26

41 7 0
                                    

Saat iyice geç olurken uyumaya karar vermiştik.
" biz felixle benim odada kalırız. İçeride 2 misafir odası var kendiniz halledin işte. Bilmediğiniz yer değil sonuçta"
Diğerlerine iyi geceler deyip chan ile birlikte odaya geçtik.
Direkt kendimi yatağa attım.
" çok uykum var"
Chan da yanıma yattığında ona sıkıca sarılıp gözümü kapattım.
" iyi geceler güzelim"
" iyi geceler sevgilim"

Sabah hyunjinin bağırışı ile gözümü açtım. Uyuyan chanın üstünü örtüp yataktan kalktım. Odadan çıktığımda karşımda duran 3lüye baktım.
" ne oldu niye bağırıyorsun"
" lavaboya bi girdim, bu ikisi birbirini yiyordu"
" abart hyunjin"
" kapıyı çalsaydın"
Minho ve Jisung hyunjine kızarken, ikisinin de üstünde tişörtleri yoktu.
" sanki doğru söylüyor"
Jisung direkt kazağını giyip odaya girmişti.
" gidiyorum ben bağırma sende"
Odaya geri döndüğümde chan hala uyuyordu. Okula daha 2 saat olduğu için geri yerime yattım.
" niye bağırıyor"
" Jisung ile minhoyu basmış o yüzden"
" hyunjin kırk yıl anlatır artık"

Chana sarıldığımda saçlarımı öpmüştü. " saat kaç"
" 2 saat var daha"
Chan gözünü kapatıp uykuya dönmüştü bile. Ben ise sadece onu inceliyordum. Şişmiş yüzü çok tatlı duruyordu. Dayanamayıp yanağından öptüm.
Gözünü açmış bana bakıyordu. " sen beni öperken uyuyasım gelmiyor"
" uyuma o zaman"

Chan'ın dudağına uzandığımda hızlıca karşılık vermişti. Öpüşmemiz iyice derinleşirken chan üstüme eğilmişti.
Kapının açılması ile hyunjinin bağrışını aynı anda duymuştum.
" siz de mi olum ya"
" git"
Chan onu odadan kovduğunda bozulan ortam ile chan geri yerine yatmıştı. " Hatırlat da dövüyüm"

Kaçan uykum ile chanı zorla yataktan kaldırıp mutfağa geçtik. Diğerleri de uyanmış salonda oturuyordu.
" kahvaltı yapalım"
Seungmin ile masayı hazırlamaya başladık.
" gelin hadi hazır her şey"
Diğerlerinin de gelmesi ile kahvaltı yapmaya başladık.
" gözlerim kanıyor"
" kapı çalmayı öğrenseydin sende"
" nereden bilem sizin ne yaptığınızı. Hem hadi siz neyse chan ve changbin çiftini de gördüm. Sevinsem mi gözlerimi yerinden mi oysam bilemedim"
" oha"
" tek kelime edeni döverim" chanın tehdidi ile herkes susup yemeğe odaklanmıştı.

Yemekten sonra hazırlanmak için odalara dağıldık. Chan duşa girerken ben üstümü değiştirmiş saçımı yapıyordum.
10 dakika sonra hazır olduğumuz da hyunjinin yarım saate hazır olurum demesiyle geri odaya girmiş kendimi yatağa atmıştım. Chan da yanıma uzandığında boş boş tavanı izliyordum.

" 2. Sınavlardan sonra gezi olacakmış"
" nereye"
" her yıl kampa götürürler. Yine kesin oraya gidilir."
" gidecek miyiz"
" belli olmaz. İlk yıl gittik aşırı sıkıcıydı. Geçen yıl ise gitmemiştik. Onun yerine Felixin abisinin oteli var orada tatil yapmıştık. Yine kamp olursa oraya gideriz"
" otel daha güzel olur bence"
" bence de. Diğerleri ile konuşuruz ona göre karar veririz"

Chan ile okul hakkında konuşurken hyunjinin hazırım diye bağırması ile evden çıktık.

Öğle arasında kantine gelmiş yemek yerken sohbet ediyorduk.  Sabahtan beri sürekli bize bakıyorlardı.
" hayırdır olum niye herkes sabahtan beri bizi izliyor"
" changbin instagramda chsnla sevgilim diye fotoğraf attı ya o yüzden büyük ihtimalle"
" haaa unutmuşum ben onu"

Omzuma koyulan el ile kafamı kaldırıp koyan kişiye baktım.
Çocuk ile göz göze geldiğimde bana yüzünü ekşitip bakmıştı.
" harbiden bu mu ya. Ben  bundan daha yakışıklıyım"
Eli omzumu sıktığında acıdan inledim.
Chan sinirle masadan kalkıp omzumda duran eli tutup ters çevirdi.
" düzgün konuş gebertim seni"
Bütün kantin chanı izliyordu.
Çocuk chanın elinden kurtulup sırıtmaya başladı.
" kusura bakma başkan. Daha iyilerine layık olduğun için dedim ben hemen alınma"
Yerimden kalktığım gibi çocuğun suratına yumruk attım. Çocuk yere düşerken chan beni elimden tutup geri çekti.  Çocuk yerden kalkıp bana doğru atak yaptığında chan onu tutmuş yüzüne yumruk atmıştı.
" yürek mi yedin olum sen. Ne bu tavırlar"
" cidden ben dururken bu mu yani"
" dua et bugün iyi günümdeyim yoksa kimse elimden alamazdı seni"
chan çocuğun kıyafetinden tutup ayağa kaldırdı.
" müdürle konuşup geleceğim. Siz devam edin"
Chan çocuğu yaka paça kantinden çıkardığında herkes önüne dönmüştü.
" bu kim?"
" 2 yıldır Chana takıntılı. Chan yüz vermedikçe chanın sınırlarını zorluyor."
" önemli biri değil yani. Yemeğini ye. Hem gelir birazdan chan o anlatır sana"

10 dakika sonra chan geldiğinde sigara içmek için bahçeye çıkmıştık.
" omzun acıyor mu?"
" acımıyor. O eli alıp Bi tarafına sokardım da olayı anlamaya çalışıyordum boşluğuma geldi"
" belli attığın yumruktan. Dudağı patlamış"
"  sen ne yaptın?"
" müdüre götürdüm. Uzaklaştırma verdi. Kaçıncı olayı bu hsketmişti"
" seni mi seviyor"
" umrumda bile değil. Şerefsizin önde gideni."
Çocuğun dediklerimi sinirimi bozmuştu.
" takma dediklerini. Sen çok güzelsin." saçımı öptüğünde ona gülümsedim.
Sigaram bittikten sonra chan diğerlerinin yanına gittik.

" haftasonu kaçta buluşcaz"
" 4-5 gibi gelirsiniz bize."
" abin de gelecek mi" Jisung sormuştu.
" gelecek"
" geçen ki maçın rövanşını yaparız"
" getirmemiz gereken bir şey var mı"
" oyun felan getirin isterseniz başka da bir şeye gerek yok."
" okey getiriyim" minho hevesle diğerlerine bakıyordu.
"  getirme"  seung bıkkınlıkla minhoya bakıyordu.
" neden" sorduğum soruyla minho gülerek cevap verdi.
" hep kazanıyorum çünkü"
" iyi misin o kadar"
" manyak gibi oynuyor. Kazanınca da 10 gün havasını atıyor"
Gülerek minhoya döndüm
" var mısın iddiasına"
" iyi oynar mısın"
" ezerim seni o kadar"
" varım lan.. Senin de boy ölçünü alıyım. Zaten çok yok ama"
Hyunjin anırarak gülmeye başlamıştı
" gülmesene lan" ensesine vurmam ile susmuştu.
" anlaştık o zaman. Ams sonradan ağlamak yok"

Biz minho ile anlaşırken çalan zil ile sınıflara dağıldık.

-------------—----------

Puzzle×ChangchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin