trust game || participation book

two; fear.

"Ne diyor bu ya?" dedi Tracy, gelen mesaja kaşlarını çatıp bakarak. "Ne oyunu oynayacakmışız?"

"Ben sana yerinden ayrılma demedim mi?" dedi James, koşar adımlarla yanına gelerek. Tracy'nin kolunu tuttu. "Korkttun beni. Üstelik bir de mesaj-"

"Ya, bırakır mısın beni?" dedi Tracy, kolunu kurtarmaya çalışarak. "Birini bulmam lazım, oyun oynayacakmışız."

"Ne oyunu?" dedi James, kaşlarını çatarak. "Sana da mı geldi o mesaj?"

Tracy, elindeki telefonun ekranını gösterdi.

Bilinmeyen bir numaradan gelen gizemli bir mesaj.

"Gel, diğerlerini bulalım," dedi James, onu kolundan tutup kendisiyle birlikte çekiştirerek.

"Tamam ya, kendim yürürüm," diye söylendi Tracy, ama hâlâ dengesinin bozuk olduğu aşikardı. James onu umursamadı.

***

Isaac, cebinde titreyen telefonuna bakmak için Jessica'nın üstünden kalktı.

"Şaka mı yapıyorsun?" dedi Jessica, kaşlarını çatarak. Ormanın ortasındaki bir ağaca sırtını dayamış, oturuyordu. Elbisesinin eteği çoktan yukarıya çıkmıştı ve bacakları açıktı. "Bunun ortasında telefona bakılır mı?"

"Önemli bir mesaj olabilir," dedi Isaac, telefonu açarak.

"Sen ciddisin," dedi Jessica şaşkınlıkla. "İyi, ben de kendiminkine bakarım o zaman. Hatta malikane dönüp Tracy'yi bulmamı da sorun etmezsin herhalde, ilgin pek de bende değil çünkü-"

"Telefonunu ver," dedi Isaac, ciddi bir sesle.

"Sen kendininkini bana ver," dedi Jessica. Elbisesini düzeltti. "Telefonum benim özel bir eşyam, karıştıramazsın."

"Karıştırmayacağım Jess, ver sadece şu lanet telefonu," dedi Isaac, sabırsızca. Bu sabırsızlığı hem gelen mesajdan, hem de kanına karışmış olan uyuşturucudandı.

"Ne oluyor ya?" diye sordu, onun yüz ifadesini görüp meraklanan Jessica. Dizlerinin üstünde Isaac'in yanına gitti ve telefona baktı.

Bilinmeyen Numara:
Hadi bir oyun oynayalım.

Kaşlarını çatarak Isaac'in telefonundaki mesajı okudu ve ardından kendi telefonuna da baktı. Aynı saatte özel bir numara ona da aynı mesajı atmıştı.

"Bana da atmış," dedi Jessica, telefonunu Isaac'e göstererek.

"Üzerimizi düzeltip malikaneye dönelim hemen," dedi Isaac. "Diğerlerini de kontrol edelim. Onlara gelmediyse..."

"Bizimle alakalıdır," dedi Jessica, onun cümlesini tamamlayarak.

***

Alice, duyduğu bildirim sesiyle dudaklarını Brian'ınkilerden ayırdı. "Bir dakika, annem atmış olabilir..."

Fakat gördüğü mesajla birlikte kaşları çatıldı. Bunun üzerine, "Ne oldu?" diye sorarak telefona baktı Brian. Ardından kaşlarını çatarak kendisininkini çıkardı. "Bana da gelmiş."

"Yürü, aşağıya inelim hemen, diğerlerini de kontrol edelim," dedi Alice.

***

"Sonunda sevişmekten bize zaman ayırabildiniz," dedi Tracy, onlara doğru aceleyle gelen Jessica ve Isaac'e. Grupça tekrardan o bej koltuğun etrafına toplanmışlardı.