2. Bölüm

45 4 0
                                    


"Nerde kaldın Jiyoung? Kaç saatdir seni bekliyorum "

"Bir az uykuya kalmışım. Otobüs gitti mi?"

"Evet gitti malesef yürüyerek gidicez"

Yola bakarak

"O kadarda uzak değil canım... Gideriz"

"Uzak değil mi? Daegu-Busan yolu mübarek!"

"Aman be sen de abartın alt tarafı 15 dakikalık yol"

"Sen öyle diyorsan"

"Sınava çalıştın mı?"

"Ne sınavı?"

"Ne ne sınavı? Sınava çalışmadın mı? Jiyoung?"

"H-Hayır çalışmadım bu seferlik bana yardım etsene bak bu son olsun bu sefer gerçekten son artık çalışıcağam"

"Ama bu kaçıncı kez çalışmıyorsun mu sefer yardım etmiyeceğim"

"Hadi ama lütfen yardım ett! Söz bu son"

"Sözmü?"

"Söz bay Joon"

"Sınavda çalışmadıysan akşam niye geç uyudun?"

"Düşünüyordum."

"Neyi?"

"Dün birlikte baktığımız diziyi. Harikaydı ve üzüldüm"

"Evet *Hymn of Death* harika bir dizi"

*Hymn of Death'ın kısa konusu

Hymn of Death, 1920'lerde Japonya işgali altındaki Kore'de geçiyor. Dizi, ülke tarihinin ilk soprano sanatçısı Yun Sim-deok ile oyun yazarı sevgilisi Kim Woo-jin'in hikayesini işliyor.*

"Bir birlerini seviyorlardı ama onlar için bir şans tanınmadı ve ikiside gemide kendilerini denize atarak intihar ettiler" dedi Joon

"Evet kıza atılan yalana bile inanmadı Woojin o harikaydı gece bunu düşünüyordum. Benimde yani benimde U-Jin (Woojin) gibi sevib güvenen biri olucakmı" dedi Jiyoung

Joon gülümsedi ve dedi

"Endişelenme me çıkar Kır Papatyası *Kır Papatyası Jiyoungun okuldaki takma ismi* vardır. Seni sevib koruyan"

"Gerçekten mi Joon iyi ki arkadaşımsın"

Okul sonrası...

"Yardım ettiğin için teşekkür ederim sayende sınavdan geçtim"

"Bak söz verdin bundan sonra çalışacaksın!"

"Tamam biliyorum"

"Akşam dışarı çıkalım mı?"

"Bu soğukda mı?"

"Evet yani istersen"

"Neden olmasın? Sinemaya gideriz sonra da kar topu oynarız."

"Harika o zaman saat 6 gibi çıkalım?"

"Tamam görüşürüz"

Joon Jiyoungdan ayrılıb eve gitti Jiyoungla tam 5 yıldır arkadaşlardı ve bu son aylarda Jiyounga karşı kalbinde bir şeyler besliyordu Joonun Sosyal ankisyetesi var bu yüzden dışarı pek çıkmaz ve tek arkadaşı Jiyoung. Jiyounga beklediği duyguları artık saklayamıyordu akşamki buluşmayıda o yüzden ayarlamıştı ona Jiyounga açılacaktı bu gece sadece Jiyoungun onu redd etmesinden korkuyordu

Saat 18:07...

"Özür dilerim Jiyoung"

"Sorun değil alt tarafı 7 dakika bekşetin bu gün ödeştik"

"Hadi gidelim filim başlamak üzere"

Birlikte sinemaya girdiler filim
*The Witch Pt.2: the other one*

Filimden çıktılar Lunaparka gittiler yemek yiyib içeceklerden içib Jiyoung sokak danslarına katıldı sonra sakin bir yere gidib yıldızları izlediler

"Joon?"

"Efendim?"

"Yıldızlar ne kadarda güzel"

"Evet çok güzelşer tıpkı senin gibi"

"Anlamadım?"

"Jiyoung seni uzun zamandır seviyorum öyle böyle değil Jiyoung bana her 'arkadaşım' dediğin de kalıbden bir şeyler kırılıyor lütfen beni anla"

Jiyoung güldü ve dedi

"Ahh... Joonnie ben bunu biliyordum. Ama ban daha önceden söyleseydin ya?"

"Arkadaşlığımız bozulsun istemiyorum"

"Arkadaşlığımız mıı? Artık arkadaş değiliz!"

"Nee?"

"Bana her Kır Papatyası dediğinde kalbimde kelebekler uçuyor Joon. Arkadaşlığımız bozulmasından mı? korkuyorsun ben okulun en yakışıklı erkekleri ile çıkan kızlardan değilsin benim için bu dünyanın en yakışıklı erkeğisin ben de sana karşı boş değilim Joon"

Joon güldü Jiyoungu kucakladı

"Artık arkadaş değiliz değil mi?"

"Evet artık arkadaş değiliz"

"Yun Sim-deok ve Kim Woojin gibi olmayalım"

"Olmayacağız"

Lunaparktan ayrılıb eve gittiler

__

Bölüm beğendiniz mi?

T E Ş E K K Ü R L E R 🗽✨🌸

Hymn Of Love Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin