0.9

592 61 363
                                    

Lunapark'ın önünde duran araba ile ilk seungmin çıkmıştı araçtan onun bu neşesi ve heyecan da diğer üçlüyü mutlu ediyordu. Chan ve hyunjin de, seungmin'in peşinden inmiş minho ise aracı park edip yanlarına geleceğini söyleyerek ayrılmıştı yanlarından. Lunapark'ın girişin de minho'yu beklerken hyunjin'in ortaya attığı fikiri tartışıyorlardı.

"Hyunjin haklı bence min. Hem dört kişi yan yana yürüyünce çok yer kaplamış oluruz. Bence de ikili şekilde gruplaşıp birlikte dolaşalım"

Chan'ın da hyunjin'in fikrine katılması ile seungmin yanaklarını şişirerek, onaylar şekilde başını sallamıştı. Onun tatlı yüzüne karşı hyunjin, seungmin'in şişirmiş yanağına öpücük koymuştu. Seungmin ise hâlâ hyunjin'e tribli olduğun dan onun tarafından kaçıp chan'ın yanına gitmişti. Hyunjin, onun bu hareketine kıkırdamış ve yanlarına gelen minho'ya dönmüştü. Az önce chan ve seungmin'e bahsettiği fikri minho'ya da anlatmış, minho'nun da onaylaması ile ikili şekilde grup seçmeye karar vermeye çalışıyorlardı.

"Ben prensesim ile olmak istiyorum"

"Ama prensesin seninle olmak istemiyor"

Hyunjin, seungmin'in inatçı huyuna göz devirip yanın da ki ikiliye bakmıştı. Daha doğrusu tehdit eder şekilde bakmış denilebilirdi. Minho, hyunjin'i anlamış olacak ki ona bakan arkadaşına küçük bir baş sallaması ile onayladı. Chan da minho'ya ayak uydurmuş ve minho'nun yanına giderek arkadaşının koluna girmişti.

"Evet prensesim, gördüğün gibi bu ikili birlikte gezecekmiş. Eh sen de bana kalmış oluyorsun"

Seungmin'in önünde bir dizini hafif şekilde kırmış ve elini uzatmıştı hyunjin. Seungmin ise ona ihanet eden ikiliye bakmış ve ona uzatılan eli somurtarak tutmuştu.

Hyujin ve seungmin önden diğer ikili ise arkalarından geliyorlardı. Seungmin ilk atlı karınca ya binmek istediğini söyleyince minho ve chan ikilisi bilet almak için ayrılmışlardı. Hyunjin yanın da ki seungmin'e bakmış ve birleşik ellerin den destek alarak onu kolunun altına almıştı.

"Bebeğim benim, hadi barışalım artık hımm"

Seungmin, başını kaldırmış ve ona dudaklarını büzerek bakan hyunjin ile göz göze gelmişti. Bu görüntü ile hemen barışacağını biliyor iken bu durumu kendi aleyhine çevirmeye karar vermişti.

"Bir şartım var ama"

Hyunjin hızlıca başını sallamıştı.

"Ne dersen kabul"

Seungmin aldığı onayla sırıtmış ve bu da hyunjin'in biraz korkmasını sağlamıştı.

"Korku trenine bineceğiz!"

Yüzün de ki gülümse ile hyunjin'e bakarken hyunjin bunu isteyeceğini anlamış ve hemen savunmaya geçmişti.

"O olmaz"

"Banane ya, ne dersem kabuldü"

"Ama korku treni olmaz"

"Hayır ya banane. Kabul ettin ve binmek zorundasın. Hem yanın da bende olacağım"

Seungmin, hyunjin'in kolunun altın dan çıkmış ve yüz yüze bakmaları sağlamıştı. Hyunjin'in omuz silktiğini görünce kaşlarını çatmış ve buraya doğru sohbet ederek gelen ikilinin yanına gitmişti. Hemen minho'nun göğüsüne sarılmış ve hyunjin'i şikayet etmeye başlamıştı.

"Hyung, hyunjin hyung sözünü tutmuyor"

Minho, ona sarılan seungmin'in saçlarını okşarken yanlarına bu sefer de hyunjin gelmişti. Aynı seungmin gibi mızmızlanmış ve minho'nun sol tarafına doğru sarılmıştı.

çocukluk aşkı☆hyunseunghoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin