bir gokyuzundeki aya, bir de bacaklarimda yatan sevgilime bakiyordum. imkansiz gibi geliyordu her sey. sanki gercek degilmis, hâlâ ayri kaldigimiz gunlerdeymisiz gibi hissediyordum ama her sey gecip gitmisti..yazdigim mektuptan sonra bulusmus ve birlikte fukuoka'ya dogru gittiginden emin oldugumuz bir kamyonetin arkasina atlayivermistik. kolumda uyumustu gelene kadar, araba tutardi cunku onu. hemencecik midesi bulaniverirdi. bu yuzden de uyumak onun icin kesin cozumdu.
ben de onu izleyerek uyumaya calismistim ama guzelligine doyum olmuyordu. baktikca bakasi geliyordu insanin. dunya guzeliydi benim sevgilim.
yaklasik uc saat sonra kamyonet durmustu. jo'yu hemen uyandirip valizlerimizi elime alip arkasindan atladim. jo da pesimden geliyordu hizlica. biraz kosusturmadan sonra normal bir sekilde yurumeye basladik. kamyonetin sahibi bizi farketmemisti neyse ki.
unutamayacagim bir ani olarak kalacakti aklimda daima.
"yudai?"
"efendim sevgilim?"
"seni sevdigimi nasil anladin?"
"hissettim."
saclarini oksamayi birakip derin bir nefes aldim.
"sadece bana ozel davranislarin vardi, digerlerinden nazaran benimle daha cok ilgiliydin, o yuzden."
anladigini belirtircesine basini salladi hafifce.
"peki sen neden benim seni kabul etmeyecegime dair dusunceler olusturdun kafanda?"
gulen yuzu dustu. elimi yanagina koyup oksadim bir sure.
"onlar bana desteklemediginle alakali seyler anlatinca inaniverdim o anki safligimla. ozur dilerim."
"ozur dilemene gerek yok sevgilim, asil ozur dilemesi gereken onlar."
yanagindaki elim yardimiyla son gordugumden bu yana bayagi uzamis komur karasi saclarini alnindan cektim ve simsikica optum orayi, guven vermek istercesine.
gulumseyip burnunu siktim. o da kocaman gulumsedi ayni sekilde. daha sonra yattigi yerden hafifce kalkip dudaklarini dudaklarima kapadi. basinin altina elimi koyup destek verdim ona. opusune aninda karsilik vermem hosuna gitmisti. olabildigince nazik opmeye calisiyordu. narince opusu cildirtiyordu beni. isin icine biraz sertlik katinca daha da haz alirmiscasina o da hizlandi.
nefessiz kaldigini farkettigim an onu zorlamamak adina ayirdim dudaklarimizi. yanagina hizli bir opucuk kondurup gulumsedim. gulumsemisti o da.
bacagima geri yatmis, bana bakiyordu. yanaklari ve kulaklari kizarmisti, kikirdadim.
"hey neye guluyorsun?"
tekrar kikirdayip dudaklarindan hizli bir opucuk caldim.
"cok tatlisin."
yattigi yerde yan donup karnima saklandi. daha cok kikirdamamla karnima yumrugu yedim.
saklandigi yerden cikmasiyla karnimi tuttum yalanci bir edayla.
"aciyor!"
"ohh, icim rahatladi."
tripli gibi havaya bakiyordu. yanagini sikarak ilgiyi uzerime cekmek istedim. boslukta duran elini parmaklarima gecirdim ve uzerini optum sikica. o ise beni izliyordu sadece. ne diyecegimi merak ediyor olmaliydi.
"kendimi senin gibi birinde bogabilirim. cok derine dalip asla geri cikmayabilirim."
o da ellerini sikilastirip kucuk bir opucuk birakti ellerimin ustune.
"imkansiz oldugunu dusunurdum. ama sen bunu mumkun kildin."*
----
*nothing but thieves - impossible
ficin sonuna geldik, nasil hissediyorsunuz? sahsen cok eglendim yazarken ve yorumlarinizi okurken.
ayrica akliniza takilan bir nokta varsa sorun, cevaplayayim. minific oldugu icin eksiklikler olabilir illaki.
okudugunuz, yorum yaptiginiz ve oy verdiginiz icin cok tesekkur ederim ♡
son olarak kuma fici yayinlayacagim az sonra, ona da goz atarsaniz sevinirim, iyi gunler ★
↬noćnik
ŞİMDİ OKUDUĞUN
impossible, kjo
Fanfiction"imkansiz oldugunu dusunurdum. ama sen bunu mumkun kildin." tw; zorbalik, homofobik bir takim insanlar. *watty'nin ilk turkce kjo/jodai ficidir! ↬written by noćnik