94 29 40
                                        


pazar gunuydu bugun. performansimizin sonrasinda butun musterilerin gitmesini bekler, zil zurna sarhos olurduk. aslinda cok sevmezdim. bos bir sey gibi gelirdi bana icki, icerken bir sey hissetmezdim digerleri gibi. onlar benden farklilardi, ikinci sisenin sonunu getirmeden yavas yavas mayismaya basliyorlardi. bense onlarin bu hâllerine guluyordum sadece.

bu gece de icecektik yani.

"yudai, sen de oynayacak misin?"

fuma'nin yonelttigi soruyla basimi iki yana salladim. yanimda oturan yuma hemen koluma yapisti.

"sen de oyna yudai, nolur~"

basimdan savamayacagimi anladigimda kafami evet anlaminda salladim. en fazla ne sorabilirlerdi ki..?

taki heyecanla bos siselerden birini masanin ustunde cevirdi. sisenin soru kismi yuma'da, cevap kismi ise fuma'daydi.

yuma taki'nin kulagina bir seyler fisildadiktan sonra taki daha da heyecanlanmis, yuma'nin soruyu sormasini dort gozle bekliyordu.

"gecen sene bi kizla tanistirmistik seni, hatirliyor musun? iste o kiza ne dedin de senden ayrilirken yuzu guluyordu?"

yixiang hemen agzini araladi.

"bir de cok asikti fuma'ya, her gun bize yalvariyordu randevu ayarlayin diye."

taki de onayladi basini sallayarak.

"onu reddetmesinden sonra nasil mutlu kalabildi anlamis degilim."

fuma ise sadece onlari dinlemisti bu sure boyunca. gozleri icki dolu bardaga gidip geliyordu. cevaplamak istemeyip bardaktakini icebilirdi. ve sanirim oyle yapacakti.

olaylari bildigimden sessiz kaldim. fuma bana her seyini anlatirdi, bunu da anlatmisti hâliyle.

guven vermek adina bacagina elimi koyup patpatladim. gulumsemesi genislemis ve nihayet kendinde ozguven bulabilmisti. bogazini temizledikten sonra dudaklarini araladi.

"sahua'nin beni sevdigi falan yoktu, sadece sevdigi kizi kiskandirmak icin benimle ciktigini soyledi ilk ciktigimiz randevuda. ben de kabul ettim ve birkac kere sahte randevulara ciktik, bu kadar."

herkesin agzi acik kalmisti. homofobik olduklarindan adim gibi emindim.

suratlarinin dusmesinin ardindan yixiang bogazini temizledi ve siseyi alip cevirdi. bir sey soylemeyisleri fuma'yi endiselendirse de sik sik 'sorun yok' bakislarimi gonderiyordum.

ve iste soru kismi yixiang'a, cevap kismi da bana gelmisti. bastan soz vereyim, asla korkaklik yapip ickiyi icmeyecegim. kacmayip cesur olacagim.

ellerini masanin uzerinde birlestirip birkac kez digerleriyle bakisti. sert bakislarina karsilik -aslinda sadece sert oldugunu saniyordu- gulumseyebiliyordum yalnizca, cok komikti cunku.

"jo'ya asik miydin?"

"evet."

basit bir soru sorduguna sasirmistim acikcasi. cevabim netti, kesinlikle evet!

ortamda sessizlik hâkimken birden fuma konusmaya basladi.

"yixiang, ben daha fazla dayanamayacagim. ne yaparsaniz yapin bana umrumda degil."

sanirim artik agzindaki baklayi cikaracakti.

"neden escinselleri disliyorsunuz? jo'yu da o yuzden gonderdiniz, cok buyuk bir sey kaybettiniz.."

gozlerimi actim saskinlikla. jo'yu sirf bu yuzden mi gondermislerdi? sadece kendi hâlinde bir escinsel oldugu icin? ve kimseye zarari yokken?

beynimde yankilanan sozler ile kafam allak bullak olmustu. bu yaptiklari resmen zorbalikti.

kim bilir aralarinda ne gibi cumleler gecti, nasil asagiladilar jo'mu.. adi pislikler!

"gruptaki potansiyelinizi gectim arkadastiniz siz ya, ne oldu birden? escinsel olmasi niye bu kadar batti gozunuze? bakin, ben de escinselim. yudai de oyle."

soluklandi. sinirlendigi her hâlinden belliydi. kizarmis yuzu, belirgin damarlari, yuksek cikan sesi..

sinirimden midir saskinligimdan midir bilmem sadece dinliyordum olan biteni, henuz kendime yedirebilmis degildim cunku.

pis homofobikler ise hicbir sey soylemeyip dinliyorlardi yalnizca. is imkanlarini kacirmak istemiyorlardi ellerinden, tabii susacaklardi alcaklar.

"bir daha gelmeyin buraya, grubunuza da size de.. tehditlerini gerceklestirmenin sirasi geldi yixiang, defolup gidebilirsin."

yixiang'in yavas yavas tepesi atmaya basliyordu. cilek gibi kizarmisti.

"akillanana kadar da arayip sormayin. benim sizler gibi arkadaslarim yok bundan sonra."

yixiang sinirle ceketini de alip mekândan cikti ve yuma'yla taki de pesinden gitti.

"escinsel degilseniz bile saygi duymayi ogreneceksiniz!"

arkalarindan bagirinca gururla baktim fuma'ya. kocaman gulumseyip rahatlatmaya calistim onu.

"homofobikler beni delirtiyor.."

soyledigi seyden sonra guldu. elleriyle yuzunu ovusturup baska bir yerdeki koltuga kivrildi. gozlerini kapatmasiyla uyumasi bir oldu. nefes alisi hemen duzene girmisti.

ben de jo'nun bu sacma sebepten dolayi buralardan gittigine yanip bulasiklari mutfaga goturdum. zaten fazla degillerdi, eglencemiz erken bittiginden olsa gerek.

ne zaman stres olsam bir seyleri temizlerdim, yikardim. jo bu takintimi farkettiginde yardim ederdi bana. sinirimi, stresimi yatistirmaya calisirdi. ve ben onunlayken bir an bile kotu duygular hissedemezdim.

benim guzel melegim..

keske onlarin beynini de yikayip temelleri saglam atabilseydim.

cok isterdim homofobik olmamalarini, hep birlikte mutlu bir omur gecirmeyi, kardes kalmayi.. fakat onlar bunu secti, yapabilecegim bir sey yok.

↬faely

impossible, kjoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin