Reflections|Minsung

Anne-oğul

selammm

yeni bölüme hos geldiniz.

neyseee

seventeen'i sonunda yayinladimm

o kurgum benim için çok özel

bi' göz atmanızı tavsiye ederim WĞWKDHWKDJAKDJ

su gezi günleri bitsin de kaos kısımları başlıyacakk

işler iyice karisiyor anlayacağınız.

iyi okumalar💖

✮

Oyunun başlamasıyla beraber herkes kendi eşiyle farkı yönlere dağılmıştı. Minho'yla beraber ilerliyorduk.

"Minho ya bu koskoca ormanda nereden bulacağız o kadar simgeyi?"

"Bakıyoruz işte balım. Bulamasak bile baş başayız işte. Daha ne olsun?"

"Tabii, senin de işine geliyor baş başa kalmak."

"Senin işine gelmiyor mu?'' diyip yüzünü yüzüme çevirdi.

"Yani geliyor da sen her fırsattan yararlanmaya çalışan koca bir bebeksin."

"Koca bir bebek mi?" diyip kahkaha attı.

"Evet canım koca bir bebek."

"Senin bebeğin." diyip yanağımdan makas aldı.

"Bence dur bi' etrafa bakalım. Belki gözümüze çarpan bir şey olur."

Minho dediklerimi onaylayıp etrafına bakınmaya başladı. Diğerleri hangi yöne gittiler bilmiyordum ama etrafta görünmüyorlardı. Birkaç tane daha grup vardı çevremizde. İyice etrafa bakarken gözüme çarpan detayla durdum. Kırmızı bir şey ağaçların arasından görünüyordu.

"Hey, Minho bak orada bir şey var."

"Kırmızı bir kutu gibi. Koş hadi bakalım."

Minho'nun elimi tutmasıyla hızla o yöne doğru koştuk. Gerçekten de beklediğimiz gibi simgeyi bulmuştuk. Minho hızlıca simgenin içinden sarı renkli kağıdı çıkarttı.

"Sizin yapacağınız oyunun a*ına koyayım ben. Aşkım yanlışlıkla üçüncü görevi bulduk."

Minho söyledikleriyle kahkaka atmaya başladım. Normal işimiz yoktu ki bu da normal olsun.

"Neyse iki görevden yırttık işte. Ne yazıyor okusana."

"Simgenin içinden çıkan sarı sembolü uygun ağaca yerleştir. Sarı renklere dikkat. Bol şans."

"Ya senin anana yerleştireyim ben bunu ya. Bir ton ağaç var. Hangisine sokacağız?"

"Lan çok saçma a*ına koyayım. Bence oynamayalım."

"İyi fikir sevgilim. Aa Minho aklıma bir şey geldi."

"Ne geldi sevgilim?"

"Bizim habeş maymunlarıyla uğraşalım mı? Sembolü bulursak da sokarız."