her seyin, herkesin aciga ciktigi gunun sabahi, fuma'nin evindeydim. yurda gitmemistim, onlarin yuzlerini gormek istemiyordum cunku.uyandigim gibi bunlari dusunmek kotu bir baslangacti. bu yuzden gulumsemeye calistim, yattigim yerden baktigim tavana dogru. kalkip banyoya girdim ve rutin islerimi hallettim. ciktiktan sonra fuma'nin odasina gittim. hic ses gelmiyordu, restoranin acilis saati de henuz yaklasmamisti.
yatagi daginikti. ve komodinin uzerinde bir not vardi. yaklastim ve notu elime aldim.
"yudai gec kaliyorum kusura bakma, aksamdan kalma corbasi hazirlayamadim sana ):
restoranima gurme gelecekmis, onun icin harika yemekler yapmam gerekiyor. aksama evdeyim, gorusuruz!!"
yazim sekli bile tatliydi. aceleci hâline gulumseyip mutfaga ilerledim. sadece meyve yesem de kahvalti yapmis sayilirdim herhalde, degil mi? bir de sut icerim belki.
jo'nun favori yemekleri..
gerci onun sevmedigi sey yoktur, hic yemek ayirt etmez. annesi ne kadar sansli.
fuma'nin odasindan cikip mutfaga dogru ilerledim. salondaki orta sehpanin uzerinde duran birkac kagit ve bir kalem gormemle duraksadim. mektup mu yazsaydim acaba jo'ya? evet evet, bu sahane bir fikir.
fuma'nin verdigi fakat bana bir tik kucuk gelen pijamalarimla oturdum koltuga. kalemi elime aldim ve yazmaya koyuldum.
20.08.2003
sevgili jo'm,
oncelikle, iyiyim tesekkurler. ben, olaylari ogrendim. keske benimle paylassaydin bu durumu, inan sana onyargiyla bakmazdim.
evet, simdi itiraf zamani. umarim sen de bana karsi benim sana hissettigim gibi hissediyorsundur.
ben seni seviyorum jo.
sana cok asigim. kelimeler yetmez anlatmama. gittigin gibi ruhum coktu, daha bi yaslandim sanki. sen olmayinca cok kotu gecti gun bile denemeyecek gunlerim.
sarki soylerken hata yapmaktan hep korkardim. ve sen arka odada benimle birlikte dua ederdin, hatirliyor musun?
sen yokken de dua ettim, tek basima. ama ise yaramadi. yanlis notalarda soyledim birkac yerde birkac kere. tanri ikimizi kabullenmis yalnizca, onu anladim.
biliyorsun, insanlar cift yaratilmistir. hazir konusu gelmisken bir efsane anlatayim sana.
mitolojideki bir inanisa gore insanlar yaratildiginda dort kollu, dort bacakli, bir kafada iki ayri yuze sahip, hermafrodit (hermes/afrodit) ve tek ruha sahip cok guclu yaratiklarmis. kendi kendilerine yetebildikleri ve cok guclu olduklari icin her turlu taskinligi yapar, tanrilari onurlandirmayi ihmal ederlermis. bir gun zeus bu olanlara cok sinirlenmis ve insanlari ortadan ikiye bolmus; ikiye bolunen parcalar o kadar korkmuslar ki birbirlerine sarilmislar.
tanrilar bu isin boyle olmayacagini dusunup, bedenleri bir cuvaldan yildizlari birakir gibi karmakarisik bir duzen icinde uzayin sonsuzlugundaki dunyanin farkli yerlerine serpmisler. iste o gun bugundur yarim olan parcalar, tamamlanmak icin diger yarilarini arar olmuslar. bulduklarinda tek bir ruh olup, tanrilarin onlari tekrar cennetine almasi icin..
benim ruh eşim sensin jo.
ve biz de cennete gidelim mi? eger kabul ediyorsan burda bulusalim ve fukuoka'ya kacalim. gezmeye gittigimizde cok begenmistin oralari. orada yeni bir hayat kuralim, ne dersin? asagiya tarih ve saati birakiyorum, umarim gelirsin.
ayrica mektubun arkasinda yazan adrese gonderiyorum cunku orda yasadigini biliyorum.. beni kandiramazsin. cumlelerin hic ikna edici degildi bir kere. sapsalsin, benim sapsalim.
gorusuruz, seni cok seviyorum!
koga yudai
↬faely

ŞİMDİ OKUDUĞUN
impossible, kjo
Fanfiction"imkansiz oldugunu dusunurdum. ama sen bunu mumkun kildin." tw; zorbalik, homofobik bir takim insanlar. *watty'nin ilk turkce kjo/jodai ficidir! ↬written by faely