Bölüm 3

17 1 0
                                    

Sonrasında ise "babamsız" evime girdim kulağa garip geliyor ama gerçekten babamsız evim var.

Mahkemeye çıkacakmışız bu yüzden o yani babam nezarethanede mahkeme gününe kadar kalacak. Eve göz ucuyla bir baktım bu öküz herif yüzünden bu sıralar hiç temizleyemedim hemen gidip temizlemeliydim. Tam merdivenden yukarı çıkacakken karnım guruldadı , biliyorum, iki lokmadan sonra bırakacağımı sanıyorsan yanılıyorsun, ben çok da olmasada iştahlı biriyimdir o yüzden aç olan karnımı doyurmam gerek.

Mutfağa girip buzdolabına baktım. Kaşar ve sucuk vardı ve dünden kalma bir ekmek vardı, mutfağın kapısında asılı duruyordu tost yapmaya karar verdim. Tostumu yaptıktan sonra yanında bir bardak su ile yedim içtim.

Tostumu son lokmasını yiyip ellerimi silkelerken kafama birden polisi kimin çağırdığı dank etti!

Çünkü polisi ben çağırmamıştım! Ne yapıcam beni kim kurtardı ki mahalledekiler benden haz etmezler eee beni tanıyanda yok Kumsal var en iyi dostum ona asla aramamasını söylemiştim bana söz verdi o da aramaz eee kim ihbar etti polise elimde hiç bir şey yok ki nasıl bulayım ben bunları düşünürken ayağı kalkıp bir ileri bir geri yürüyordum bir elim alnımda diğer elim bel boşluğuma koymuştum.

Kapı çalmıştı acaba kim herhalde kumsal gelmiştir mahalledekilerden duymuştur diyip kapıya bakmaya gitmiştim. Kapıyı açtığım da tanımadığım bir adam vardı karşımda beyaz tenli , açık kahverengi gözleri ve gözleri ile uyumlu açık kahve saçlı yapılı bir bedene sahip olan  adam vardı karşımda.

"Kimsiniz?" Dedim meraklı bir şekilde kahverengi paltosunun içinedeki ellerini çıkartıp ciddi ifadesini bozup bana kaşlarını çatarak baktı.
"Poyraz ben babanı polise ihbar eden kişi." Demek o'ydu babamdan kurtulmamı sağlayan kişi ama o beni nereden tanıyor onu daha önce hiç görmemiştim.

"Ee ayakta daha ne kadar bekliyeyim? Beni içeri alıp kafanda oluşan soruları cevaplamamı mı istersin? Yoksa gideyim mi?"

Kendime gelip kapıyı biraz daha açıp geçmesi için kapıyla kaydım o da ayakkabılarını çıkartıp içeri geçti bende arkasından kapıyı kapatıp onun arkasından gittim sonra o tekli koltuğa oturur Ken bende tekli koltuğun çaprazındaki ikili koltuğa oturdum.

"Evet sor sorularını bende cevaplıyayım ama ilk önce adını söyle." Diyip dirseğini koltuğa yaslayıp elini çenesine getirerek
"Sen hep böyle emir vererek mi konuşursun Poyraz. " dedim kaşlarımı çatarak.

"Abi." Diyip beni düzeltince kaşlarımı çatarak elimi ona doğrulttum. "Ne abisi be kaç yaşındasınki sen ?" Dedim sinirle "25."

"Bende 23 yaşındayım."

"Yani bana abi demen gerekiyor."

"Abartma aramızda sadece 2 yaş var."  Dedim yarım ağız gülerek. "Ya bana abi dersin yada kalkıp giderim." Lan bu ciddimiydi! Neden hep deliler beni bulur ki Allahım sen bana sabır ver.

"Tamam Poyraz abi " Dedim abi kelimesinin üstüne bastırarak. "Adım Deniz soyadım Kara." Elini yanağından alarak iki dirseğinide koltuğun kollarına koydu. "Tamamdır, Deniz,  şimdi bana sorularını sorabilirsin." Huh! başlıyorduk umarım bunun sonu iyi bir yere gider. "Babamı nerden tanıyorsun ?"
Dedim gözlerimi kısarak. "Babanı tanımıyorum." Dedi biraz daha koltuğa yayılarak.

"Tanımıyorsan babamı nasıl ihbar ettin ? Evimizi nasıl buldun ? Şiddet gördüğümü nerden öğrendin ?" Dedim kafa karışıklığıyla. "Hani şu babanla parktan dönerken çarpıştığın adam varya-"

"Sen onu tanıyormusun!?" Dedim gözlerimi fal taşı gibi açıp yüzümü sabitledigim yerden kaldırıp şok olan sesimle. Bir çocuğa anlatır gibi kaşlarini kaldırdıp sesini biraz kısarak "Tanıyorum." Dedi sonra devam etti.

"O adam kendisi arkadaşım olur adı Rüzgar soyadı Demirel. Neyse  uzaktan da olsa yüzündeki yaraları görmüş sende arkanı dönüp gitmişsin o merak etmez ama seni takip etmek istemiş ve etmiş babanla geldiğinde seni döverken görmüş sonra eve geldi- tek yaşamıyor benle ve koray'la yaşıyor bize anlattı olayı neden yaptığını bilmese de yaptı işte ve seni o babandan kurtarmak için bizi o gece senin evine tekrar götürdü bizde işte senin şiddet gördüğünü anlayınca yardım ettik. "

Duyduklarım karşısında ne yapacağımı bilemedim tekrar karşılaşmak istediğim adam
Çıkıp benim hayatımı kurtarıyor sanırım gerçekten bu sefer hayat bana bir şans tanıdı. "Deniz."

"Efendim?"

"Sen nasıl okudun? Yada okuyormusun ?"

Ya ne güzel okumuştum aslında benim canım babam sağolsun(!) Her neyse beni okula vermeyi akıl etmiş. Aslında amacı beni başından savmaktı. Hatta ilk gün kendisi söylene söylene beni okula bıraktı ama almaya gelmedi. Ben ise o yana sor bu yana sor kaybola kaybola geldim. Okulumun yolunu tek başıma öğrendim bana hiç kimse öğretmedi. Hep yalnızdım hiç arkadaşım olmamıştı. Ama sonra Kumsal , Alev ve Umay'la tanıştım can dostlarım , kardeşlerim onları çok seviyorum.

"Babam beni başından savmak için okula vermişti. Hatta , biliyor musun?  Beni ilk gün götürdü ama geri almaya gelmemişti. Kaybola kaybola evimi bulmuştum ve ben kaybolmaktan çok korkardım ama o iyi bir baba olmadığı için bilmiyordu." Dedim durgun bir sesle. Poyraz'ın bakışları yumuşadı. Ne Ayağı kalkıp kapıya yöneldi. Elini kapının koluna koyup açtığında kapıyı aralayıp tam çıkacakken omzunun üzerinden bana bakıp bir teklif sundu.  "İstersen.. eğer burda harap olma bizimle yaşayabilirsin."

O iyi bir insandı tanımadığı birisine yardım ediyordu ama bu teklifi kabul edemezdim kumsala haber vericektim o beni alıcaktı.

"Teşekkür ederim Poyraz ama benim arkadaşlarım var onlarla yaşayacağım." Diyerek onu nazik bir tavırla geri çevirdim. O ise gülümsedi ve "Rica ederim." Deyip gitti.

Yeni bir hayat yeni bir başlangıç geç olsada benim için başlıyordu.

Vee bittiii ay bu bölümü güzel yazmışımda! Yazım ve noktalama işaretlerimde bir sürü hatam vardı çok sinirim bozuldu neysem hepsini düzelttim zaten bişi olmaz artık.

CALLOUS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin