|Bölüm 1|

86 4 2
                                    

                             "Başlangıç"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                             "Başlangıç"

Karanlık bir ormanda hızlı bir şekilde yürüyordum. Soluk soluğa kalmıştım.
Nereye gittiğimi ve ya gideceğimi bilmiyordum. Hızlı hızlı aldığım korku dolu nefes seslerimle birlikte aynı zamanda adım sesleri de duyuyordum.
Ben koştukca o daha da yaklaşıyordu sanki. Adımlarımı hızlandırdım. Korku tüm bedenime yayılmıştı. Beni takip ediyor mu diye arkama döneceğim  esnada omzumda bir el hissettim. Ve de o sırada havada gördüğüm korkunç dolu bu rüyadan uyanmama neden olan silah sesi duyuldu.

Gördüğüm bu rüyadan uyanırken saat daha 3.05'ti. Saçlarım sırılsıklam olmuştu. Şu son günler rüyalarım beni epey bir zorluyordu. Işığı açtım, mutfağa inip kendime bir bardak su doldurdum. Geri odama gidecekken salon ışığının yandığını fark ettim.

Salona girdiğimde babamın sarhoş bir şekilde oturduğunu gördüm. Kafası aşağıya eğilmişti. Uyuyup uyumadığını bilmediğim için yanına yaklaştım. Hayır, uyumuyordu. Geldiğimi fark edince o da kafasını kaldırdı ve her an kapanmaya hazır olan gözlerle bana bakmaya başladı.

Onun bu hali içimi acıtmıştı. Babam asla bu hale düşecek bir adam değildi.
Çok çaresiz görünüyordu.

"Baba, iyi misin?" Gözleri akmaya hazır olan doluluktan ibaretti. Noluyordu bu adama böyle.

"Kızım, seni çok seviyorum. Biliyorsun değil mi? Bu güne kadar bilmeden canını yaktıysam affet beni."

Gözlerim duyduğum sözlerle daha da büyürken "Olur mu hiç öyle şey, baba? Sen çok iyi babasın ve bu güne kadar canımı hiç ama hiç yakmadın." Neden bu kadar fazla içtiğini anlamamıştım.

Babamın böyle konuşmasının sebebini sarhoş olduğuna bağlıyordum çünkü başka bir sebebi olamazdı. Biz üç kişiden ibaret mutlu bir aileydik. Her kesin ailesinde zaman zaman sorunlar olduğu gibi bizde de oluyordu tabi ki.
Ama çok uzun sürmeden de hall oluyordu.

"Odana git, Asena. Saat çok gec" Sanki daha fazla yalnız kalmak istiyor gibiydi. "Peki,bir şey istiyor musun?"
Kafasını sadece hayır anlamında salladı. Onu çok zorlamadım ve odama geri döndüm. Zor da olsa kendimi uykunun kollarına bıraktım.

                                 🪐
Sabah sabah hiç susmayan ve beni bir türlü uyutmayan telefonumun sesiyle güne merhaba demiştim. Sinirli bir şekilde tekefonu ararken arayan kişiyi küfürlerimsiz bırakmıyordum.

Uykulu sesimle arayanın kim olduğuna bile bakmadan alo dedim.Duyduğum ince sesle kimin aradığını anlamam uzun sürmemişti.

"Asena, güzelim naber?" Her zamanki gibi sesi enerji doluydu.

"İyilik, senden?" Malasef ben şu an öyle olamayacaktım.

"Sen daha yerinden kalkmadın değil mi? Bu kadar uyku yeter de artar bile. Hadi kalk, her zaman buluştuğumuz kafeye gidelim. Sana anlatacaklarım var."

Karanlığın içindeki ışık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin