Felix kendini toparladığı gibi gitmeye hazırlandı. Ceketini giydi. Aynadan gözlerini kontrol etti. Changbin sadece izliyordu. Aşağı inmesi patronunun dikkatini çekti:
" Felix mesain bitmedi, nereye?" dedi sevecen bir tavırla.
" Olmuyor makine öğrenmesini devam ettiremedim. Kaç olasılık daha denemem gerektiğini ve neleri denetmem gerektiğini bilmiyorum."
" Yüzde elliden sonra zaten kendisi oluşturup öğrenmeliydi. Sen sadece doğru sonucu onaylayıp yanlışı cezalandıracaktın."
" Yapamadım. Yarısını tamamlayamadım. Yetersiz biriyim sanırım."
" Ama sen zaten yüzde altmış..."
Felix'e itiraz edecekti ama Felix'in arkasında gördüğü polis sulieti susmasını sağladı. Felix gidince ortağına dönüp konuştu:
" Yalan söylüyor." dedi sakin bir tavırla.
" Neden ama? Terfi almak istemiyor muydu?"
" Evet aslında."
" Şu polis bozuntusu söylemiş olmasın?"
" Changbin mi? Yok. Yapmamıştır, degil mi? Onun Felix olduğunu nereden bilsin ki hem?"
Omuz silkti " E yani bir ihtimal."
" Neyse oturup kahvemizi içelim hadi."
" Evet."
Changbin Felix'in peşinden gidiyor amcası adına ondan özür dilemek istiyordu. Sonra zaten bütün ilişkisini kesecekti.
" Def ol git başımdan!" dedi Felix Changbin onun yanına gelmeye devam ederken.
" Dinle bir kez olsun beni!"
" Def ol git! Rahatsız ediyorsun beni!"
" Felix!.."
" Ne?! Felix ne?! Hayatıma girdiğinden beri... Geldiğinden beri her şey daha kötü. Lanet misin sen, ha? Ne diye..."
" Felix şirket tarafından kullanılmana ya da ehliyetini kaybetmene ben neden olmadım. Seni toplantıya yetiştiren bendim. Cüzdanını sana teslim eden ve şirketin aptal oyununu görmeni saglayan da bendim. Ben bir şey yapmadım. Hayatının kötü bir döneminde denk geldim sadece."
" İyi, Def ol git şimdi!"
" Amcam adına özür dilerim!"
" Dileme git! Nasıl olsa yarın tekrar onun işine gideceğim."
" Seni kullanıyor."
" Ne yapayım ha?! İşsiz mi kalayım? Senin gibi bu sisteme uyan insanlardan nefret ediyorum. Sanıyorsunuz ki herkes yapiyor diye siz de yaparsanız hiçbir şey olmayacak. Düzene uyuyorsunuz. Biriniz de çıkip demiyor ki ne lan bu kabul ettiğimiz şey diye! Oysa sesinizi çıkartsanız yönetim size boyun eğmek zorunda! Hiçbir seyi anlamıyorsunuz! Sizin gibi aptal bencillerin hepsinden bıktım."
" O zaman neden amcama sesini çıkarmıyorsun?"
" Ben... işsiz kalmak istemiyorum."
" Gördün mü? Çoğunluk aptal olunca bir iki kişi sesini istese de çıkaramıyor. Güç bilinçli olanın değil nüfuzlu olanın elinde. Bir şeyleri değiştiremediğim için özür dilerim."
" Tamam şimdi def ol git!"
" Felix neden böylesin?!"
" İkimiz de birbirimizden kurtulmak istiyor sanıyordum. Gitsene!" diyip yola atladı. Az daha hızla geçen araba ona çarpacakken yerine adımladı. Hızla attığı adımdan dolayı dengesi bozulup kalçası üstüne düştü."
" Başım belası..." diye söylendi Changbin. " İyi misin?" dedi elini uzatarak.
Felix Changbin'in elini tutmadan kalkmaya çalıştı ama kalkamadı. Changbin'in elini tutup zorla kendini kaldırırken fısıltıyla bir küfür savurdu:
" Sikeyim."
" Seni eve bırakayım."
" Kendim giderim."
" Arabanla gelmemişsin."
" Kendim giderim."
" Gel şuraya!" diyerek Felix'i kolundan tutarak çekti. Arabanın yolcu koltuğuna Felix'in oturduğuna emin olduktan sonra sürücü koltuğuna geçti. Felix'in somurtan yüzüne bakıp kısa bir açıklama yaptı.
' Sonra bir daha yüzümü görmezsin tamam mı?"
Felix omuz silkti. Changbin üstünde durmayıp arabasını çalıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Polis - Changlix
FanfictionLee Felix ehliyetini unuttuğu için toplantıya geç kalır, aynı gün cüzdanını çaldırır. Kendisini sakinleştirmeye çalışan polise bütün öfkesini yöneltiverir. Kitap her ne kadar yabancı isimler falan olup yabanci ülkelerde geçse de Türkiye sorunlarına...