0.6

62 17 46
                                    

"sayın oyuncularımız, oy durumları şu şekilde; dört adet evet oyu, üç adet hayır oyu bulunuyor. tartışma için ayrılan süreniz başlamıştır."

"siktir." diye mırıldandı lee minho. bu kelimesi ve kelimeyi söylerkenki tonlaması, oyuncularımızın dikkatinden kaçmamıştı. ekrana bakan çoğu kişi kaşlarını çatarken bazıları da gözlerini büyütmüştü.

"lee minho?" mingi ona anlamayan gözlerle baktığında artık bütün odak minho'daydı.

"onu neden dedin lee minho?" ryujin de hemen atakta bulundu, minho'nun bu şüpheli davranışları onun canını sıkmaya başlamıştı.

minho sustu. birkaç dakikalık sessizliğin ardından dikkati dağılan hwang yeji'nin gözleri tekrardan minho'nun üzerinde gezinmeye başladı. "lee minho, açıklama bekliyoruz yoksa katil olduğun için seni seçeceğiz."

minho sessizce ve çaresizce dudaklarını yaladı. sesi çıkmıyor gibi hissediyordu. düşük bir ses tonuyla açıklamasını yaptı. "masum olduğum için beni öldürmenizi istemedim, ki zaten gözlerin hepsi benim üzerime çekilmişti. sadece bu gece artık rahat uyuyalım diye düşündüğüm için hepiniz masum bir insanı hedef hâline getirecektiniz. bu yüzden o kelimeyi söyledim, ister inanın ister inanmayın."

kim sunwoo'dan hızlı bir atak gelmişti. "inanmıyoruz minho."

"ne?" minho refleks olarak çıkarmıştı bu kelimeyi ağzından. gözler tekrardan ona döndü.

"açıklamanı hiç gerçekçi bulmuyorum lee minho, sadece uydurma gibi geliyor. insanları öldürmek nasıl bir şey, söyler misin? 18 yaşındaki bae jinsol'un canına kıymak nasıl bir şey? ya bizim? bizim canımıza kastetmek seni mutlu mu ediyor? bizi öldürüp eve gidebileceğin için seviniyor musun?" yeji, biraz sert bir ses tonuyla bu kelimeleri söylerken minho artık gözyaşlarını tutamıyordu.

"özür dilerim..." diye mırıldandı. kimse onun kısık çıkan sesini duymamıştı ama titreyen dudaklarından belli oluyordu söylediği şey. "sadece eve dönmek istemiştim, özür dilerim..."

birkaç dakikalık sessizlik oldu. bu itirafı kimsenin beklemediği açıktı. lee minho, katil olduğunu direkt olarak söylemişti.

"oylama zamanı, oyuncularımız. odalarınızdaki butonlara basarak oyunuzu belirleyiniz."

5 dakika geçti, sonuçlar şu şekildeydi:

lee minho (6 oy)
hwang yeji (1 oy)

"üzgünüm yeji." dedi minho. ona oy vererek bir hata yapmıştı. "bana mı oy verdin?" dedi yeji, minho'nun bunu yaptığına inanamıyordu.

"lee minho, katildi. oyunumuzun kurallarına göre lee minho öldürülmeyecek, şimdilik yalnızca oyun dışı kalacak. katiller kazanırsa, lee minho'nun canı bağışlanacak."

"ne?"
"nasıl?"
"öyle bir kural var mıydı?"
"haksızlık."
"neden sadece masumlar ölüyor?"

çeşitli sesler mikrofonlardan yayılırken lee minho, yaptığı şeyin farkına vardı. yeji'ye oy vererek iyi bir şey yapmamıştı.

kurallarımız mı? katillerle ilgili olan? evet, öyle bir kural vardı. hatırlamıyor musunuz?

"aranızdan 3 adet katil seçilecek, hanımlar ve beyler. her gece bir kişiyi öldüreceksiniz ve diğerleri de katilleri bulmaya çalışacak. küçükken oynadığınız bir oyuna benzetiyor gibiyim, hangisiydi acaba? ah, her neyse. öldürülürseniz, ne olacağını iyi biliyoruz. peki ya tüm katilleri bulursanız? o hâlde sizi buradan çıkarırız ve hayatınıza normal seyrinde devam edersiniz. eğer katilseniz ve bulunursanız size bir şans verilecek. hemen öldürülmeyeceksiniz çünkü katiller kazanırsa, 3 kişi de kurtulacak. eğer diğerleri kazanırsa, o an diri olanlar çıkacak. kuralları anladığınızı sanıyorum."

bu duyuru oyuncularımıza garip bir şekilde tanıdık geldi. evet, kuralı hatırlamışlardı. lee minho oyun dışı kalacak, öldürülmeyecekti.

lee minho katildi.
lee minho masum insanları öldürmüştü.

"hwang yeji, yaptığının cezasını çekeceksin." lee minho'nun oyun dışı kalmadan önceki sözleri bunlardı. oyuncularımız şaşıran gözlerle ekrana bakarken lee minho ne yaptığını çok iyi biliyordu. intikam almalıydı. lee minho yapmak istediği şeyi illaki yapardı.

death game. | kpop universeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin