Selammm ilk kitabımla karşınızdayım umarım keyif alarak okursunuz hepinize teşekkür ederim iyi okumalar 😊
7 Eylül 2021
Kızıl rengi saçları, saçlarının rengi kanla kaplı gövdesi gözümün önünde seriliydi boydan boya.Buz kesen bedenim ve korkudan deli gibi atan kalbime mâni olamıyordum bir türlü, ürkekçe attığım adımlarla yanına doğru ilerlediğim de kan revan içindeki yüzünü görmem ile bir çığlık firar etti dudaklarımın arasından üzerimizde gittikçe kararan bulutlar, bulunduğumuz uçurum kenarının altında birbiriyle boğuşan dalgalar ile korkum daha da artıyordu.
Uyuştuğunu hissettiğim bacaklarım daha fazla taşıyacak gibi değildi bedenimi,içinde bulunduğum şokun etkisiyle uzun bir süre inceledim kireç gibi olmuş suratını,upuzun kızıl saçlarını, gözlerinin üzerine düşen kahküllerini, küçük burnunu,gül kurusu rengindeki dudaklarını,uzun kirpiklerini,bir adım daha atmaya yeltendiğim an dizlerimin üzerine yığılıverdim içine düştüğüm kabus dan uyanmak istiyordum biran önce ama nafile bunların hepsi şuan yaşanıyordu ve ben tam da burada bu felaketin içindeydim derin bir nefes aldım buz gibi olmuş ellerimi titreye titreye boynuna götürdüm.
Onun teni de benim ellerimden farksızdı soğuktu bir ümit kontrol ettiğim nabzı ile herşey tersine dönmüştü sanki,o ölmüştü nabzı atmıyordu o artık yoktu ikinci bir şokun etkisiyle sanki zaman durmuştu benim için ,onun için hatta ikimiz için bildiğim tek şey artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağıydı hafif çiselemeye başlayan yağmur damlaları sert esen rüzgarın etkisiyle yüzüme vuruyordu gökteki şimşekler fırtınanın habercisiydi resmen, daha fazla bu şekilde burada kalamazdım bir çare bulmam gerekti.Bir hışımla yerden kalkmaya çalıştığım da ayaklarımın üzerinde sendelemiştim biraz, başım dönüyordu aklım karmakarışıktı belki yardım edebilecek birilerinin olabileceği düşüncesiyle etrafa göz gezdirdim heryer ağaçtı ve üstelik ben haricinde kimse yoktu.
Bakınmaya devam ettiğim sırada yerdeki bisikletimin yanındaki çantam görüş alanıma girmişti hızla çantanın olduğu yöne doğru koştum eğilerek hızlıca yerden kaptığım gibi içinde işime yarayacak birşey bulma hevesiyle fermuarı açarak kurcalamaya başladım hala aşırı tedirgindim ve korkuyordum bulunduğum yerin ıssız oluşu zaten apayrı bir sıkıntıydı benim için çantanın içini aramaya devam ederken telefonum elime geçti birden, kapalıydı evden çıkarken şarjın tamamıyla dolu olduğuna emindim bisiklet den inerken çanta düştüğü için kapanmış olmalıydı açma tuşuna basılı tutup açılmasını beklemeye başladım.
Yağmurun hızı gittikçe daha da fazla artmaya başlıyordu. Nihayet telefon açılmıştı hızlıca ambulansın numarasını tuşlayıp aradım çalmıyordu ters giden birşey vardı.Telefonu kulağımdan indirip ekranı incelemeye başladım Allah kahretsin korktuğum şey olmuştu telefon çekmiyordu ilerilere doğru gittiğimde çekebileceği düşüncesiyle etraf da gezinmeye başladım, tüm çabalarım boşunaydı resmen telefon bi türlü çekmiyordu burada yapayalnızdım. Sadece ben ve yerdeki küçüklüğümden berli arkadaşım olan kızın cesedi vardı.
Çaresiz kaldığımı anlayınca pes etmiştim elimden gelen hiçbir şey yoktu. Dolan gözlerimle yerde yatan cesede doğru ilerledim, yanına geldiğimde dizlerimin üstüne oturdum yere, esen rüzgarla yüzünü kapatan saçlarını ellerimle hafifçe araladım, yüzünü gördüğüm an beraber geçirdiğimiz vakitler gözümün önünden geçti film şeridi misali, gözümden istemsizce akan yaşlara engel olamıyordum şuan için sadece hıçkıra hıçkıra ağlamak geliyordu içimden mantıklı düşünemiyorumdum,elimin tersiyle yüzümdeki yaşları silip yerde duran elini aldım avuçlarımın içine buz gibi olmuştu.Bebek gibi battaniyelere sarmak istiyordum üşümüş olan vücudunu.
"Neden yaptın bunu kendine İdil.Ne oldu o cıvıl cıvıl olan, eğlenceli,neşeli kıza, verdiğin sözler,kurduğun hayaller ve ben hepsi yarım kaldık.Lütfen cevap ver İdil konuş,yalvarırım birşey söyle bu şekilde gidemezsin lütfen."
Ses yoktu kelimeler boğazımda düğümleniyor konuşamıyordum , artık kendimi gözyaşlarımın kollarına bırakmıştım yağan yağmur da benimle beraber ağlıyordu sanki,içimde kopan fırtınaya eşlik edercesine çakıyordu şimşekler içime attıklarımı benim yerime haykırıyordu rüzgarın sesi gökyüzü bile benimle beraber ağlıyor gibiydi.
Hiç bir yol yoktu beynim durmuştu artık tek çarem vardı bisiklete binip geldiğimden yerden tekrar dönüp herkese haber vermek, her ne kadar geldiğim yol uzun ve tenha olsada gitmek zorundaydım aksi takdir de işler daha çok karışabilirdi.Avucumdaki ellerini yavaşça yere bırakıp ayağa kalktım ,son defa yüzüne baktıktan sonra koşar adımlarla bisiklete doğru gittim. Yerde duran çantamı sırtıma atarak bisiklete binip hızlıca sürmeye başladım.
Geniş ve sessiz yolda tek bir başıma ilerliyordum her iki tarafım da ağaçlarla kaplıydı. Yağmurlu havadan dolayı oluşan sisler yavaştan görüşümü zorlaştırıyordu yolun yarıdan fazlasını gitmeme rağmen ne bir eve nede bir insana denk gelmiştim burası nasıl bir yer böyle diye düşünürken cebimde ki telefonumun titrediğini fark ettim ani bir hareketle bisikleti kenara çekerek elimi cebime atıp telefonu çıkardım Bora arıyordu Bora benim küçüklüğümden berli tanıdığım en yakın arkadaşımdı.
Telefon çektiğine göre ilçeye yaklaşmıştım galiba, telefon kapanmadan açıp kulağıma götürdüm.
Bora:"Alo, Tuna neredesin kaç saattir seni arıyorum telefonun meşgul İdile'de ulaşamıyorum seninle mi?"
Cevap veremiyordum sanki kelimeler bir araya gelemiyordu aklım tamamen İdil'de idi o hali gözümün önünde canlanıyordu sürekli,tamamen donmuş vaziyetteydim.
Bora:"Tuna duyuyor musun beni İdil yanında mı hava iyice bozdu nerdesiniz siz Tuna cevap ver neredesiniz?"
Bilincimi kaybetmek üzereydim kulağımda ki telefonu indirerek Bora'nın yüzüne kapatmıştım.Bu halde iken onunla konuşmam mümkün değildi.Telefonu çantamın ön gözüne koyup bisikleti sürmeye devam ettim. Bir bilinmezliğin ortasında kayboluyordum yavaştan,bir savaş içerisinde gibiydim ama rakibim olmayan bir savaşın içinde var gücümle ayakta kalmaya çalışıyordum ve ne olursa olsun bu savaşın galibi ben olacaktım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
İlk bölümümüz bu kadar bu bölümde üç karakteri tanımış olduk Tuna,Bora ve İdil diğer bölümlerde görüşmek üzere hoşçakalın