Altay'ın Kerem'i || Altay×Kerem

30(Final)

Yazar'dan

Altay antrenmandan çıktıktan arabasına binmiş Kerem'i almak için evine doğru yola koyulmuştu.Sevgilisinin canı bugün sıkkındı ve Altay onun moralini düzeltmek için elinden geleni yapacaktı.Bu yüzden arabasını ilk olarak bildiği hediyelik eşya satan dükkana sürmüş ve park ettikten sonra içeri girmişti.Kapıdan içeri girer girmez tanıdık adam Altay'a selam vermiş "Oo hoşgeldin oğlum bayadır uğramıyorsun hangi rüzgar attı seni buraya"demişti."Hoşbuldum abi hediye almaya geldim"diyerek açıkladı Altay.Altay buraya sürekli gelir arkadaşlarına ve ailesine hediyeler alırdı."Bu sefer kimin doğum günü"diye sordu ellilerine dayanmış adam."Doğum günü değil abi ama hediye aldığım kişiler arasında en özel olanı diyebilirim" diyerek cevaplamıştı yaşlı adamın sorusunu.Adam"Gönül işleri diyorsun yani"dediğinde Altay sadece gülümsemekle yetinmişti.Buraya her geldiğinde Keremle sevgili olursa beraber takmak istedikleri bilekliklerden yaptırmak istiyordu.Mors alfabesiyle onun kolundaki bileklikte Altay kendi kolundaki bileklikte ise Kerem yazacaktı.Hem kimse anlamayacak hem de kendilerine özel olacaktı.Bileklikleri hemen yaptırıp ceketinin iç cebine attıktan sonra vedalaşarak dükkandan çıktı. Sonraki durağı bir çiçekçi olmuştu.Kerem ona sarı papatyaları hatırlatıyordu.Tıpkı onlar gibi saf masum ve sarıydı.Bu yüzden ona kendisi gibi güzel bir sarı papatya buketi almaya karar vermişti.Çiçeğini de aldıktan sonra son sürat sevdiceğini almaya gitmişti.Keremin evine vardığında arabayı park etmiş yan koltuğa bıraktığı papatyaları almış hızla Kerem'in kapısının önüne adımlamıştı.Kapıyı çaldıktan sonra iki eliyle papatyaları sıkı sıkı tutmuş sevdiceğinin kapıyı açmasını beklemişti.Kapı çok beklemeden açıldığında Kerem heyecanla bir Altay 'a bir elindeki papatyalara bakmıştı.Gözleri parlamıştı anında Kerem'in.Aklına Altay'ın ona sarı papatyam diye seslendiği geldiğinde gülümsemişti.Altay papatyaları nazikçe sevgilisine uzatırken konuştu "Çiçeğe çiçek hediye edilmez ama aynı sana benziyorlar senin gibi sarı ve güzel oldukları için seni mutlu edebileceklerini düşündüm çünkü onlara benzeyen bir sarı papatya beni çok mutlu ediyor".Kerem duyduğu cümleler ile gerçekten mutlu olmuştu.Altayın elindeki papatyaları aldıktan sonra boynuna sarılıp "Senden gelen bir şeyin beni mutlu etmeme ihtimali yok sevgilim"diyerek konuştu."Vazoya koyalım da solmasınlar sonra da çıkarız olur mu"diye de eklemişti.Altay onaylar biçimde kafasını salladıktan sonra sevgilisinin ardından içeri girmiş kapıyı arkasından kapattıktan sonra mutfağa giden miniğini takip etmişti.Kerem vazo ararken Altay da dirseğini mutfak tezgahına dayamış onu izliyordu.Kerem sonunda vazoyu bulmuş içerisine yeteri kadar su doldurmuştu.Papatyaları da özenle vazoya koyduktan sonra bakıp gülümsemişti.Altay Kerem'in bu tepkisini gülümseyerek izlemiş yanına adımlayarak vazonun içinden kendisine bir papatya alırken Kerem'in yanağına öpücük kondurmuş ve konuşmuştu"Bu bende kalsın".Kerem nedenini anlamasa da itiraz etmemişti.Altay papatyayı almıştı çünkü Kerem'in çiçekleri solsun istemiyordu.Solduklarında yenilerini almak istiyordu.Tıpkı Kerem gibi canlı ve güzel kalsınlar istiyordu.Aldığı papatyayı özenle ceketinin cebine attıktan sonra "Çıkalım hadi sevgilim"diyerek kapıya doğru adımladı.Kerem de peşinden gelmiş beraber evden çıkmışlardı.Arabaya binip Altay'ın evine doğru yola çıktılar.Altay telefonunu Bluetoothuna bağlayıp Kerem'e hep ithaf etmek istediği şarkıyı açmıştı.Şarkının nakaratı geldiğinde kafasını yoldan çekip sevgilisine çevirerek söylemeye başladığında Kerem de gözlerini birleştirmiş onu dinliyordu"Her şeyi atsam bir kenara sallasam yine yüzün kalır aklımda ben seni öylesine değil ölesiye sevmişim unutamam asla" nakarat bittiğinde kafasını tekrardan yola çevirirken Kerem'in elini tek eliyle kavrayıp dudaklarına götürerek öpücük kondurmuştu.Kerem şuan huzuru iliklerine kadar hissediyordu.İçi içine sığmadığında şoför koltuğundaki Altay'ın yanağına hızlıca bir öpücük kondurup geri çekilmişti.Altay da öpücükten sonra şapşala dönmüş yol boyunca sırıtıp durmasına engel olamamıştı.Keremin bu hızlıca öpüp kaçmalarına bayılıyordu.Keremle ilgili en sevdiği şeylerden biri buydu işte yaptığı her hareket daha önce yapmış olsa bile ilk etkisi yaratıyor her zaman Altay'ın aklını başından alabiliyordu.İkili bu şekilde yol boyunca birbirlerine bakış atıp gülerek eve varmışlardı.Eve geldiklerinde Altay hemen hızlıca Kerem'den önce inmiş kapısını açmış elini uzatarak sevgilisinin arabadan inmesini sağlamıştı.Altayın her hareketi Kerem'in kalbine zarardı.Aşırı ince düşünüyordu ve tüm bunlar Kerem'e dünyadaki tek erkek oymuş gibi değerli hissettiriyordu.El ele tutuşarak eve geldiklerinde Altay'ın kapıyı açması gerektiği için ellerini ayırmak zorunda kalmışlardı.Altay kapıyı açtıktan sonra kapıyı aralayıp önce sevgilisinin girmesini sağladıktan sonra ardından da kendisi girmiş kapıyı kapatıp anahtarlığı girişteki vestiyere asmış salona doğru yürümüştü.Kerem de peşinden geldiğinde ceketini çıkartıp koltuğa yan yatarak uzanmış boş kalan kısma elini vurarak Kerem'i de yanına çağırmıştı.Kerem Altay'ın çağırısına kayıtsız kalamayarak sevgilisinin dibine uzanmıştı.Kerem yanına uzandığında Altay hemen kollarını sevgilisinin beline sarmış başını boynuna gömerek kokusunu içine çekmişti.İkili bir süre bu şekilde huzuru bulduklarında kerem konuşmuştu"Acıkmadın mı sevgilim antrenmandan yeni çıktın".Altay"Acıktım sevgilim pizza söyleyip film gecesi yapmaya ne dersin"dediğinde Kerem"Allah derim"diyerek gülmüştü.Altay da Kerem'in cevabına gülerken koltuktan kalkmış Kerem'i de beraberinde kaldırmıştı.Altay pizzayı sipariş ettikten sonra oturmuş film seçmeye başlamışlardı.Kerem"Barbie izleyelim mi Altay "dediğinde "Sevgilim sen harbi çocuksun ne Barbiesi "dedi.Altayın cevabına gülerek"Şaka yaptım zaten aşkım" dedi Kerem.Biraz daha baktıktan sonra Altay'ın ısrarları üzerine İncir reçeli izlemeye karar verdiler.Pizzalar da geldiğinde ışıkları kapatmış ve koltuğa yaslanmışlardı.Pizzaları da kucaklarına alarak filmi izlemeye başladılar.Film devam ederken Altay ara ara Kerem'e bakarak tepkilerini kontrol ediyordu.Keremin duygulandığı mimiklerinden belliydi.Bu film Altay'ı da çok etkiliyordu.İkisi de iyice duygusala bağlamıştı.Keremin gözleri filmin sonlarına doğru dolmaya başlamıştı bile.Altay görmesin diye başını omzuna yaslayarak filmi izlemeye devam etti.Keremin başını omzuna koymasıyla birlikte Altay elini onun narin tutamlarına atarak okşamaya başladı.Ara ara da minik buseler  konduruyordu sevgilisinin çok sevdiği altın saçlarına.Kerem filmin son sahnesindeki cümlelerle iyice ağlayacak kıvama gelmişti.Ağlamamak için dişini sıkıyordu.Sonunda kendini tutamadığında inci tanelerinin Altay'ın omzuna dökülmesine müsaade etmişti.Altay omzunda hissettiği ıslaklıkla Kerem'in ağladığını anlamış başını omzundan çekerek yüzünü kavramıştı.Göz teması kurarken sordu"Neden ağlıyosun sevgilim"."Bilmiyorum çok duygulandım galiba istemsizce empati kurdum ve" derken duraksadı "vesi yok öyle işte "."Ve ayrılma ihtimalimizi düşündün"dedi Altay."Sanırım birazcık düşünmüş olabilirim" dedi Kerem."Bugün grupta söylenilenleri düşündün canını sıktılar değil mi sevgilim"diye sordu Altay.Sadece basit bir ihtimalin sevgilisinin canını bu kadar yakması üzmüştü Altay'ı.Ellerini sevgilisinin ela gözlerine götürmüş yaşlarını tek tek sildikten sonra öpücüklerini  kondurmuştu o güzel gözlere."Senin için nelerden vazgeçebileceğimi biliyorsun değil mi sevgilim" diyerek konuştu Altay."Biliyorum ve bu aşk beni hem çok mutlu ediyor hem de deli gibi korkutuyor sevgilim" diye dürüstçe cevapladı Kerem.Evet çok mutluydu Altaydan ayrılmak düşüneceği son şey bile değildi ama içinde bir yerlerde her şeyin üstesinden gelebileceğine olan inancı azdı.Kerem Altay kadar güçlü değildi.Onun gibi her zorluğa göğüs gerecek gücü kendinde görmüyordu."O ne demek bebeğim"diye sordu Altay."Ben senin kadar güçlü değilim Altay benim karakterimde işler zorlaştığı zaman mücadele etmek değil köşeme çekilerek ağlamak var" diye cevapladı Kerem."Belki de senin mücadele biçimin budur kendini küçük görme senin nelerle mücadele ettiğini herkes çok iyi biliyor sevgilim".Kerem duyduğu şeylerle çok güvende hissetmişti kendini.Şuan  saatler önce bahsettiği gibi Altay'ı sadece öpmek istiyordu çünkü hissettiklerini kelimelere dökebilecek gibi hissedemiyordu.Zaten yakın olan yüzlerini yaklaştırmış son kez gözlerine derince bakmıştı.Sevgilisi gözlerinden okusun istiyordu kendini.Altay da anlıyordu zaten.Hiç konuşmasa bile her hareketiyle her mimiğiyle ne demek istediğini ne yapmak istediğini anlıyordu.Konuşmak için kelimelere ihtiyaç duymuyorlardı.Bakışlarını dudaklarına indirip yavaşça yaklaştı sevgilisinin dudaklarıma.Altay gözlerini kapatıp sevgilisini beklediğini belli ettiğinde dudaklarını birleştirdi Kerem.Öpüşmeleri derinleşirken Kerem Altay'ın dudağını hafifçe ısırarak dudaklarını iyice aralamasını sağlamıştı.Bulduğu boşlukla birlikte öpüşmeye dilini de kattığında Altay'ın sınırlarını zorlamaya başlamıştı.Altayı omzundan iterek koltukta sırt üstü uzanmasını sağlamıştı.Tam kucağına çıkmak için hamle yapacakken Altay yattığı yerden kalkarak konuşmuştu"Önce sana bi şey vermem gerek sevgilim ve senden de bi söz almam gerekiyor şuan devam edersek gecenin geriye kalanında böyle bir konuşma yapabileceğimizi sanmıyorum".Kerem anın büyüsü bozulduğunda mızmızlanır gibi olsa da Altay'ın söyledikleriyle merak duygusu ağır basmıştı.Hâlâ içinde kalan ufak mızmızlıkla "Peki" diyerek cevap verdi.Altay hemen ceketinin cebinden küçük kutuyu çıkarmış tekrardan sevgilisinin yanına oturmuştu.İçinden iki adet bileklik çıkarmış Kerem'in bileğini eline alarak üzerinde Altay yazılı olanı takmıştı sevgilisine."Sevgilim bak bunda Altay yazıyor" kendisininkini de sallayarak "Benim olanda da Kerem yazıyor"demişti.Kerem bilekliği çok beğenmişti ama isimlerin nerde yazdığını anlayamamıştı."Nerde yazıyor ben göremedim" diye sordu.Altay sevgilisinin bileğini eline alarak göstermeye başladı. "Mors alfabesiyle yazılmış bak sevgilim bu küçük boncuk ve yanındaki uzun çizgi A harfine denk geliyor yanındaki küçük boncuk ortasında uzun çizgi onun diğer yanındaki iki küçük boncuk ise L harfine denk geliyor" diyerek üşenmeden tek tek bütün harfleri göstermişti sevgilisine.Kerem bilekliği anladığında bileğinde Altay'ı taşıyacak olmak çok hoşuna gitmişti."Teşekkürler sevgilim böyle anlamlı bir şeyi bileğimde taşıyacak olmak çok mutlu etti beni"diyerek sarıldı sevgilisine.Kollarını Altaydan ayırırken "Getir seninkini de takalım" dedi.Altay bileğini sevgilisine uzatmış gülümseyerek takma çabasını izliyordu.İşi bittiğinde bileğine bakmış "Güzel oldu"demişti.Keremin aklına Altay'a vereceği söz geldiğinde sordu"Ee benden bir söz istiyordun sevgilim ne sözü"."Samuel Morse uzakları yakın etmek için bulmuş mors alfabesini uzakta olsak bile nabzın kadar yakınında olmak istiyorum sevgilim  nolursa olsun bu bilekliği bileğimizden hiç çıkarmayalım ve yaşadığımız tüm zorluklara rağmen birbirimize hep bir nabız kadar uzakta olalım" dedi Altay."Ölüm olmadığı sürece tuttuğum bu eli bırakmayacağım sevgilim.Kalbim attığı sürece seni seveceğime söz veriyorum" Gecenin sonunda her şeye rağmen beraber olmaya ve hep el ele mücadele etmeye söz vermişlerdi...

Selammm yazar notunu okuyun bence dikkatinizi çekecek şeyler var. Final yaptık sonunda.Yazarken çok hüzünlendim yaa ağlak bir topum şuanda.Çok güzel bir çift oldular gerçekten umarım siz de sevmişsinizdir.Bu bölüme kadar

okuyan oy veren yorum yapan yapmayan herkese çok teşekkür ediyorum.Yazarken yanımda oldunuz fikir verdiniz kitabı ben yazsam da sizin sayenizde bu şekilde oluştu kitap.Hepinizin isteklerini yerine getirmek için elimden geleni yaptım.Tatlı yorumlarınız ve desteğiniz sayesinde yazma isteğim o kadar arttı ki en başta okunacağını bile düşünmemiştim sayenizde binlerce okundu ve sürekli bölüm yazmak için zaman yarattım.Hepinize minnettarım.Bir de Icardi Mert Hakan fici istendi onu yazmaya başladım okumak isteyen takip edebilir.Son olarak kitabın 2.sini de çıkarmayı düşünüyorum ama daha farklı olacak kaos severleri beklerim 2. Kitapta bolca kaos olur diye düşünüyorum.Mert hakan Icardi kitabıyla birlikte bölüm atarım bölüm aralığı daha uzun olur muhtemelen takipte kalın öpüldünüzzz