KSÇ-6

192 13 8
                                    

Multimedya'da DAMLA...

DAMLA'DAN DEVAM...

Arabada hiç konuşmadık. Aslında konuşmamamız baya iyi olmuştu. Düşünmek için fırsatım vardı. Ne kadar uzun zaman olmuş gibi gelse de sadece 1 gün olmuştu alışveriş merkezindeki o çocuğu göreli yani benim deyişimle SİYAH'ı...
İnanılması çok zor ama ilk defa kalabalık ortamda o kadar uzun süre durmuştum.
Aslı'dan ilk defa birşey saklamıştım ve galba Aslı'nın kendini suçlamasına sebep olmuştum.
Anneme , babama ,abime ve Kamer'e yalan söylemiştim ve ben yalan söylemeyi sevmezdim zaten çoğunlukla kendim haksız olsam bile doğruları söylüyordum ama bu sefer neden yalan söyledim hiçbir fikrim yok. Kendimi hiç olmadığı kadar suçlu hissediyordum. Biraz düşündükten sonra kesin olarak kararımı vermiştim. Aslı'ya en kısa zamanda herşeyi anlatacaktım. Böylelikle hem kendimi suçlu hissetmekten biraz olsun kurtulacaktım aynı zamanda Aslı'nın kendisini suçlamasına bir son verecektim hem de Siyah'ın ne demek istediği hakkında bir fikrim olacaktı. En azından blof yapıp yapmadığından emin olabilecektim.
Aslı'ya baktığımda yola odaklanmıştı. Bakışlarımı yola çevirdiğimde yaklaşık 5 dakika vardı okula gelmemize. Yolu izlemeye başladım...
Okula arabayla geldiğimiz için hemen okula gelmiştik...
Ama keşke biraz daha geç gelseydik. Böyle dememin bir sebebi vardı ENES...
Arabada olabildiğince oyalanacak birşeyler aramaya başladım. Aslı'ya baktığımda benden farkı yoktu oyalanacak birşeyler arıyordu. Bu durumu fırsata çevirip Aslı'ya:

-"Aslı akşam bizde kalır mısın?"

Aslı bana bakıp düşündükten sonra:

+"Olabilir ama bir şartım var babamdan izni sen alacaksın."

+"Haaa bi de babamın kıyafetlerden haberi yok... Yani en son yoktu. "

Neee! Ben ve Kemal amcadan -Aslı'nın babası- izin almak... Üstelik o kıyafetlerden haberi yokken. Hayatta olmaz...

-"Ölmek için çok gencim Aslı. "

Normalde Kemal amcadan izni alırdım ama daha iki gün önce sakarlığımdan dolayı Kemal amcanın en sevdiği kalemi kırmıştım ve daha önemlisi kalem özel yapımdı yani tekti başka yoktu...
Tabi kalemi kırdıktan sonra Aslı'yla beraber evden arkamaza bakmadan çıkmıştık ama Kemal amcanın "Damlaaaaaa!" diye bağırdığını da duymuştuk.

+"Aynısı benim içinde geçerli Damlacım."

Dedi Aslı.

-"Neyse belki öğrenmemiştir"

Dedim dediğime ben bile inanmayarak. Aslı bilmiyorum der gibi dudak büktü.

-"Okul bitsinde sonra düşünürüz ne yapacağımızı."

Dedim ve daha fazla oyalanmadan arabadan indim. Aslı'da telefonunu alıp arabadan indi. Okulun bahçesine baktığımda Enes'i görememiştim. Bu iyiye işaretti. Aslı:

+"Bahçede yok. Kesin kantinde tıkınıyordur. Hadi kamelyaların olduğu yere gidelim."

Dedi. Aslı Enes'in adını kullanmazdı. Çünkü ikimizinde en sevmediği isimdi ve Aslı Enes'e gıcık oluyordu. Aslı'nın huyu sevmediği isimleri ve gıcık olduğu kişilerin ismini kullanmazdı...
Kamelyaların olduğu bölüme geldiğimizde herzaman oturduğumuz kamelyaya oturduk. Sürekli aynı kamelyaya oturduğumuz için artık okuldakiler bile bu kamelyaya oturmak yerine başka kamelyaya oturuyorlardı bu durum öğrendiğime göre okula gelsek de gelmesek de ya da başka boş kamelya olmasa da bu kamelyaya oturmuyorlardı. İlginç...
Etraftaki kamelyalara baktığımda Enes'i görmemiştim. Mutlulukla Aslı'ya baktım. Aslı'nın da benden bir farkı yoktu.

KARANLIKTAKİ SİYAH ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin