1.6

467 44 72
                                    

Uyandığı halde gözlerini açmak istemeyen Seungmin, yatakta uyuyormuş gibi yatmaya devam ediyordu. Hyunglarına ne açıklama yapacaktı hiçbir fikri yoktu ve bunu düşünmek için de bir süre uyuyormuş gibi davranmaya devam edecekti.

Yani kendisi öyle düşünüyordu odasının kapısını baskın yapar gibi açan Hyunjin gelene kadar en azından. Göz kapaklarını daha sıkı birbirine bastırdığı zaman içeri girenin uyuduğuna inanacağını düşünüyordu. Yine Hyunjin tarafından düşüncesi bozulana kadar.

Hyunjin, dün akşam Minho ile konuştuktan sonra küçüklerinin üzerine gelmeden sakin sakin konuşmaları gerektiğine karar vermişlerdi. Şimdi de normal davranmaya çalışıyordu.

İçeri girdiğinde göz kapaklarını sıkıca kapatan Seungmin'e gülmüş ve onunla oyun oynamaya karar vermişti. "Prensesim de hâlâ uyuyormuş. Tüh ya, ben de en sevdiği hyungu geldi diyecektim." diyerek gözlerini kısıp hâlâ uyuma numarası yapan Seungmin'e baktı.

Seungmin, kendi kendine konuşan Hyunjin'e gülmemek için yatakta sağ tarafa doğru dönüp kendisine bakan gözlerden kaçmıştı. Hyunjin, onun hareketine kıkırdarken odaya uyku sersemi Minho adımladı. Gözlerini gülen Hyunjin de ve uyuyan Seungmin de gezdirip kaşlarını çattı. Hyunjin'in yanına gelip koluna dirseğini geçirerek "Salak! Niye uyayqn çocuğu uyandırmaya çalışıyorsun!" diye sessizce kızdığın da Hyunjin göz devirdi.

Yanındaki Minho'nun kulağına yaklaştığı sırada burnuna vuran Minho'nun güzel kokusuyla anlık gözleri kapanmıştı. Hemen kendine gelmeye çalışıp "Uyumuyor aptal. Uyuyormuş gibi yapıyor. Resmen bizden kaçıyor ya!" diye sonlara doğru sessizce söylenmişti. Minho anladığını belirtir şekilde gözlerini büyütürken birkaç adım Seungmin'in yatağına doğru adımladı. Hyunjin, Minho'nun ne yaptığına bakarken Minho, Seungmin'in sağ tarafına doğru yani yüz yüze gelecekleri şekilde yatıp küçüğünü kafasını göğüsüne doğru yasladı.

Hyunjin, Minho'nun ne yaptığını anladığında o'da yatağa doğru adımlayıp Seungmin'in arkasına yatarak kollarını ince bele sardı. Minho dudaklarının altındaki yumuşak saça öpücük koydu. Seungmin bununla derin nefesler alırken Minho'yu dinlemeye çalıştı. Bu öpücük ten sonra konuşacağını hem Hyunjin hem de Seungmin anlamıştı. Minho'yu, ikisi de çok iyi tanıyordu.

Minho derin nefes alıp dudaklarını birbirinden ayırdı. "Bizden kaçma bebeğim. Ne ben den ne de Hyunjin den kaçma. Şimdi anlatmak istemeyebilirsin, diyeceklerin kafanda oturmamıştır veya hazır değilsindir ama şunu bil ki ben ve Hyunjin her zaman yanındayız. Ne olursa olsun yanında olacağımıza adın kadar emin ol. Sadece üzüldüğün de, korktuğun da, ağlamak için bir yer aradığında hiçbir şey açıklama dan gelip bize sığın. Seni yargılamayacağız miniğim, neden üzgün olduğunu sen söyleyene kadar da bekleyeceğiz." diyerek Seungmin'in saçlarına kokulu bir öpücük daha koyduğunda göğüsüne yapan baskıyla küçüklerinin yine kendinlerine sığındığını hissetmişti.

Seungmin birkaç damla akan göz yaşlarını Minho'nun üstüne silerken Hyunjin'in diyeceklerine kulak kabarttı.

Hyunjin, gözleri dolmuş Minho'ya bakıp küçük bir tebessüm ettiğinde kolları arasındaki Seungmin'in kulağına doğru bir sır verirmiş gibi "Yine de çok bekletme bizi. Ben sabırsız bir insanım prensesim." konuştuğunda Minho ve Seungmin kıkırdamıştı.

Seungmin yakalandığı için ikilinin ortasında yüz üstü gelecek şekilde dönerek gözlerini açtı. "Hımm, seni çok bekletmemeye çalışırım Hyunjin hyung ama ben şimdi acıktım. Minho hyungun harika kahvaltıların dan canım çekiyor." diyerek kendisine üstten bakan Minho'nun gözleri ile gözlerini buluşturdu. Minho'nun kendisine gülümsediğini gördüğün de yanındaki Hyunjin'e dönüp "Sen de yetenekli olsaydın senin de yemeklerini canım çekerdi ama yeteneksiz birisin." diyip dil çıkartarak Minho'nun göğüsüne saklandı.

Hyunjin, Seungmin'in dediklerine gözlerini büyütüp elini anlına atarak "Duyuyor musun Minho, prenses diyip bağrıma bastım gelmiş ne diyor. Bana bana Hyunjin'e." diyerek başını sağa sola çevirip dururken Minho, onun bu haline gülüp göğsünde ki küçüğün saçlarını okşadı.

Seungmin'in yanığına öpücük koyup yataktan kalkarken söylenmeyi de ihmal etmemişti. "Hemen mutfağa gelmezseniz yok size kahvaltı." diyerek odadan çıkmak üzereyken Seungmin, Minho'nun arkasından dil çıkartıp yanındaki Hyunjin'in göğüsüne başını, ellerini de beline sarıp alttan alttan kendisine bakan kahveler şirince gülümsedi.

Hyunjin'in kalp ritmi bu gülümse ile bozulurken kaşlarını çattı. Yeni duygularına alışmak onun için zor geliyordu.

Tatlı bir zorluk.

Seungmin, "Kedi kılıklı hyungun kahvaltısına kalmadık değil mi. Sen yaparsın bize." dediğinde Hyunjin kahkaha attı. Bu çocuk her şekilde kalbine zarardı. Gülmeyi durdurup resmen kucağında yatan çocuğun saçlarını okşarken tek kaşını kaldırarak "Hani ben yeteneksizdim?" diye sorduğunda Seungmin gülümsemesini büyütüp "Ben onu Minho hyungu kandırmak için dedim." dediğinde Hyunjin tekrardan güldü.

Seungmin'in anlına bir öpücük koyup kendi ellerini de Seungmin'e sardığın da gözlerini kapattı. "Kedi kılıklı kahvaltıyı hazırlayana kadar uyuyalım." dediği sırada aşağıdan bağıran Minho'nun sesi ikilinin kulaklarına ulaştı.

"Eğer oraya gelirsem kahvaltı yerine sizi yerim!" diye. Minho ile ikili kıkırdadı.

Şimdilik üçü de konuşacaklarını zamanın akışına bırakmıştı.

Biri korkularını,

Biri sevgisini,

Biri de gerçekleri.

🤎🖤🤍

Çoook uzun bir zaman sora biz geldikk 🥺🫤

Aslında son iki, üç bölüm pek güzel olmadı diye duzbelemek istemiştim ama sizin güzel oldu yorumlarınız ile devam etmeye başladım gibi

Umarım unutulmamıştır diyeceğim ama ben bile birazını unuttum

Neyse umarım güzel olmuştur 🎀💗

Kendinize çok iyi bakın 🎀🩷

Öpüldünüz 😽😽🌷

28.01.24

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

çocukluk aşkı☆hyunseunghoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin