KSÇ-3

390 26 8
                                    

Multimedya da İREM...

POYRAZ'DAN
Sabah kapının kırılırcasına çalınmasıyla ve zilin bitmek bilmeyen sesiyle uyandım. Kapıyı çalanın herzaman ki gibi beni uyandırması için görevlendirdiğim Kerem olduğunu bildiğim için açmadım. Uyandığımı anlaması için
-Tamam ulan tamam uyandık. DEFOLUP GIT ARTIIIIKKKK!
diye bağırdım.Uykudan uyaninca çok sinirli oluyordum ve ilk başlarda Kerem -9 yaşında- haliyle baya korkmuştu ama sonradan alışmıştı. Normalde başka biri olsa küfür edip ağzını burnunu kırmadan bırakmazdım ama zaten evime gelmeye cesaret eden kimse yoktu. Herzaman Kerem'e uyandığımı belli eden sesler çıkardığımda "GÜNAYDIN POYRAZ ABİ" diye bağırıp koşarak giderdi ve asla zile basmazdı. Mutlaka bir sorun vardı çünkü ya bi sorun olduğunda ya da üvey babasının zorlamasıyla zile basardı. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kapıya bakmak için kapıya doğru ilerlerken mutfağın kapısında Kerem'in kız kardeşi İrem'i gördüm. İrem, beni gördüğünde yüzünde biran gülümseme belirdi ama anında gülümsemesi silindi. Adımlarımı hızlandırıp mutfağın kapısını açıp İrem'i içeri aldım. İrem'in ağladığını belli eden kıpkırmızı gözleri tekrar dolmaya başladığında Irem'i kucağıma aldım.Önce ben kısa sarı saçlarıyla oynarken sakinleşmesini bekledim. Biraz olsun sakinleştikten sonra anlatmasını beklediğimi anlaması için yüzüne baktım.Irem 5 yaşında olmasına rağman çok zeki bir kızdı. Anlatmasını istediğimi hemen anladı ve kısa sarı saçlarını gözünün onünden geri çekip peltek peltek - R'leri=Y, S'leri ve Z'leri =Ş olarak söylüyor- konuşarak anlatmaya başladı:

-poyraz abi babam yine abimi zorla senden para alması için zorla dövdü. Abim itiraz etti ama babam kızdı. Sonra abim nasıl isteyeceğini sordu babam da bugün Kerem abimin doğum günü olduğunu, pasta almak icin para isteyeceğini söyledi.Eğer senden para almazsa abimi evden kovacağını ve açlıktan öleceğini sonra da abimi köpeklerin yiyeceğini söyledi. Abimde korktuğu için kapıyı çaldı ama zile abim basmadı babam bastı.-

İrem anlatmayı bitirince iyice sinirlendim ve yumruklarımı sıktım.O herifi uyarmıştım. Herkese Kerem ve İrem'in bana ait yani benim olduklarını söylemiştim. Kimse onlara yaklaşmaya cürret edemezken o nasıl Kerem'i dövüp üstelik tehtid ederdi. Bunun bedelini ağır ödeyecekti. İrem'e sinirlendiğimi belli etmemeye çalışarak
-Baban şimdi nerede güzelim?
dedim. İrem biraz çekinerek

+Poyraz abi, dış kapının çaprazında hani iki tane ağaç var bize salıncak yapmıştın o ağaçların arkasında abimi gözetliyor.

dedi. İrem'i, önceden ikisi için hazırlattığım odaya yolladım ve asla odadan çıkmamasını söyledim. İrem beni başıyla onayladı.
Şimdi sıra o herife gelmişti. Kerem hala kapıyı çalmaya devam ediyordu ama sanırım o herif te kapının yanındaydı. Kapıyı açtığımda o herifi bir eliyle Kerem'in kolunu sıkmış diger eliyle tokat atacakken yakaladım. Önce o herifin ellerinden Kerem'i kurtardim ve Irem'in yanına gitmesini söyledim. Kerem beni başıyla onayladı ve merdivenlerden çıkmaya başladı.Normalde pazar günleri hizmetçiler izinliydi ama Kerem ve İrem'e birinin bakması lazımdı.Hiç düşünmeden Nurdan dadımı aradım ve olanları özet geçtim. Nurdan dadım olanlara üzüldüğünü, 5 dk.ya geleceğini söyledi. Nurdan dadım benim her yediğim haltı bilmesine rağmen yanımda olan ve her şeye rağmen beni tereddütsüz seven,destek olan, annemden babamdan görmediğim sevgiyi gösteren ilk ve tek kişiydi. Nurdan dadıma evimde kalmasını önermiştim ama rahatsızlık edeceği düşüncesiyle beni kibarca reddetmişti fakat haftanın 3 günü bende kalmasını önerince zorla kabul etmişti. Bugün kendi evinde kaldığı gündü...
Herifin kaçmaya kalkışmasıyla kendime geldim. Herif bana ona zarar veremeyeceğimi buna hakkım olmadığını zırvalarken ruhsuzca güldüm ve
-Birazdan öğreneceksin hakkım olup olmadığını s*ktiğimin herifi
dedim.
+Onlar benim çocuklarım. Sen kim oluyorsunda onlara babalık taslıyorsun??
Bu s*ktiğimin herifi benim kim olduğumu bilmiyordu ya da öğrenmemişti... Ben POYRAZ KARATAŞ'tım istediğimi alırdım ve kimse bana kafa tutamazdı. Herifin boğazını sıkmaya başladığımda arkadan dadımın çığlık sesini ve adımı haykırışını duydum ama aldırış etmedim. Herifin boğazını biraz daha sıktım ama bu sıkışım fazla sürmedi çünkü dadım nefes nefese kalmış şekilde kolumu tuttu ve çekmeye çalıştı ama sadece çalıştı.Dadımı daha fazla yormamak için kolumu gevşettim. Dadım bunu fırsat bilip ellerimi herifin boynundan çekerek yere düşmesini sağladı.Zaten herifin hareket edecek hali kalmamıştı ancak o zaman anlamıştım yüzünün mosmor olduğunu ve biraz daha sıktığımda öleceğini. Dadım ağlayarak aniden beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Hala sinirim geçmediği için dadımın sarılışına karşılık vermedim. Dadım bir yandan bana sarılıyor bir yandan da
"Ahhh oğlum hani bir daha yapmayacaktın sen rahat durmazsın ama en azından yapmamaya çalışacaktın hani bir daha beni üzmeyecektin" dedi ağlayarak ve ardından ekledi
"o çocukları ne durumda bulduğunu biliyorum neler hissettiğini de... Bende üzüldüm oğlum ama sana daha çok üzüldüm bu adam için değer mi oğlum hayatını maffetmeye? Önceleri daha beterlerini yapmıştın ama onlar geçmişte kaldı... Ben artık yaşlandım oğlum kalbim kaldırmıyor"dedi. Evet dadım yaşlanmıştı ama ben kabul etmiyordum edemiyordum. Dadımın yaşlanması demek;hayattım boyunca deger verdigim 4 kisiden en değerlisinin gün geçtikce benden uzaklaşması beni bırakıp gitmesi demekti.
-Hayır dadı se.......
cümlemi keserek sahte kızgınlıkla

KARANLIKTAKİ SİYAH ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin