'Sen gerçek bir düzenbazsın Julian! Bunu nasıl yapabildin!' Taehyung gerçekçi olmasını umarak mor saçlı adama yumruk attı. Gerçekten sert bir yumruktu ki diğer genç adamın gözleri dolmuştu. Esmer olan sert vurmayı planlamasa bile karşısında gözleri dolan oğlanı gördüğünde kalbindeki acı hissi elle tutulur cinstendi. Pişmanlıkla gözlerini kaçırdı ve özür diledi. Her ne kadar karşısındaki bu adamı sevmesede şiddete başvurmak asla onun tarzı değildi. Şiddet sadece saldırıya uğradığında kullanılması gereken bir şeydi.
'Seokjin özür dilerim, iyi misin? Gerçekten o kadar sert vurmak istemedim.' Taehyung Seokjine odaklanmış bir halde bunları söylerken elleri de sürekli yüzünde ve saçlarında dolaşıyordu. Pişmanlığı elle tutulur cinstendi. Bir hafta önce tiyatro tarihi dersini veren profesörün grup ödevi hakkında konuşmak ve kararlaştırdıkları tiyatro sahnesini denemek için toplanmışlar ve rol dağılımını ve oyuncuların rolü nasıl taşıyabildiklerini görmek için küçük bir sahne canladırıyorlardı. Sahnede Taehyung düşmanı rolünü oynayan Seokjine yumruk atmalıydı. Ne de olsa bu rolü uzun zamandır oynuyorlardı ve her ikisi de aşinaydı.
'O nasıl bir vurmaktı öyle. Seokjin iyi misin?' Sarı saçlı genç kadın ilgiyle sordu. Bunun olmasını beklemiyordu çünkü karşısındaki her iki adam da insanlara karşı oldukça kibar tavır sergiliyordular.
'Seokjin?' Her kafadan bir ses çıkarken mor saçlı genç adam yüzündeki acı hissini içinde azaltmaya çalışıyordu. Taehyung'un pişman olduğunu görebiliyordu. Durun anlamında elini kaldırdı. Sesler birbirine girmişti ve hangisine cevap vereceğini şaşırıyordu.
'Durun, durun. İyiyim yani acıyor ama bir yerden buz bulsam geçer gibi. ' Kızlar aynı anda Taehyung'a baktığında esmer olan mesajı anlamıştı.
'Senin için buz getireceğim. Bir yere ayrılma.' Taehyung hızla tiyatro salonundan ayrıldı. Muhtemelen kafeterya da buz bulabilirdi. Adımlarını oraya yönlendirdi.
'Seokjin burnun kanamaya başladı. Hastaneye gitmek ister misin?' Seokjin elini burnuna değdirdi ve parmağına bulaşan kana baktı. Kandan nefret ediyordu. Ona yetimhane günlerini hatırlatıyordu hep. Elini üzerindeki açık mavi rengindeki gömleğe sildi. Gözleri hissizce boş duvara bakarken kız arkadaşlarından gelen endişeli seslerle onlara döndü.
'Neden öyle bakıyorsunuz? İyiyim, sadece kan görmekten hoşlanmam. Çantamda peçete olması gerekiyor bana uzatabilir misin Sakura?' Japon asıllı genç kız hızlı hareketlerle çantadan peçeteyi aldı ve Seokjine uzattı.
'Daha iyisin değil mi?' Seolin gereksiz yere bundan kendini sorumlu tutuyordu. Taehyung'un gözlerindeki pişmanlığı görse bile bu iki zıt adam arasındaki gerilim dolayısıyla esmer olanın bilerek yaptığını düşünüyordu. Esmer olanın ne kadar kibar olsa bile mor saçlı olana karşı oldukça kaba davranışlarına şahit olmuştu. Bu yüzden bir ihtimal onun bunu bilerek yaptığını düşünüyordu.
'Seolin sakin ol, iyiyim. Ah ders başlamak üzere siz gitseniz iyi olur.' Kızlar birbirlerine bakıp onayladıklarında eşyalarını topladılar.
'Senin için not alacağım. Ders için endişelenme. ' Seokjin teşekkür eden bakışlarını yolladığında kızlar salondan ayrıldılar.
Taehyung elinde tuttuğu buz poşeti ve birkaç enerji barıyla Seokjin'in yanına geldiğinde tek başına olduğunu gördü. Acele adımlarla yanına ulaştı. Giderken yüzünde kan olmadığına adı kadar emindi. Şimdi neden bu haldeydi ki?
'Seokjin neden kanıyorsun? En iyisi bir hastaneye gidelim. Kalk hadi-'
Seokjin esmer olanın sözleri üzerine gözlerini devirdi. O kadar da hassas bir adam değildi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ünlü ve Ünlü ~taejin~
FanficJin, Yüce Kim Seok Jin: ismi çokça duyulmuş ünlü ve güzel ve yakışıklı İdol, Seul Üniversitesi'nde güzel sanatlar fakültesinde 3.sınıf öğrenci ve onun, Kim Tae Hyung'un düşmanı... Ayrıca yaşamaya çalışan sıradan bir insan.