.
.
.
.
.
Sabah gözlerimi açtığımda sevdiğimin kolları arasında uyanmak kalbimi teklemişti. Hala uyuyan savunmasız bedenin o güzel yüzünü izlemeye başlamıştım. Suratını öylece incelerken dudaklarına kayan bakışlarım yüzüme dün gece onu öptüğüm gerçeğini çarpmıştı. Utancımdan ne yapacağımı bilemeyip yüzümü göğsüne sakladığım da bir kıkırtı sesi duymam daha da sıcaklamama sebep oldu." Jimin dudaklarıma nasıl baktığını gördüm" diyerek tekrar kıkırdadığın da utancımdan ağlamak hissi körükleniyordu.
Uykudan yeni uyandığı için boğuk çıkan sesi kaçıp bir delikte gizlenmeme sebep olacaktı.
Jungkook elini yanağıma götürüp suratına bakmam için kafamı kaldırdığında gözlerimi kaçırdım. Boğuk bir kıkırtı daha bırakıp burnumun ucuna masum bir öpücük kondurdu.
" Jimin çok tatlısın. Bu tatlılığına göre beni tekrar öpmene izin vere bilirim".
Dilimi yutmuş gibi susunca tebessüm etti ve dudaklarıma nefesini üfledi. Dudaklarını dudaklarıma bastırıp masum bir buse kondurdu. Geri çekilmedi. Tekrar tekrar kelebek öpücükleriyle doldurdu. Dudağım da öpülmedik yer bırakmadı. Kendimi tutamayıp kıkırdadığım da gülüşümdende öptü. Geri çekilerek tebessüm etti fakat kapının çalınmasıyla ondan hemen uzaklaştım. Bu duruma kahkaha atarak gelen kişinin girmesi için seslenmişti.
Yoongi içeriye girdiğin de ikimizi de kontrol edip gülümsedi.
" Günaydın çocuklar. Hadi aşağıya gelin. Mutfakta yiye bileceğimiz bir kaç şey var".
İkimiz de onu onayladık. Ardından o da dan çıktığın da ayağa kalkarak hazırlandık. Yemeğimizi yedikten sonra dördümüzde salon da koltuklara oturmuştuk. Hepimiz sessizdik. Kaç dakika öylece durduk bilmiyorum fakat koltukta dikleştiğimde aniden belime giren sızıyla nefesim boğazımda takılı kaldı.
Ağzımdan kaçan inlemeyle herkes endişeyle bana döndü. Taehyung ayaklanarak ellerimi kavradı.
" Jimin, iyimisin? Neren acıyor?".
Kafamı endişe etmemesi için iki yana sallarken omzuma da giren aynı acı koca bir inleme bırakmama sebep oldu.
Herkes endişeyle başıma toplandığında dudaklarımın arasından kaçan sızlanmalara engel olamıyordum. Bedenim öyle dehşet bir acı çekiyordu ki nefesim boğazım da tıkılı kalıyordu.
Jungkook aceleyle elini tişörtüme atıp çıkarmıştı. Herkes bedenime bakıp dudakları kocaman aralanırken derince yutkundum. Korkuyordum. Bedenime bakmaya korkuyordum.
" Neden öyle bakıyorsunuz? Korkutmayın beni lütfen. Bir şeymi var?".
Yoongi'nin göz yaşları çoktan akmaya başladığın da yutkundum.
" Hyung neden ağlıyorsun? Neler oluyor böyle?".
" J-jimin... Bir yere düşmedin değil mi küçüğüm? Hani belki merdivende ayağın falan kaymıştır, hm?".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAME // Jikook
Short StoryJimin'in altı arkadaşından başka kimsesi yoktu. Fakat canından çok sevdiği en yakın arkadaşı ve sevdiği adam diğerlerinden farklıydı. Peki bir birini çok seven bu yedi adam gözlerini açtığında kendilerini bir oyunun içinde bulurlarsa ne yapacaklar? ...