1.0

522 60 433
                                    

Okuduğu mesajlar ile elleri titrer iken ne yapacağını düşünüyordu. Telefonu kapatıp komodin'in üzerine koyarak yatağın dan kalktı. Düşündükçe stres oluyor, nefes almakta zorlanıyordu.  Bu yüzden dışarı, bahçeye çıkmaya karar vermiş ve odasın dan çıkmıştı. Sessiz olmaya özen göstererek merdivenler den inerken hiçbir hyungunu uyandırmak istemiyordu. Merdivenlerden indikten sonra çıkış kapısına gelmiş ve aynı sessizlikte açmıştı kapıyı.

Kendini dışarı attığı gibi ciğerlerinin derin nefes almasına izin vermiş, nefes alırken de arka bahçeye geçmişti. Bahçe de ki hamağa  kendini bırakmış ve yine kimin ona bu saatte yazdığını, neden yazdığını düşünüp duruyordu. En önemlisi ise attığı konuma gitmeli miydi emin değildi.

Bir saat'e yakın o hamak ta ne yapacağını düşünüp durmuştu. Anne ve babasının ölüm sebebini ve detaylarını merak ediyordu. Ansızın bir sabah yetimhanede uyanmış ve büyüyünce öğrenmişti trafik kazası olayını. Ailesinin ölümüne sebep olan o gün ve geçmişi hakkında hiçbir şey bilmiyordu.

Sonunda verdiği karar ile ayağa kalmış ve odasına geçmek için ayrılmıştı bahçeden. Sessiz adımlar ile eve girmiş yine sessiz adımlarla odasına geçmişti. Kimseyi uyandırma dan odasına ulaşınca kendini yatağa atmıştı. Kafası karma karışık haldeydi hâlâ ne kadar karar verirse versin bu karışıklığın önüne geçmiyordu. Başına giren ağrıyla kendini zorladığının farkına varıp gözlerini kapatmıştı her ne kadar uyacak olmasa da.

Güneş yerini almasının üzerine bir kaç saat geçmiş ve ilk uyanan seungmin olmuştu. Gece de uyuyamamış ve sabah da erken kalkıp kafasını dağıtmak için kahvaltı hazırlamaya başlamıştı. Saat'e bakmadan hazırladığı kahvaltı işi bitince yeni aklına gelen saat'e bakmış ve saatin yedi olduğunu görmüştü. Bu saatte hiçbir hyungu uyanmazdı. Hele de cumartesi günü ise.

Uzun uğraşlar ile hazırladığı kahvaltı ziyan olmasın diye(!), Kesinlikle o kadar uğraştığı için değil, hyunglarını uyandırmaya karar vermişti. Üst kata çıkmış ve ilk hangisini uyandırması gerektiğini düşünmüştü. Eğer minho ilk uyanırsa huysuz ve sinirli, hyunjin uyanırsa ki uyanmaz ve seni de yanına çekerek birlikte uyumaya devam edersiniz, chan uyanırsa da sudan çıkmış balık gibi olurdu.

Eh seungmin ise gece den sonra kendine eğlence aradığı için minho'nun odasına doğru adımlamıştı.

Kapıyı tıklatma dan içeri girmiş ve yastığa kedi gibi sırnaşan hyungunun bu tatlı görüntüsüne kıkırdayarak yatağının başına gelmişti. Biraz nasıl uyandıracağı hakkında düşünmüş ve aklına gelen fikir ile sinsice sırıtmıştı. Çalışma masasının üzerinde minho'ya ait telefonu eline almış internet te bir kaç arama yaptıktan sonra telefonun sesinini minho'nun duyacağın dan bir tık daha fazla açmış ve bulduğu video'nun üstüne basarak başlamasını sağlamıştı.

Saniyeler içinde odayı siren ve silah sesleri doldurunca minho fevri bir şekilde yataktan kalmış ve yatağının altın da ki silahını eline almıştı. Etrafına alık alık bakarken onu video'ya çeken ve gülen seungmin'i görmesi ile derin nefes almıştı. Bu çocuğun uyandırma şekilleri bir gün onu kalpten götürecekti. Elindeki silahı aldığı yere koyarak kahkahalar atan küçüğüne doğru sinsi gülüşü ile adımlamaya başlamış seungmin ise üzerine gelen minho'yu görmesi ile odadan koşarak çıkmıştı. Arkasın dan seslenen minho'yu ise duymamazlıktan gelmişti.

"Senin iki yanağını da yiyeyim de gör sen. Seni kurtarmayacaktım o iki canavarın elin den"

Önüne ilk çıkan kapıdan içeri girmiş, kapıyı da kitleyerek yatakta yatan hyunjin hyungunun yanına gitmişti. Hyunjin'in hyungunu omuzunu sarsarak uyanmasını sağlamıştı. Hyunjin neye uğradığını şaşırır iken onu sarsan miniğine soran bakışları ile bakmıştı.

çocukluk aşkı☆hyunseunghoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin