Devil Fire Hyunlix Or Hyunin?

1

Okulların yaz tatile girmesiyle beraber ailemden ayrılıp kendime bir ev almıştım. Sadece kendime değil aslında en sevdiğim arkadaşım Felix ve Changbin de vardı.

Changbin ile tanıştığımızda liseye başlamadan bir hafta önceydi zorla götürüldüğüm spor salonunda tanışmıştık.

O benim üzerime proteini dökünce fark etmeden tanışmıştık.

Okul başladığında ise aynı sınıfa denk gelmiştik doğal olarak kimseyi tanımadığımız için ikimizin arasında daha güçlü bir bağ oluşmaya başlamıştı.

Yaklaşık bir süre sonra da yeni öğrenci olan felix gelmişti. Changbin onu ilk gördüğünde tutulmuştu Felix'e.

Bende felix ile tanıştığım da Korecesinin çok az olduğunu ve onu istemeyeceğimi düşünmüştü.

Biz fark etmeden Felix ile de bir güçlü bağ kurmuştuk.

Şimdi lise son sınıf olduk ve artık kendimize ait bir evimiz var.

Evimiz çok büyüktü sonuçta hepimiz zengindik.

Üçümüz de dans ve sesimizin çok iyi olduğumu fark ettiğimiz de evimizin bodrum katını büyük bir dans stüdyosu ve diğer kalan diğer büyük kısımla ile ses kayıt stüdyosu yapmıştık.

Kendimize ait şarkılarımız vardı. Hepimiz çok eğleniyorduk.

Bugün Changbin hyungun abisi ve arkadaşları gelecekti.

Hepsi benden büyükdü bu yüzden hyung demek zorundaydım.

"Bak jeongin, sincaba benzeyen bir çocuk varsa o jisung, eğer kaslı big boya benzeyen biri varsa ve çok saygılıysa o Chan, eğer gerizekalı biri varsa o Minho, eğer drama queen varsa  Hyunjin, eğer çok espri yapan ve çok güzel gülen biri varsa o da Seungmin. Hepsini not aldın değil mi"

"evet evet aldım."

"heh iyi o zaman şimdi ben bir de felix i tembihleyeyim sonra gelirim yanına"

Ona elimle git işareti yaparken bende masaya içecekleri götürüyordum.

İçecekleri ve bardakları bıraktıktan sonra evin her yerinde olan tütün kokusunu içime çekiyordum.

Changbin hyung bana söylediklerinin aynısını felix hyunga da söyleyerek geldiği sırada ikisine de gülmüştüm.

Çok komiklerdi gülmemek elde değildi.

"Bak Felix eğer ona öyle bir cevap verirsen bütün drama queen rolünü ortaya koyar-"

"Ya yeter artık anladım ona doğru ve seçici cevaplar vereceğim yoksa ağızımıza sıçar bütün geceyi mahveder"

"Aynen öyle kardeşim"

"Tamam anladım sende bir işin uzundan tut gekirker şim-"

O an zil çaldığında hepimiz şaşkınlıktan Felix hyunga bakıyorduk.

"Şok ağızlı mal"

Felix hyung ve Changbin hyung kapıyı açmaya gittiklerinde bende oturma odasında son kez etrafa göz atıyordum.

Hepsi beraber içeriye geldiklerinde ne yapacağımı şaşırdım ve sadece 'hoş geldiniz' diyebilmiştim.

Büyük kaslı adam yanıma gelip saçlarımı karıştırdı "hoş bulduk minik tilki" demişti. Bu yaşıma kadar herkes beni minik tilki diye severdi. Tilkiye bu kadr benzediğimi bilmiyordum.

Hepsi koltuklara otururlarken Changbin hyung elinde telefon ile birini arıyordu.

"Hyunjin ne zaman gelicem demişti"