Petunya-(Bekleyiş)

38 5 0
                                    

Kadın sobaya attığı odunlarla beraber ellerini birbirine çırptı. Birazdan ısınırdı odası. Kalbi üşürken odasının ısınmasını istemek saçmaydı, ama olmazdı kendini üzerse adam hissederdi üzüldüğünü. Kıyamazdı adama... Kendime kıyardı, adama kıyamazdı. Çıtırdayan odun sesleri odaya huzur yaymıştı adeta. Kadın eline aldığı su dolu güğümü -Çaydanlığınbüyüğü- ve çaydanlığı sobanın üzerine yerleştirdi. Biraz beklerse kaynardı suyu. Akşam olmadan çayı demlemeliydi, kime lazım belkide gelirdi... Umudu her geçen gün biraz daha artıyordu kadının...

Kapının vurulmasıyla terliklerini giymeden yalın ayak koşturdu kadın. Gelmişti belkide. Tahta kapıyı araladığında karşısında yan komşusunu gördü. Yüzü düşmüştü kadının, bozulduğunu belli etmek istemezcesine küçük bir tebessüm yolladı komşusuna. Kapıyı biraz daha araladığında içeriye geçmişlerdi.

" Nasılsın abla? Uzun zamandır görmüyordum, merak ettim."

Komşusunun sorusu üzerine kadın kafasını salladı. Merak kediyi öldürürmüş diye geçirdi içinden. Sevmiyordu dedikodu peşinde koşan insanları, yine de komşusuna kötü söz edemezdi. Küçük bir tebessüm yolladı.

" Denk gelmemişizdir komşum."

Komşusu cevabından tatmin olmamışcasına dudağını kıvırdı, anlaşılan daha fazlasını istiyordu. İşin üstüne düşeceği belliydi. Besbelli kadının yarasını deşmek istiyordu...

" İyi madem sen öyle diyorsan... Bende şey diyecektim senin şu çiçeklerden bir kaç tanesini annem istiyor. Sende çok varmış, bizimkiler solmuş da."

Kadın sabır dilercesine baktı komşusuna. Hayır diyemezdi, huyu kurusun asla olumsuz cevap veremezdi karşısındakine. Bu gece de çiçekleri için ağlayacaktı anlaşılan. Can dostlarını ellere emanet ediyordu...

" Dur bakıyım Komşum. Bende de fazla yok ama bir tanesini veririm elbet."


Komşu zafer edasıyla gülümsedi kadına. İşi bitmişti, alacağını almıştı. Gülümserdi artık. Köprü geçilmişti, artık Ayı'ya Ayı demenin zamanı gelmişti.

Eline aldığı Petunya'ya hüzünle baktı kadın. Gidiyordu, geri gelmemek üzere gidiyordu dert ortağı. Küçük bir tebessüm yolladı can dostuna. Biliyordu komşusunun ellerinde can verecekti dostu. Olsundu, umut her zaman vardı. Dert ortağını yaklaştırdı burnuna, mis kokusunu çekti ciğerlerine... Bu bir tür vedalaşmaydı kadına göre. Gözünden akan yaşa engel olamadı. Kolay değildi canını başkasına emanet etmek. Yanağından süzülen bir damla yaş Petunya'nın toprağına düştü. Kadın aklından şöyle geçirdi;


" Allah seni korusun, sen benim derdimi solmadan dinledin. Yeni yerinde mutlu ol sırdaşım."


Kadın uzattı savunmasızca elinde duran Petunyayı. Çaresizce gülümsedi komşusuna.


" Ben artık gideyim abla, sağolasın."


Kadın komşusunu yolcu ettikten sonra geri çıktı salonuna. Kaynamış olan suyun sesi kulaklarına dolduğunda çayını demledi. Adam gelmezdi biliyordu kadın, kendini kandırıyordu. Peki ya gelirse diye düşündü, gelirse aç mı gelirdi susuz mu gelirdi? Kıyamazdı adamına...

Mutfaktan getirdiği tencereyi yerleştirdi sobanın üzerine. Az biraz dursa ısınırdı yemekler... Adam geldiğinde afiyetle yerlerdi. İç geçirdi kadın, en son ne zaman görmüştü adamını. Gidişi bugündü ancak dönüşü ne zaman olacaktı... Özlüyordu kadın, çaresizce bekliyordu.

Geceler artık onun için iyice çekilmez olmuştu, farklı görüyordu yıldızları. Her gün gördüğü mahallesi artık daha anlamsız geliyordu. Yemeden içmeden kesilmek üzereydi kadın, her gün sofrayı kuruyor yemekler soğuyana kadar bekliyordu adamını. Sonra ise soğuk olan yemeklerden iki çatal yiyip bırakıyordu bir köşeye...

Beyaz pencerenin önündeki sedire oturduğunda gözlerini kapattı. Ağır geliyordu artık omuzlarındaki özlem. Biliyordu, bu hayatta kimseciği yoktu adamdan başka... İçinde biriktirdiği özlem her zaman bu saatlerde dışarı vuruyordu. Üzülüyordu kadın, çaresizce severken görememek üzüyordu kadının pamuklara sarılmış yüreğini...



Petunya-BekleyişinÖmrüUzunOlur🌺

PETUNYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin