bölüme başlamadan önce kısacık konuşmak istiyorum. çünkü bu kendi hesabımda tamamladığım ilk kurgum ve duygulandım niyeyse. maalesef daha yeni tamamlandı, ocak 2022den beri yazıyormuşum????? bunu fark edince biraz şerefsiz gibi hissetmedim değil.
(bu arada ilk tamamlanan kurgum aykuşağı, nepcindy hesabında bulabilirsiniz.)
neyse biraz cennette yedi dakikayı neden yazdığımı anlatmak istiyorum. cok daraldığım bi dönemde okuyacak hafif meşrep kız ve piç erkek kurgusu arıyordum. cunku benim safe place anlayışım biraz bu. gercekten günlerce aramama rağmen asla damak tadıma uyan kurgu bulamadım. sonunda da kendim yazmaya karar verdim. ki bence en güzelini de ben yazdımAJNSHANSKANS. hala cennette yedi dakikanın ilk bölümlerinden okumaya başladığımda heyecanlanıyorum. feci keyifli bence.
ve şimdi maalesef ki sizi final bölümüyle baş başa bırakıyor ve sahneyi terk ediyorum. uzun konusup sıkmak istemiyorum. buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler🤍🤍🤍mermerin soğuğu ince pijamamı aşıp içime işliyor, karşısında titrek durmamak için ekstra çaba göstermeme sebep oluyordu.
içimi ısıtır düşüncesiyle son zamanlarda elimden düşmeyen paketi parmaklarımın arasından serbest bıraktım. öyle çok sıkmıştım ki avucumun içinde ezilmiş, kırılmıştı. başka zaman olsa sinirlenebilirdim belki ama bugün sadece ince dallardan birini çekip almakla ilgilendim.
sigara, parlatıcı sürdüğüm dudaklarımın arasında yerini aldığında üzerimde bir boşluk hissettim. eksikti. yoktu. elimde ya da sütyenimin içinde değildi. avuçlarımı açıp kontrol ettim, getirmemiştim.
"ha siktir ya." diye mırıldandım başımı kaldırırken. refleksle yaptığım şeyin kötü sonuçlar doğurduğu çok olmuştu ama gözlerimin direkt onu bulması şu anlık en kötüsüydü. çünkü o da bana bakıyordu.
tükenmiş, bomboş gözleriyle.
alper'de görmeye alışık olmadığım bir bakıştı bu. o genellikle özgüvenli bakardı. dünyadaki en kötü şeyi yaparken bile içinde bir yerlerde eminlikle dolup taşardı gözleri.
görmeyeli uzun zaman olmuştu.
"bir şey mi oldu?" dedi pozisyonunu asla bozmadan. birkaç dakikadır omzunu ve başını yasladığı dolapta öylece duruyordu.
"çakmağım," gereksizce boş ellerimi havaya kaldırdım. yaptığım saçmalığı fark edince de hızlıca indirdim. "salonda unutmuşum."
başını salladı. verdiği tepki bundan ibaretti.
başka bir alternatifim olmadığı için kendimi oturduğum mermer tezgahtan aşağı attım. çıplak ayaklarım soğuk zemine temas eder etmez parmak uçlarıma yükselmiştim. olabildiğince üşümüyor ve normal görünmeye çalışarak yavaşça ocağa ilerledim.
dudaklarımı mavi aleve yaklaştıracağım sırada "bekle," dedi. bir elini cebine atmış, bana doğru geliyordu. ocağı kapatıp ona döndüm. tam önümde durdu, cebinden kırmızı bir çakmak çıkardı ve bana uzattı. kendimi tezgaha yaslayıp gözlerine baktım.
inanmak istemediğim bir şeyler vardı. tekrar tekrar kontrol etmek istiyordum. nasıl bu kadar boş bakabilirdi? bana?
"öyle güzel olmuyor."
inatla yüzünden ayırmıyordum kendimi. bir açık vermesi lazımdı. dudakları konuşurken bile kıpırdamıyordu sanki. gözlerinin yanı hiç kırışmıyordu.
sonra aramıza ufak bir ateş girdi. buzdan duvarlarımızı eritiyormuş gibi aydınlandı yüzü. kahve gözlerine turuncu bir ışık parçası düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cennette 7 dakika | yarı texting (+18) TAMAMLANDI
Teen Fictionalper temis: seninle olan seninle kalsın alper temis: yalvarırım liz: saat sabahın beşi liz: ne bu telas evin mi yanıyo