Petunya-(Bekleyiş)

45 5 0
                                    



Merhaba arkadaşlar, kitabı okumaya başlayanlara çok teşekkür ederim. Her zaman burada olmanız bana mutluluk verecek. İyi ki varsınız. Oy verseniz de vermeseniz de okunduğumu bilmek beni mutlu ediyor. Yorumlarınız önemli ancak bir anda olacağını düşünmüyorum bu yüzden size kızamam. Okuyan herkese çok teşekkür ederim. Her zaman İyiki lerimin sebebi olmanız dileğiyle.

Kitapla ilgili söyleyeceklerim ise, elbet kadın sonsuza dek beklemeyecek, ancak sonuna kadar bekleyeceğinden şüpheniz olmasın.

--
Soğuk, kadının iliklerine kadar işlerken elindeki baltayı bölünmemiş oduna geçirdi. Esen fırtına işini güçleştirse de pes etmeye niyeti yoktu kadının. İki parçaya ayrılmış odunu kenara çektikten sonra yerine başka bir odun koydu. Hava şartları iyice zorlaşmıştı, kadının soğuktan uyuşmuş parmakları baltayı sıkmaya devam ediyordu. Yakacağının kalmaması yüzünden bu soğukta üzerine geçirdiği paltosuyla odun kırıyordu. Eteğini bacağının arasını yerleştirdikten sonra son gücüyle kırdı odunu. Yorulmuştu ama değerdi, adam gelirse soğukta kalmasına kıyamazdı... Adam aklına geldiğinde yüzüne kocaman bir tebessüm yayıldı kadının. Kırdığı odunları birbir çuvala yerleştirdikten sonra baltasını ve kütüğünü de bir kenara koydu. Odunları doldurduğu çuvalı son gücüyle sırtına aldığında soğuktan donmuş mahallesine göz attı. Köşedeki fırından gelen ekmek kokuları burnuna dolmuştu, hızlı adımlarla evine girip odunlarını bıraktı. Dizlerine kadar uzanan uzun botlarının düşmüş fermuarını yukarı çektikten sonra paltosuna daha da sarılarak fırına gitti. Hava çökmeye başlamıştı, adam gelirse evde ekmek yoktu. Kıyamazdı adamına...

Her zamanki gibi iki tandır ekmeğini aldıktan sonra hızlı adımlarla evine döndü kadın. Esen fırtına evinin önündeki asmayı -Üzümünyetiştiğibitki- sallıyordu. Bu ses hoşuna gitmişti. Dudağının kenarı kıvrıldı hafifçe... Adamla beraber yıllar önce dikmişlerdi bu Asmayı...

Eline aldığı tencereyi sobasına yerleştirdikten sonra penceresinin önündeki sedire uzandı. Odun kırmak bir hayli yormuştu kadını... Düşündü, beklenen ben olsaydım bu kadar geç kalır mıydım diye düşündü kadın... Kalmazdı, kıyamazdı o kimselere, üzemez idi kimseyi.

Hayat faniydi, ölüm ise âni... Belkide göçüp giderdi o gelmeden. Üzüldü kadın. Son kez dâhi olsa görmek istiyordu adamını. Hem nasıl gelirdi, ne zaman gelirdi, kiminle gelirdi delicesine merak içindeydi kadın...

Doğruldu yerinden, içindeki özlem artık dolup taşıyordu. Çaresizce bekleyişi canına tak etmişti. Ne yapabilirdi ki elinden ne gelirdi? Nerede olduğunu dâhi bilmiyordu...
Üzüldü kadın, pamuklara sarılmış kalbi bir kez daha kırıldı.

Başındaki beyaz tülbenti -Eşarp- el yordamıyla düzeltti. Sofrayı kurma zamanı gelmişti. Biliyordu kadın, adam gelmeyecekti... Ama kalbine söz geçirmesi imkansızdı kalktı ve her zaman yaptığı gibi sofrayı kurup, yemeklerin soğuyuşuna şahit oldu.

Gün geçtikçe zayıflıyordu kadın. Adam gittiğinden beri ağzına aldığı birkaç ekmek parçasıyla duruyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde kadın'ın hıçkırıkları durmak bilmiyordu. Yağan kar taneleri kadının göz yaşlarıyla dans ediyordu gök yüzünde.

Kalemini yerleştirdi sararmış satırlardan bir tanesine.

" Sevgilim;
Ne zaman döneceksin diye soramam sana... Alacağım cevaptan korkuyorumdur belkide... Sadece şunu bilmelisinki, ben artık bitiyorum. Gelmeyişin beni öldürüyor.

Dön artık..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 14, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PETUNYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin