10

181 17 5
                                    

ince bir sızının ele geçirdiği beden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ince bir sızının ele geçirdiği beden

Jungkook.

Jeon Jungkook.

Genç olanın ismi ilk kez dudaklarından ondan izinsiz dökülürken bir an ne yapacağını bilemedi. Jungkook gözlerini ona dikmiş, şaşkın bir yüz ifadesiyle bakıyordu. İki inci tanesi gözleri nemlenmiş, dudakları sıkı bir şekilde birbirine bastırılmıştı. Onun da isminin dudaklarından sökülmesi beklenmedik olmuştu. "Taehyung." dedi hafif bir mırıltıyla, dudakları aralandı ve ismini onun sesinden duymak bir kez daha mest etti Taehyung'u. Eve kaçıp gittiğinde her şeyin son bulduğuna kendini inandırmıştı. Soğuk ev, o soğuk evin içinde yaşayan yüreği buz tutmuş insanlar, istisna olarak kendi renklerini soluk duvarlara boyamaya çabalayan genç olan ile birlikte hepsi geçmişin bir izi olacaktı ama yanılmıştı, bir kez yaşananlar her zaman hayalet misali peşinde dolanırdı insanın.

Annesinin bakışları sessizlik içindeki iki beden arasında gezinirken neler olduğunu anlamaya çabalıyordu. "Arkadaşından hiç bahsetmemiştin, Taehyung. Çok tatlı ve nazik birisi." Annesi sessiz ortamdan sıkılarak konuştuğunda bakışlarını birbirinden kaçırdılar. "Ah, evet. Kendisi büyükbabamın üvey torunu olur, benim arkadaşım değil." diyerek sözlerini ve ses tonunu sert tutmaya çabaladı. Bir an önce gitsin istiyordu. Onu serbest bırakmasına ihtiyaç duyuyordu. "Öyle mi?" diye sordu annesi, gözlerini şimdi genç bedenin üzerinde gezdiriyordu. "Oğlunun adını bile unutmuşum." derken kendi kendine konuşuyor gibiydi, iki genci tamamen aklından çıkarmıştı. Kim Taehyung o an, annesinin her şeyi bildiğini fark etti. Babası ve Bayan Jeon arasında ne yaşandı ise herkes biliyor fakat üç maymunu oynamayı tercih ediyordu.

İnsanların sessiz kalışlarında kendilerince bir erdem bulduklarını, hatta üç maymunu oynuyor olmaktan gurur duyuyorlardı. Annesinin de bu insanlardan biri olacağı aklının ucundan geçmemişti. İlk kez içinden ailesinden bile kaçmak geliyordu. Sevdiği insanların da sessiz kalışlarından gurur duyacakları akıllarının ucundan geçmemişti. "Taehyung." Jungkook ona dönerek bir kez ismini söylediğinde eli ayağı birbirine dolanmıştı. "Evimde ne işin var?" diye sordu Taehyung, sonunda dili çözülmüştü ve konuşabiliyordu. "Seni görmek istedim. Evden bir anda kaçıp gittin, herkes deliye döndü. Büyükbaban çok üzüldü." Taehyung histerik bir kahkaha atmak istedi. Büyükbabası başına bela olan genç torunundan kurtulduğu için mutlu olmalıydı. "Büyükbabanın benim için üzüldüğünü hiç sanmıyorum." dedi Taehyung, senin benim için üzülmeni tercih ederim.

Bir masa etrafına oturmalarını beklemiyordu lakin annesi yemek yapmaya devam ediyor, Jungkook'a gelişgüzel havadan sorular soruyordu. Sohbet etmeye çabalamasına anlam veremiyordu. "Saat geç oldu, evdekiler bekler." dedi Taehyung ama henüz öğlen bile değildi. Jungkook'un gözleri pencereden içeri sızan günışığına kaymıştı. "Seninle konuşmam gerekiyor." dedi bakışlarını Taehyung'a çevirerek, gözlerini kaçırmadan duruşunda insanı geren bir şey vardı. "Misafirine düzgün davranmalısın." Annesinin araya girişi olağandı, misafirperver görünmeye çabalıyordu. "Misafir olduğunu söyleyemem." dedi Taehyung, onunla tek kelime bile etmek istemiyordu.

bir serzeniş öyküsü' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin