesaj atmıştım fakat o bana hiç geri dönüş yapmamış. Beni kendinden uzaklaştırmıştı. Şimdi ne oldu da bana bu kadar yakın davranıyordu ki? Hiç mi merak etmemişti beni? Hiç mi özlememişti o kadar mı değersizdim gözünde?
Sabah kalkıp aynaya baktığımda zombilerden bir farkım olmadığını görmüştüm. Göz altlarım mosmor, yanaklarım ve gözlerimin içi kıpkırmızı ve saçlarım darmadağındı. Kısaca ağladığım 100 metre öteden bile anlaşılırdı. Jimin kalkmadan yüzümü kapatıcıyla kapatmam iyi olacak aksi takdirde bu baş ağrısıyla Jimin'in başımı şişirmesi isteyeceğim en son şeydi.
Yüzümü kapatıcıyla bir güzel kapatıp hafif bir makyaj yapmıştım. Gözlerimin içi hâlen kıpkırmızıydı ama ona yapacak bir şeyim yoktu en kötü uykumu alamadım derdim.
Bugün hava biraz soğuktu o yüzden uzun kollu kahverengi bir sweatshirt, onun takımı kahverengi bir etek ve yine aynı tondaki çizmelerimle kombinlemiştim. Kırmızı saçlarımı ise hafif şekil vererek dalgalı yapmıştım.
Jimin'in bugün öğleden sonra dersi olduğu için uyuyordu bu yüzden de derse gittiğime dair ufak bir not bırakmış ve yurttan ayrılmaya koyulmuştum.
Yaklaşık 10 dakika sonra okulda olduğumda içimden binlerce kez Jungkook'un gelmemiş olması için dilek dilemiştim. Bugün onunla dersim yoktu ve bu ondan bir nebze olsun uzak kalmamı sağlayacaktı. Onu görmek için can atıyorum elbette ama sevgilisi olan birine de gururumu yok sayıp yakınlaşamazdım. Bana tersti.
Yukarı çıktım ve sınıfa girdim. Bu normal bir sınıftı bar yeri yoktu. Tekli sandalye ve masalar, bir öğretmen masası, bir beyaz tahta hemen yanında akıllı bir tahta,dersle alakalı bir kaç poster ve bir saat vardı duvarlarda. Hocamız sınıfa girdiğinde toplam 5 kişiydik sınıfta birkaç kişi de online katılmıştı. Kısa bir tanışma faslından sonra hocamız ders için istediklerini ve dersin konularının, detayını vermeyerek kısaca bir sohbet başlattı. Dersin hızla bitmesiyle hocayı sevdiğimi fark etmiştim. Hoca sınıftan çıkarken hepimize bakıp gülümsemiş ve öğretmenler odasına doğru gitmişti.
Yaklaşık 30 dakikalık bir aram vardı. Bu süremi, kantinden bir kahve alıp üniversitenin hemen arkasındaki nehri izlerken harcamak mükemmel bir fikirdi bence.
Kantinden hemen bir kahve alıp arkadaki nehre doğru ilerlerken Jungkook'un orada bir kızla el ele tutuşup konuştuklarını gördüğümde tam anlamıyla olduğum yere çakılmıştım. Ondan sonra ise kızın hızla yaklaşıp Jungkook'un dudağını öptüğünü gördüm.
Elimdeki kahve yere düşerken sadece düşenin o olmadığını fark etmiştim. Gözlerimden bir kaç damla yaş firar etmişti aynı zamanda. Hızlı hızlı yürüyerek oradan ayrıldım. Mutluluk benim neyimeydi ki? Burayı kazandığımda Jungkook ile beraber olacağımı falan mı düşünmüştüm? Aldım işte boyumun ölçüsünü.
Telefonuma mesaj gelmesiyle duraksadım ve bir banka oturdum. Ne şans ama ya! Diğer hocamız doğuma gittiği için Jungkook gruba mesaj atmış ve dersi aldığını söylemişti. Neden ya of! Mecbur gitmek zorundaydım şimdi. Görmemiş gibi yapsam ve yurda kaçsam mis gibi olur aslında hem lise zamanlarını da anmış olurdum. Gözlerimi kıpkırmızı görmesindense yurda gitmeyi yeğlerdim. Fakat şöyle bir gerçek vardı ki burslu girdiğim bir üniversitenin dersinden kaçmak benlik bir şey değildi.
Telefonumdan kendime baktığımda gözlerimin altını sabah kapattığım halde yine morardığını görüp makyaj çantamı aldım ve tuvalete girdim. Gözlerimin içi de kıpkırmızıydı off offf!
Hızla işimi hallettim ve tam zamanında sınıfa girdim. Onun sınıfta olduğunu gördüğümde şaşırmıştım ama hızla yerime geçip diğerlerini bekledim. Onun bir şey demesine fırsat vermeden telefonumla oynamaya başlamıştım. Onun da benden bir farkı yoktu zaten. Nedeni bilinmez sinirli gibiydi ama.
Üniversitemiz dakik ve disiplinli bir üniversite olduğundan derslere tam vaktinde girmezseniz almazlardı ve Jungkook hocam da öyle yaparak tam vaktinde kapıyı kapattı ardından da kilitledi. İlk dersinde kilitlememişti niye şimdi kilitlemişti ki? Bazı hocalar ders bölünmesin diye kapıyı da kilitlerdi. O da mı onlardan biriydi acaba?
Şansa bakın ki sınıfta sadece ben vardım. Ne güzel!
"Neden kapıyı kilitlediniz? dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Seninle bir şey konuşmak istiyorum."dedi yanıma gelip masama oturarak.
"Size söyledim benimle ders dışında konuşmayın dedim." dedim isyanla.
"Gözlerinin içi neden kıpkırmızı?" dedi beni umursamayarak.
"Sizi ne ilgilendirir, Bay Jeon." dedim homurdanarak.
"TaeTae ben senin en yakın arkadaşınım." dedi üzgün bir ses tonuyla.
" En yakın arkadaşınızdım evet ama evinizden taşındıktan sonra mesajlarıma ve aramalarıma bakmayarak çok güzel bir arkadaşlık yaptınız aynen." dedim gözlerinin içine bakarak.
"Taehyung asıl ben seni aradım hem de binlerce kez mesajlarıma yanıt alamadım. Ne kadar endişelendiğim hakkında bir fikrin bile yok." dedi isyan ederek.
Şaşırarak ona baktım.
"Jeon Jungkook sen beni her yerden engelledin sana ulaşmak için her şeyi yaptım ben. Bu üniversiteyi 'beni burada bulabilirsin' dediğin için kazandım asıl senin hiçbir şeyden haberin yok." dedim inatla.
"Ne? Ben mi seni her yerden engelledim. Hasiktir. Taehyung gözlerimin içine bak yok öyle bir şey." dedi beni inandırmaya çalışarak.
En acısı da doğru söylüyordu. Yalan söylese gözlerini kaçırır ve kulakları kızarırdı.
"O zaman neden bana mesajların gelmedi? Neden beni engellemiş gibi gözüktün Jungkook. Sen oraya gittiğinde telefonunu falan mı değiştirdin?" dedim merakla.
" Hayır Taehyung telefonumu değiştirmedim sadece ufak bir sıkıntı çıkmıştı telefonumda annem alıp tamirciye götürmüştü sonra tamirciden geri aldığımızda mesaj ve aramalarıma cevap vermedin sadece ilk 2 veya 3 tanesine görüldü attın o kadar." dedi yanlış anlamamı istemiyordu.
"Jungkook ben senin hiç bir mesajına görüldü falan atmadım." dedim inanmasını istercesine.
" O zaman iki seçeneğimiz kalıyor ya annem ya da tamirci ama neden böyle bir şey yapsınlar ki?"
"Hiçbir fikrim yok. Haa bu arada sevgilinizle mutluluklar Bay Jeon."
Umarım beğenmişsinizdir yorum ve oy istesem oluurr muuu?? Düşüncelerinizi merak ediyoruummm...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓣𝓱𝓮 𝓑𝓪𝓻𝓽𝓮𝓷𝓭𝓮𝓻🍸/𝓣𝓪𝓮𝓴𝓸𝓸𝓴-𝓞𝓶𝓮𝓰𝓪𝓿𝓮𝓻𝓼𝓮
Dla nastolatkówZengin, yakışıklı ve egoist olan alfa barmen Jeon Jungkook...Ona 7 senedir platonik olan feminen giyinen, dik başlı ve tatlı olan omega öğrenci Kim Taehyung. ☆İlk kitabııımmmm!!!!Umarım beğenirsiniiizzzz!!! ☆Hikayede +18 bölümler ver argo sözler var...