Yapamam

108 4 0
                                    

Severus koşarak ortak salona girdi, gözleri Sofiayı arada, yıkıntıların altlarına, üstlerine, görebileceği her yere baktı fakat onu göremedi, o sırada birkaç ölüm yiyen karşısında çıktı, sayıları fazlaydı fakat Severusda iyi bir büyücüydü. Asasını çekip boynunu kütürdetti "Gelin bakalım."
Ölüm yiyenlerle çarpışmaya başladı bir tanesini etkisiz hale getirince başka bir yerden yenisi geliyordu, yavaş yavaş Severus'un etrafında bir çember oluşturdular, Severusu çemberin ortasına alıp aynı anda büyü atmaya başladılar, Severus bağzısını savuruyor bazılarının sıcaklığı ve acısını vücudunda hissediyordu, ölüm yiyenler git gide ona yaklaşmaya başlamışlardı. Bir tanesi tam Severus'a yumruk atacaktı ki yıkıntıların içine savruldu, herkes bunun nasıl olduğunu anlamak için etrafına baktığı sırada sağlam kalmayı başarabilmiş kapının girişinde Dumbledoreu gördüler, Severus şaşkınlıkla beraber gülümsedi. Dumbledore Severusa bir koruma büyüsü yaptıktan sonra asasından etrafa çok parlak bir ışık yaymaya başladı, ışığın enerjisi Severus'un etrafındaki bütün ölüm yiyenleri kül etti, külleri çığlıklar içerisinde göğe yükselip kayboldu. Severus minnetle, Dumbledore a baktı ve gülümsedi. Dumbledore rica ederim manasında kafasını yarım bir şekilde öne eğdi ve gitti. Severus hızlıca koriadora çıktı koridorun ucunda Sofiayı gördü
"SOFİA!"
Tavan yıkılmaya başladı, Severus, Sofiaya doğru koşmaya başladı
"KOŞABİLDİĞİN YERE KADAR KOŞ!" Sofia Severusu orda bırakıp gitmek ve bekleyip gitmenin arasında kaldı
"HEMEN KAÇ SOFİA!"
Sofia birkaç adım koştu fakat daha fazlasını koşmasına ayakları izin vermedi, tekrar koridorun başına geçip Severus'un gelmesini bekledi, Severus arkasında yıkılan tavandan kaçıyordu, tavanın yıkılma hızı git gide artıyordu Severus ise arkasına bakmadan koşuyordu. Sofia'nın gitmediğini görünce daha da hızlı koşmaya başladı. Sofia'nın yanına vardı koşmayı kesmeden bileğinden yakaladı ve koridordan sağa dönüp beraber koşmaya başladılar, koşarken arkalarında büyük bir patlama oldu tavan yıkılmaya devam ediyordu bu sefer alevlerle birleşmişti, yıkılan duvarlar hem yanıyor hemde yıkılıyordu. Isıyı vücutlarında hissetmeye başladılar. yıkım çok hızlıydı, alevler bir anda ejderha şeklini aldı, ejderha ağzını açıp onları ısırmayı deniyordu, Severus arkasını dönüp üstündeki tavanı yıktı, alevler yıkılan duvara çarptı, yıkıntıyı titretmeye başladılar. Bu barikatın çok dayanamayacağını anlayan Severus ve Sofia koşmaya devam ettiler çıkış kapısına yaklaştıkları sırada alevler yıkıntıyı geçti ve daha hızlı gelmeye başladılar, Severus başaramayacaklarını anladı... en azından kendisinin başaramayacağını. Aklına Lucius'un astronomi kulesindeki sözleri geldi "Lanet peşini bırakmayacak!" sesi kulağında yankılandı, gözleri açıldı. Çıkışa çok az kala Sofia'nın bileğini sıkıca kavrayıp, son gücüyle dışarıya fırlattı. Sofia yere yuvarlanıp sürüklendi, yerden kafasını kaldırıp Severusa baktı "SEVERUS KOŞ!"
Severusun omuzları düşmüş, başını yere eğmiş ve saçları önüne düşmüştü.
"HADİ SEVERUS!"
Severus yavaşça kafasını kaldırdı "Birinin bu işi bitirmesi gerekiyor."
"HAYIR BU İŞ BİTMEYECEK!"
"Ateş peşimizi bırakmayacak, Lucius beni lanetledi. Bu iş burada bitecek."
Severusun gözleri doldu. Sofia ona doğru zar zor yürümeye başladı "HAYIR SEVERUS LUCİUS SENİ LANETLEMEDİ!"
Severus'un yüzünü bir gülümseme kapladı, gözyaşları yanağından süzülüp yere damladı.
"SEVERUS BENİ BÖYLE BIRAKAMAZSIN!"
"Özür dilerim Sofia."
Kafasını yukarıya kaldırıp kollarını açtı ve gözlerini kapattı fısıldayarak "Özür dilerim Lily..."
Ejderha ağzını sonuna kadar açıp Severusu içine aldı, çenesini kapattı, kapattığı sırada etrafa yüksek derecede ısı ve olduça parlak kırmızı ışık yayıldı, Sofia yüzünü elleriyle korudu ve gözlerini kapattı. Geriye kalan tek şey yıkıntıydı. Sofia gözünü açıp Severusu en son gördüğü yere baktı, gözleri fal taşı gibi açıldı, ağlamaya başladı "SEVERUS!"
Haykırarak yıkıntının başına geçti, yıkıntıyı kaldırmaya çalıştı, fakat çok ağırdı, asasını çekip yıkıntının bir kısmını kaldırdı fakat dibine ulaşamadı
"SEVERUS SES VER! ÖLMÜŞ OLAMAZSIN BENİ BIRAKMIŞ OLAMAZSIN!"
Yıkıntıyı yumruklayarak kalan son gücünü harcıyordu, insanlar etrafına toplanmaya başlamıştı, Sofia yere çöküp çığlıklar atarak ağlıyordu. kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı, sinir krizi geçiriyordu adeta, yerdeki toprağı sıkarak
"BU KADAR KOLAY OLAMAZ SEVERUS!"
Zar zor kalkıp yıkıntıya yürüdü, haykırmaya başladı
"ŞİMDİ ORADAN HEMEN ÇIK VE YANIMA GEL! BENİ DUYUYORSUN BİLİYORUM!"
Yıkıntının bir yerine oturup sanki Severus ordaymışcasına ağlayarak konuşmaya başladı. "Bu savaş böyle bitemez. Hikayemiz böyle bitemez! Ben... Ben çocuğumuza baban sen doğmadan önce öldü diyemem... daha ona veda edemeden öldü diyemem!"

Severus Tobias Snape Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin