" ne yapıyorsunuz bu saatte burada"
" bu chan enayisi chnsgbini özledim diyip bizi darlayınca geldik bizde"
Hyunjinin ensesine vurdu chan
" niye her şeyi anlatıyon"
" ha enayi olduğunu kabul ediyorsun"
Ona kızgınlıkla bakan chanı görünce minhonun arkasına saklandı Jisung.
" kola ve çekirdek aldık. Parka gidelim"
Parka doğru yürümeye başladık.
" demek beni özledin"
" yoo hyunjin gidelim dedi"
" hyunjinin yanıns gidiyim o zaman o özlemiş sonuçta"
Hyunjinin yanına giderken belimden tutup çekti beni.
" özledim kal, gitme"
Yanağından öpüp yürümeye başladım.Parka geldiğimizde banklara oturduk.
" ne güzel doğruluk mu cesaret mi oynuyorduk oyunumuzu bozdunuz"
" bizde oynayalım" dedi Jisung
" hadi oynayalım"
" Yapmayana ceza olsun"
" ne cezası"
" 1 gün köle olsun"
" anlaştık"
Yerden bulduğumuz şişeyi ortaya koyup çevirdi minho.
Seungmine gelmişti.
" hyunjine soruyorum. Doğruluk mu cesaret mi?"
" doğruluk"
" gruptan kendine en yakın gördüğün 3 kişi kim"
" minho, chan ve changbin
Hyunjine baktım şaşkınlıkla. Grupta benim en yakın olduğum kişi oydu ama onun bu soruya changbin diyeceğini hiç düşünmezdim.
"satıldık."Hyunjin çevirdiğinde jeongine gelmişti .
" felixe soruyorum. Doğruluk mu cesaret mi"
" doğruluk"
Bu gruptan biri ile çıkacak olsan kim olurdu "
" hyunjin"
Hyunjine baktığımda tepki vermeden felixe bakıyordu.
" tek sap benim olum kim diyecekti başka"
Dediği şey ile Felixin yüzü asılmıştı.
Seungmin şişeyi alıp çevirdi.
Şişe bana gelmişti.
" Jisunga soruyorum. Doğruluk mu cesaret mi"
" cesaret"
" takipçilerinden birine kötü fotoğraflarından birini at."
" ya olum benim Bi karizmam var"Telefonu çıkarıp fotoğrafı gönderdi.
Jisung çevirdi. Chana gelmişti.
" jeongine soruyorum doğruluk mu cesaret mi"
" doğruluk"
" sence aramızda en iyi ve en kötü giyen kim?"
" en iyi hyunjin, en kötüsü chan"
" neresi kötü lan"
" herşey siyah, neresi iyi"
Jeongin çevirdiğinde minhoya gelmişti.
" Chana soruyorum. doğruluk mu cesaret mi"
" cesaret"
" Google aradığın en son şey ne"
" chan telefonu çıkardı. Biz merakla onu beklerken telefonu geri cebine koydu.
" söylemem"
" zorundasın yoksa köle olursun"
" sıkıntı değil"
" olum ne saklıyon lan, köle olacak kadar gizli mi"
Chan ekranı açıp minhoya gösterdi.
" oha olum bunu niye arattın"
" sanane olum"
" chanın bunu göstermesi imkansız"Biraz daha oynadıktan sonra canımız sıkılmıştı.
"eve gidelim artık uyku geldi"
" hadi gidelim"
Kalkıp eve doğru yürümeye başladık.
Evin önüne geldiğimizde diğerleri yukarı çıkarken, sigara içmek için çıkmamıştım.
" siz gidin ben changbin çıkınca giderim eve"
Diğerleri de giderken chan ile başbaşs kalmıştık.Binanın duvarına oturdum.
" merak ediyorum neydi son araman"
" söyleyemem"
" bana da mı"
" özellikle sana"
Kaşlarımı çatıp Chana baktım.
" kötü bir şey değil öyle bakma" "
" neden özellikle ben"
" anlarsın sonra"Kafamı chanın omuzuna koydum.
" eve gitmek istemiyorum"
" sabaha kadar burada duralım"
" hasta olursun"
Omuz silktim
Kafamı kaldırdı gir artık üşüdün"
Ona son kez sarılıp içeri girdim." nerede yatıyoruz"
" siz felixle misafir odasında kalırsınız bizde burada yatarız"
Felixle birlikte misafiri odasına geçip yatağa girdik.
Tam uyuyacakken Felixin ağlama sesi ile gözümü açtım. Felixle arkasından sarıldım.
" gördün mü hiç tepki vermedi bile. Asla bir şansım olmayacak "
İki tarafın duygusunu bilip de konuşamamak kadar sinir bozucu bir şey yoktu.
" öyle deme. Hep bir şans vardır."
" bizim için yok"
" sen sadece kendi duygularını biliyorsun. Bu kadar kolay pes etme. Tek taraflı bile olsa gelecekte denemediğin için pişman olmaktan iyidir."
" ya kötü sonuçlanırsa, ya arkadaş bile olmak istemezse"
" hyunjini tanımıyormuş gibi konuşma. Asla öyle bir şey olmayacak."
Bana doğru döndü. Gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu.
" geçen gün kamp yapmaya gittiğimizde, hyunjin çıkıp gitmişti. Geldiğinde gözleri kıpkırmızıydı. Ağlamıştı değil mi"
" evet"
" neden"
" söyleyemem"
" hiç mi"
"hyunjine sorman lazım"
Kafa salladı.
Biraz sonra ise uyuya kalmıştı.Onları nasıl birleştireceğimi düşünürken uyuya kalmıştım.
2 hafta sonra
Sonunda sınavlar bitmişti. 2 haftadır ders çalışmaktan, sınavlardan beynim erimişti resmen.
2 hafta içinde chan ile doğru düzgün görüşememiştik. Sınıftan çıkıp chan gilin sınıfına gittim. Sınıfta sadece hyunjin vardı. Yanına gidip oturdum. Kafasını kaldırıp bana baktı.
"chan müdürün yanında"
" sen iyi misin"
Elimi anlına koyduğumda çok yüksek olmasa da ateşi vardı.
" ateşin var"
" biliyorum. Bi kaç gündür düzgün uyuyamadım. Dün de üşüttüm biraz"
" ilacın var mı"
" var ama daha yemek yemedim"
Telefonu çıkarıp felixe yazdım.
3-4 dakika sonra felix elinde yemekle sınıfa girdi.
" sen halledersin"
Hyunjinin yanından kalkıp sınıftan dışarı çıkımÖğle arasının bitmesine daha 20 dakika vardı. Kantine uğrayıp içecek aldıktan sonra sigara içmek için arka bahçeye gittim.
Sigaramı içerken birinin bana seslenmesi ile arkamı döndüm.
" sen changbinsind değil mi chanın arkadaşı"
" evet, noldu"
" chanın sevgilisi var mı acaba"
Kızın suratına baka kaldım. Evet desem yalan olurdu. Ama hayır demek de istemiyordum.
" uzun zamandır onu seviyorum, artık ona söylemek istiyorum o yüzden sordum"
" hayır yok"
" teşekkürler"
Önüme döndüm. Kalbim acıyordu. Kız çok güzeldi. Sarı saçları, yeşil gözleri ile herkesin aklını başından alabilirdi.
Sinirle sigaramı yere atıp ilerideki banklara oturdum.Chan'ın öyle bir şey yapmayacağını bildiğim halde korkmadan edemiyordum. Ya kızı kabul ederse. Sonuçta sevgilisi değildim bu bana karışma hakkı vermezdi.
Yanıma gelen minho ile ona döndüm "
" neden sinirlisin"
" biraz önce Bi kız chanın sevgilisi var mı diye sordu"
" ne dedin"
" yok dedim ne diyecektim"
" var, benim deseydin"
" biz sevgili değiliz"
" adını koymamış olmanız Bir şey ifade etmiyor. Evet demek hakkın"
" hayır hakkım yok. Kıza cevabı chanın vermesi lazım"
" ne yapacaksın. Burada oturup kendini yiyip bitirecek misin"
" evet"
" senin ki geliyor ben kaçtım"" ne oldu sinirli gibisin"
" hayır değilim"
" yalan söyleme. Bir şey olmuş belli. Niye canın sıkkın"
Yanımıza gelen kız ile susmak zorunda kaldım.
" chan 5 dakika konuşabilir miyiz"
" tabi konuşalım"
" geliyorum hemen"Yanımdan uzaklaşan ikiliyi izledim.
Ya kabul ederse. Ya elini tutup yanıma gelirse ne yapacaktım. Kafamı salladım hızlıca chan asla böyle bir şey yapmaz. Yapmayacağını bildiğim halde korkarak onları izliyordum.
Chan elini kızın omzuna koymuştu. Kız ise gülerek onu dinliyordu. Kız en son ona el sallayıp yanından ayrıldı.
" ne olmuş"
" önemli bir şey değil"
Kafa sallayıp ayağa kalktım
" sınıfa gitmem lazım"
" daha 10 dakika var zile"
" Seungmin beni çağırdı gitmem lazım"
Hızlıca yanından uzaklaştım.Sınıfa girdiğim de sıraya yattım. Çıkış zili çalana kadar kafamı kaldırmadım.
--------—----------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Puzzle×Changchan
FanfictionEşcinsel içerikli hikayedir rahatsız olacaklar okumasın. Hayatımı tamamlayacak yapboz parçasının sen olacağını, seni ilk gördüğümde anladım.