Birkaç gün sonra Zayn, ben evin arka bahçesindeki koltukta uzanırken yanıma arabasının bagajından çıkardığı pembe bir bisikletle gelmişti. Sorgularcasına baktığımda Zayn konuşmaya başlamıştı
" Bu ánemos." dedi,
" Ne?" diye sordum.
" Biyolojik olarak dünyaya gelmene yardımcı olan adam," baban kelimesine ne olmuştu? " Bisikletini parçalamıştı. Benden sonra çiçekçiye bir ziyarette bulunmuş fakat yaptığı tek şey bisikletini parçalamak olmuş" senin aksine. Sen bedenime ve sevdiklerime zarar vermiştin. Alınma ánemos.
" Pekala sonra sen de herhangi bir yerden satın aldığın iki tekerlekli şeyin ánemos'un yerini tutabileceğini düşündün?"
" Aslında ánemos'un yerini sadece ánemos'un tutabileceğini biliyordum ve o yüzden onu tamirhaneye yollamıştım. Yaptığım tek değişiklik siyah yerine pembe olan rengi ve ah! Bir de gövdesinde ánemos yazması. Onun dışında aynı. Bir arkadaşının saçını pembeye boyatması gibi düşün" İlk defa bu kadar uzun konuşmuştu. ánemos'a ne kadar değer verdiğimi anlamıştı demek ki. Benim hiç arkadaşım yok diye düşündüm bir an sonra.
" Bu yaptığın çok hoş bir hareketti. Nasıl ödeyebilirim, bilmiyorum. Cidden benim için kocaman bir anlam taşıyor."
" Bir öpücüğe hayır demem" dediğinde kızardım. Onu kaldığım odada öpmüştüm, ilk öpücüğüm ona aitti ve pembe dudaklarının benimkiler üzerinde olması hoşuma gitmişti ayrıca bu hareketi bana çok sevimli gelmişti, ne kadar onu ' sevimli' kelimesi yerine ' korkutucu, babamsı ve sadist' olarak tanımlamak daha doğru olsa da.
Yavaşça bana yaklaştığımda yanaklarım dışında tüm bedenim de ateşin içine düşmüştü. Bir adım ilerimde durmuştu öylece bana bakıyordu. Yanıma oturup beni kucağına aldığında aklıma dolan anılarla ürktüm.
Eli yüzümü kavradı. Açlıkla dudaklarını benimkine bastırıp işkencelerine başladığında, inanamadığım bir açlıkla ona karşılık verdim. Dili dudaklarımı es geçerek ağzıma ilerlediğinde dilimi buldu ve işkence edilecekler listesine dilim eklendi. Tadı nane ve sigara gibiydi. İlk öpüşmemizde buna pek dikkat etmemiştim, bu konulara sanırım yeni yeni uyanıyordum.
Bahçedeki koltukta böyle bir davranışta bulunmamız ne kadar doğruydu bilemiyordum, o an doğru hissettiriyordu. Karnımın üzerinde ilk defa hissettiğim baskı yabancıydı. Zayn'in uzunluğu olduğunu bilmek yüzümün iyice alev almasına sebep oluyordu. Nefesimiz kesildiğinde bir nefes mesafesinde geri çekildi. Nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Gözleri zonklayan dudaklarımdaydı, ben ise güzel yüz hatlarını izliyordum.
" Seni şurada sertçe becermemem için bir neden söyle miniğim" dedi, kendini zor tutuyormuş gibi konuşması mideme kramplar girmesine sebep olmuştu ve ben de söyleyebileceğim en aptalca şeyi söyledim " Korumalar var ve biri bizi görebilir" diye fısıldadım. Kıkırdayarak beni kucağına aldı, hızlı adımlarıyla merdivenleri çıktı ve siyah kapıyı iterek bedenlerimizi içeriye soktu. Buranın onun odası olduğunu hemen anlamıştım. Yatağını görünce bir şey kafama dank etti sanki " Zayn" dedim " Burada ne yapıyoruz?"
" Bizi kimsenin göremeyeceği bir yere getirdim" dedi, yaramaz bir çocuk gibi gülümserken. Onu ilk defa böyle gördüm ve inanamadığımı belli eden bakışlarımı ona yönelttim. Ne demem ne yapmama gerektiğini bilemiyordum. Kaçmaya çalışamazdım hala ayağımı zorlamam yasaktı. İstemediğimi söyleyip onu kızdıramazdım da, cezalarından birine tabi tutulmak istemiyordum. Beni yatağa bıraktı ve tişörtünü çıkararak üzerime çıktı. Boğazımda konuşmamı engelleyen bir düğüm oluşmuştu. Elleri tişörtümün eteklerini buldu ve çekerek çıkardı " Dur" diye fısıldadım, kendimin bile zor duyduğum ses tonumla. Zaten o da durmadı, dudakları benimkileri bulduğunda parmakları karnımda daireler çiziyordu. İnlememi sağladığında geri çekilerek çeneme bir öpücük kondurdu. Dudakları boynuma ilerlediğinde eziyetlerinin başla düğmesine tıklamış gibiydi.
Nereye kadar ona eşlik edebileceğimi merak ediyordum, uzunluğunu görmekten korkan bir kıza göre fazla cesur bir hareket olsa da merakım herzaman korkularımdan önce gelirdi.
Göğüslerime ilerleyerek eziyetlerine orada devam etti. Südyenime parmaklarını geçirdiğinde yutkundum, onu aşağı çekti ve göğüslerimi açığa çıkardı. " Çok güzeller" dedi inlemeye yakın bir sesle.
Bana ne olmuştu bilemiyordum. Bir şeylerin etkisinde ya da sarhoş değildim. Sadece Zayn'in devam etmesini umuyordum. Dudakları göğüslerimin her yerindeydi. İniltilerim odayı dolduruyordu. Dudakları karnıma eziyet ederek taytımın üzerinden özel bölgeme dokundu " Zayn!", mırıltılarla karşlık verdi
" Dur" dedim, " Lütfen" ona eşlik edebileceğim son nokta burasıydı, sınıra çarpmış gibi hissediyordum.
Dediğimi yapmasına şaşırmıştım. Rengimin attığını hissediyordum. Özel bölgemde parmaklarını hissetmek beni ürkütmüştü. Ne kadar düşünmek istemesem de üç sene önceye ait o korkunç anı hakkındaki düşünceler aklıma doluşmuştu. Zayn'in sesini duyana kadar ağladığımı bile farketmemiştim. Her zaman acı ve korku üstün basıyordu belki de bu yüzden her zaman habersizce göz yaşı döküyordum " Ağlama". Göz yaşlarımı dudaklarıyla sildi.
" Hazır olacağın zamanı bekleyebilirim" dedi " Biliyorsun seni daima bekleyebilirim" aslında öğrenmiş olmuştum. Gri südyenimi düzeltmeden önce göğüslerime cinsellikten uzak birer öpücük kondurdu. Kafasını boynuma yerleştirdi " Bunun sadece hazır olmamanla alakası olmadığını biliyorum Sopie" dedi " Uyandığımda bunun hakkında konuşacağız"
Yorum ve votelerinizi esirgemeyin lütfen,
ily guys