Bölüm-3

59 7 0
                                    

Ağabeyimin kızgın bakışlarından sonra, Erdem'in neden burada olduğunu açıklayan bir konuşma yaptım. Daha doğrusu Erdem açıkladı ben onayladım. Ağabeyime anlattığımıza göre eskiden bu yana arkadaşız (!) ve Erdemin önemli bir işi olduğu için benim yanıma gelmek zorunda kalmış. Allah'tan ağabeyim önemli işin ne gibi sorular sormadı da biraz daha rahatladık.

Bu açıklamaları yaptıktan sonra Erdem de ağabeyim ve benden açıklama beklediği için açıklamayı ağabeyime yükledim. O da olan biteni olduğu gibi anlatarak Erdemin kafasını birazcık karıştırdı. "Kısacası Erdem babamın katilini bulmak için her şey yapmaya hazırız ve yapacağız." Diyerek ağabeyimin açıklamalarını toparladım. Erdem her cümlemiz bittiğinde bizi kafası ile onayladı. Son cümlemi de söyledikten sonra Erdemin ne diyeceğini bekledik.

"Anladığım kadarıyla ikiniz pek ilerleyememiş siniz," bu söylediği ile ağabeyimle kaşlarımızı hafif çattık. "Hayır, hayır yanlış anlamayın kesinlikle. Ben sadece benimde bir yardımım dokunur belki diye size katılmak istiyorum. Sizce nasıl olur?" Böyle diyeceğini tahmin etmemiştim. Ben sessiz kalmayı tercih edip, cevabı ağabeyime bıraktım. Ağabeyim de sessiz kalınca Erdem, "öyleyse ben gidiyorum. Aylin bu sorunun cevabını yarın alsam?" Dediğinde kafa sallamakla yetinip, yolcu etmek için onunla beraber aşağıya indim. Kapının önünde durup, "yarın saat kaçta geleyim buraya? " diye sordu. Son adımı mı da atıp, "8:10?" Diye önerip gülümsedim. "Olur," dediğinde kapının dışına çıktı. "İyi günler," dedik bir ağızdan. Kapıyı kapatıp koşar adımlarla salona çıktım. Ağabeyim tuhaf bakışlarla bana bakarken yine ağzımı açmadım. Baktım böyle olmuyor, odama gitmek için kalktım...

■■■■■■

Uyandığımda gözlerim zor açılıyordu, bugün okul olduğu aklıma gelince biraz moralim bozularak yorganı üzerimden fırlatıp ayağa kalktım. Direk lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım, saçlarımı düzelttim. Dün odamdan hiç çıkmamıştım. Açlıktan ölüyordum. Üzerime kot ve tişört geçirip salona geçtim. Ağabeyim daha uyanmamış olduğunu anladığımda saate bakma gereği duydum ve telefonumun kilit ekranını açıp saate baktım. 6:30 olduğunu görünce daha erken deyip mutfağa indim.

Çaydı kahvaltı hazırlamaktı derken saat çoktan 7:25 olmuş ağabeyim uyanmıştı. Ama odadan çıkmadı daha. Bugün okulda ders işleneceğini pek düşünmeyerek rahat hareket ediyordum. Son olarak bardakları masaya koyduğum da, ağabeyimin odasına doğru yürüdüm. Kapıyı tıkladım, "Ağabey! Hadi kalk artık!" Kapıyı açmadan söyledim bunu. "Tamam be!" Dediğini duyduğum an çantama yerleştirdiğim kalem, defter gibi şeyleri aldım ve mutafağa geri gittim. Masaya oturduğumda telefonumu elime aldım ve kilit ekranını açtım. 2 mesaj vardı birde facebook'tan 1 bildirim gelmiş durum çubuğuna. Önce facebook bildirimini açtım;

-gönderen; Erdem ÖZÇELİK,

Aylin ne zamana hazır olursun?

-gönderen; Aylin KARAEL,

Aslında hazırım fakat yemek yemem gerek. 30 dakikaya sokağın başında ol!

-gönderen; Erdem ÖZÇELİK,

Tamam! Yarım saat sonra görüşmek üzere.

Erdem ile haberleştik ten sonra Ayşe'nin attığı iki mesajı açtım.

-gönderen; Ayşe KUTAN,

Aylin ben hazırım, hemen hazırlan ve çıkalım.

1.mesaj buydu ve bunu yaklaşık yarım saat önce atmıştı. İkincisi ise;

Hazır mısın? Ona göre sizin evin oraya geliyorum.

Buydu. Bunu da bir 5 dakika önce atmıştı. Yani hala onu bizim eve çağırabilirdim.

BoşlukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin