Bölüm 5

15 1 0
                                    


Heyy milleeet! Ben geldim yine yeni bir bölümle burdayım.
Ben hikâye okurken şarkı dinleyemiyorum
bu yüzden size herhangi bir şarkı öneremem
şarkınızı kendiniz seçin lütfeen!

Keyifli okumalar!

••

Bazen güçlü olmak işe yaramıyordu..

Gerçekten işe yaramıyordu.

Mesela şuan parmaklıkların arasında babamı yüksek ihtimalle rahat durmadığı için dayak atmaktan beter hale getirmişlerdi.

Benim gözümün önünde böyle dururken güçlü olmam işe yaramıyordu.

Hayatım, onu görünce gözümden şöyle bir film şeridi gibi geçti.

Bana attığı dayakların haddi hesabı yoktu ama, şu ondan çektiğim yılların acısını çıkarırcasına onu dövmek benim hakkımdı.

Ama benim yerime başkaları dayak atmıştı. Yarı baygın gözlerle etrafı izlerken bakışları beni buldu.

"Deniz.. kızım."

Kuruyan boğazı yüzünden acıyla yutkunarak söylemişti. Hahlarcasına gülmüştüm onun bu sözlerine. Yıllarca beklemiştim bana kızım demesini, fakat hiç bir zaman dememişti. Şimdi ise kızı olmuştum neden mi? Çünkü dara düşmüştü benden başka kimsesi yoktu, hapse girmek istemiyordu. Hapse girip şişlenerek ölmek istemiyordu. O kendi hayatı dışında kimsenin hayatını önemsemiyordu.

Çünkü o, narsist bir bencilin tekiydi.

"Ben senin kızın değilim. Hiç bir zaman olmadım, olmayacağım." Dedim kin ve nefretle kaşlarımı çatıp çenemi havaya kaldırırken.

"Deniz.. lütfen babacım, yapma böyle-" Cümlesini tamamlamasına izin vermeden tiz bir sesle kulaklarının zarını patlacatacak derecede bağırdım. Bunlar güçlü olamamanın ilk adımlarıydı.

"Bana lütfen deme! Bana babacım deme! Bana her hangi bir sevgi ve rica sözcüğü kullanma! Şunu anla artık sen bana böyle yaklaştıkça ben seni daha fazla hapse yollamak daha fazla kanıt toplayıp ağırlaştırılmış müebbet yemeni sağlamak istiyorum! Zamanın da bana güzel davranmayıp nasıl hayvanmışım gibi davrandıysan o öyle kalsın! Çünkü sen sadece bundan ibaretsin. Sadece bir çuval et yığınından ibaretsin!"

Uzun soluklu cümlemi bitirdiğimde derin nefesler çektim içime. Boğazım çok bağırdığım için acımıştı. Bir kaç kez öksürüp sesimi düzeltmeye çalıştım.

"Eğer.. eğer burdan.. burdan çıkarsam sana inanmayıp beni.. bırakırlarsa bu lafları sana çok iyi yedireceğimi ve ölmekten beter hâle getireceğimi çok iyi biliyorsun değil mi?!" Dedi üstünkörü tehditvari bir şekilde dişlerini sıkıp öfke ve kinle bana ölümcül bakışlar yollarken.

"Senden korkacağımı mı sanıyorsun! Hah! Külahım ve ben buna güldük. Ayrıca elimde kapı gibi kanıtlar darp raporu var! Sırf beni döverken daha fazla zevk almak için çektiğin videolar! Beni boğarken kahkaha atarken ki iğrenç ses kayıtların.. ve daha bir sürü şey. Yerlerini bilmediğimi mi sanıyorsun he! Kasanın şifresini görmediğimi mi sanıyorsun!" Narsist ve bencil olduğu kadar sadist birisiydi. Başkalarının çektiği acıdan zevk alıyordu.

Düşündümde annem nasıl böyle birini sevmiş? Nasıl böyle ahlaksız rezil, şerefi beş para etmez birini nasıl sevmiş? Böyle pisikopatlar neden var ki? Dünya'ya yazık böyle insanları evreninde barındırdığı için!

"S-sen.. sen nasıl!-"

"Kızını çok da mal sanma baba(!) ben sandığın kadar her gün söylediğinin aksine gerizekâlı değilim. Ben boşuna hukuk bölümünü kazanıp avukat olmadım! Şu aralar senin yüzünden işime gidemedim izin kullandım hep. Sana söylemiştim! Sen istesende istemesende ben mesleğime sımsıkı tutunup avukat olacağımı söylemiştim! Beni ciddiye almayan sendin. Şimdi kendi pisliğinde boğul!" İşaret parmağımı doğrulatarak sesimi biraz yükselterek söylemiştim. Son sözlerim bunlar olurken nezarethaneden çıkıp haftaya Cuma olan mahkemem için kendime güçlendirmeye çalıştım.

CALLOUS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin