"ne var jude" diyerek günün ilk açılış konuşmasını yapıyordum,sabah nasıl beni arayabilirdi,neden saat altı buçukta uyanıktı
tabi o bir futbolcuydu ve antremanları vardı,çok çalışması gerekiyordu,falan filan
"nerdesin?"
"asla bulamayacağın bir yerdeyim çünkü ben bile evin yolunu bilmiyorum" diyip güldüğümde jude'dan ses gelmemişti
"bu saattede sarhoş musun?"
"sizin yüzünüzden sarhoş olmasam bile sarhoş gibiyim,evinize tuz dökün" dediğimde gülmüştü,yaşam belirtisi için sağol jude bellingham,robot olduğunu sanıyordum
"gelip alayım seni,annen zaten kızdı sana biraz daha kızmasın" dediğinde istemeden gülmüştüm,ne kadar düşüncelisin sen öyle
"annemle aramda büyük bir boşluk var diye girebileceğini sanma jude,bu işe karışabilmen anlamına gelmiyor bunlar"
"jobe'a bu kadar yakınken bana neden böyle davranıyorsun?" dediğinde salona biri gelmişti
"kapatmam gerek" dediğimde telefonu kulağımdan çektiğim sıra bir şeyler daha demişti ama kapattığım için duymamıştım bile,açıkcası umrumda bile değildi
edu' spor kıyafetlerle salona geldiğinde boylu boyunca süzdüm,
umarım şakadır...
"spora mı gidiyorsun?" dediğimde gülerek "cümlenin doğrusu işe mi gidiyorsun olmalıydı" dediğinde kapının önünde spor ayakkabılarını giymeye başlamıştı
demek üzere olduğu cevabı geç duymak için bir sürü soru sorabilirdim
"sporcusun yani?"
"real madrid'i duymuşsundur belki,yani madrid'de yaşadığına göre ve jude'u bildiğine göre" dediğinde yıkılmıştım resmen,evinde kaldığım adam jude'un takım arkadaşıydı
"futbolcusun yani..." diye inanamayarak sorduğum soruyla gülümseyerek bana sarılıp kapıyı açmıştı
"numaram sende var,istediğin gibi kalabilirsin evde,ben antremanım bitince gelirim,akşama maç var eğer kalırsan seni götürebilirim" diyip vedalaştıktan sonra evden gitmişti ve beni evde tek başına bırakmıştı
fazla mı relax'tı,kim üç gündür tanıdığı birisini evde tek bırakabilirdi ki
🇪🇸
telefonumda arayıp zar zor bulduğum real madrid tesisine doğru yola çıkmıştım,jude ile karşılaşabilme ihtimalim o kadar vardı ki bu durum beni germiyor değildi
ve on beş dakika sonra tesise vardığımda içeri gireceğim sırada güvenlikle karşılaşmıştım ki bu şaşırılacak bir şey değildi
takımı biraz araştırdıktan sonra işte turnikelerde gördüğüm adam toni kroos'un ta kendisiydi
"şey,merhaba..." diyip adama seslendiğimde durup bakmıştı
"ben camavinga'nın arkadaşıyımda ama almıyorlar beni buraya,biraz yardımcı olabilir misiniz?" diye gülümseyerek sorduğum soruyla kroos beni boylu boyunca süzmüştü
sanırım direkt jude bellingham'ın üvey kardeşiyim desem daha rahat girerdim
kroos telefondan edu'yu aradığında en sonunda güvenliğe söyleyip geçmeme izin vermişti
kroos'la biraz sohbet ettikten sonra o antreman için hazırlanmaya soyunma odasına gitmişti
o gittikten sonra edu'nun yanına gideceğim sırada birisi arkamdan gelip ağzımı kapattığı gibi sırtımı duvara yaslayıp gözlerime bakmaya başlamıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lebenshindernisse ~ Jude Bellingham
Romancebu kadar kötü bir çocukluk yaşasam bile on sekiz yaşımda aşkımın peşinden gidip kaderimi yeniden mi çizmeliydim yoksa çizili yolda yürümeli miydim