Her Şeyin Başlangıcı

27 8 1
                                    

Her şey onu ıssız bir koyda, elinde sayfaları yıpranmış bir kitabı okurken gördüğümde başladı.

Sayfalarda kaybolmuş gibiydi. Gözleri her satırda kendini arıyor, kelimelerin ardına sığınmış duygularını bulamadıkça kemikli elleri sayfaları yırtarcasına çeviriyordu. Yönünü kaybetmiş gibiydi.

Sayfalar değişiyor ancak aradığını bulamıyordu. Aceleyle birkaç sayfa daha çevirdi. Yeşilin en koyu tonu olan gözleri sayfayı dolduran satırlarda dolandı.

Sonra durdu.

Elleri titrekçe yıpranmış sayfanın üzerinde dolandı. Derin bir nefes aldığını işittim. Koyu karanlıkta, sadece ay ışığının aydınlattığı bu ıssız koyda delicesine aradığı şeyi merak ettim.

Adımlarım sıcak kuma bulunarak ona yaklaştı. Elinde tuttuğu kitabı önce uzunca öptü, sanki kitabı değil de yıllar önce kaybettiği birini öpüyor gibiydi. Ardından öptüğü sayfayı kalbinin üzerine gelecek şekilde göğsüne bastırdı. Hareketleri özlem ve keder doluydu.

Adımlarım hemen yanı başında durduğunda, yanaklarını ıslatan gözyaşlarını koyu karanlıkta bile görebildim. Ayın solmuş ışığı suya yansıyor, yansıyan ışık onun güzel çehresinde dalgalanıyordu.

"Kalbi..." diye fısıldadı. "Asla ulaşamayacağım bir yıldız gibiydi. Işığı sönmesin diye çok çabaladım. Avuçlarımda sakladım."

Dudaklarından dökülen hıçkırıklar yıldızsız gecede kaybolduğunda göğsüne sımsıkı bastırdığı kitap kucağına düştü.

"Işığın niye söndü A'saaye? Avuçlarım kırgınlıklarla dolu diye mi? Çok mu yordum seni de sakladın benden parıltını..."

Denizden esen rüzgar saçlarımızı okşadı. Rüzgarla beraber burnuma dolan yosun kokusuyla gözlerim önümde diz çökmüş kişiye kaydı. Kucağına düşen kitap şimdi parmakları arasındaydı. Yerden destek alarak ayağa kalktı ancak bacakları vücudunu taşıyamadı ve sendeledi. Düşmesinden korktum. Ellerim korkuyla ona uzanacakken sarsak adımlarla denize doğru yürümeye başladı.

"Işığını benden aldın diye ay'a küstüm, yıldız'larla arkadaş oldum. Onlara fısıldadım söyleyemediğim tüm sırlarımı. Bencildim. Seni kendime istedim."

Çıplak ayakları sığ suya girdi. Suyun soğukluğu vücudunu titretti, hissettim, ama o bunu umursamadı ve elinde tuttuğu kitabın sayfalarını koparıp esen rüzgara bıraktı.

Kopardığı her sayfada bir adım daha atıyor, su derinleşiyor, bedeni suyun yumuşak dokusuna bulanıyordu.

"Seni de anlattım yıldızlara, duydun mu? Aşkımı, sana kapılıp gidişimi, bekleyişimi ve senin hiç gelmeyişini."

Sayfalar bir bir rüzgarla kaybolurken su göğsüne kadar ulaştı.

"Sen bende layemut oldun, ben sende öldüm. Sen gittin, ben yönümü kaybettim. Sen benim kırık pusulamdın, ben sende kayboldum."

Kitabın sayfaları tükendi, yapraklar bir bir kaybolup gitti. Ay ışığının yansıdığı suda kaybolan bedeni, kaybettiği ışığını bulmak için derinlere gömüldü.

Ama bilmiyordu; o, yönü şaşmış bir pusulaydı, kırılmıştı. Işığını aradığı derin karanlıkta kaybolacaktı.

-Herkesin aradığı ışığı bulması dileğiyle, sevgiyle kalın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Herkesin aradığı ışığı bulması dileğiyle, sevgiyle kalın.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 04, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kırık PusulaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin