"Yani siz çocuklar hâlâ sevgili değilsiniz. Öyle mi?"
Luhan yemeğini didiklerken dudak büzen Baekhyun'a sakin bir sesle sordu ve omeganın moralini daha da çok bozdu.
"Bilmiyorum. Sanırım sevgiliyiz, flört aşamasını çoktan geçtik ve sevişiyoruz ama henüz bir teklif almadım. Lanet olsun üzerime bu kadar çok gelmeyi kesin tamam mı!"
Baekhyun yüksek sesiyle bağırdığında, onun bu cırtlak sesini koridorun sonunda odası olan Chanyeol bile duymuş olabilirdi. Yanakları kızarmıştı ve herhangi birine kalem fırlatacak kadar sinirli görünüyordu.
Minseok sessizce gülümseyerek mırıldandı.
"Kimse sana baskı uygulamıyor zaten. Kendine gel." Baekhyun buna daha fazla sinirlenmesi mümkün değilmiş gibi daha da çok sinirlendi. Ona asi bir bakış attığında elinde ki kalemi sıkıyordu.
Kapı bir anda açıldığında Baekhyun hiç düşünmeden kalemi o kişiye fırlattı.
"Aw! Burnum. Lanet olsun."
Neyse ki, gelen kişi Chanyeol ve ya Jongdae değil, aptal kankası olan Jongin'di. Esmer beta acıyla burnunu tuttuğunda gözleri kendisine meymenetsiz bakışlar atan arkadaşına dönmüştü.
"Ne sikim yapıyorsun Baek! Aman Tanrım amacın burnumu kırmak falan mı?"
Jongin gözlerinden gelen yaşlarla Minseok'un rahat koltuğuna oturdu. Baekhyun dan uzak durmalıydı. Can sağlığı için yani. Ama asıl sorun şuydu ki, Baekhyun ona kalem fırlattığı için zerre suçluluk duymuyordu. Hâlâ meymenetsiz bakışlar atmaya devam ediyordu.
Minseok, Jongin'in burnu için ona bir peçete verdi. Kanadığı falan yoktu ama Kim Jongin her şeyi abartmayı seven bir drama prensesiydi.
"Bence bundan sonra enseni açıkta tutmalısın Baek. Anlarsın ya."
Luhan tüm pislikliğiyle sırıttığında Baekhyun oflamıştı. Chanyeol romantik bir adam değildi. Zaten Baekhyun da romantikliği sevmezdi. Ama düşünceli biri de değildi. Henüz kendisini ısırmamıştı bile.
"Hey, eğer kendini böyle üzmeye devam edeceksen, gidip onunla bu konuyu konuşmanı öneririm. Adı olmasa da bir ilişkiniz var. Ve sen bunu içine atarsan Chanyeol belki de bunu hiç sorun etmediğini zannedecek. Ya da sen ona teklif et."
Minseok'un ortaya attığı bu fikri Luhan onaylamıştı. Jongin hâlâ susmakta kararlıydı. Baekhyun ise hâlâ düşünüyordu. Yani, elbette bunu yapabilirdi. Eğer utanmasaydı.
"Baekhyun'u sikseniz öyle bir şey yapmaz. Yatakta sesli ve arsızdır ama normal zamanda utangaç bir bebekten farkı yoktur."
Jongin en sonunda burnunu tutarak yorum yaptığında ofiste derin bir sessizlik oluştu. Luhan yine sırıtıyordu, Minseok biraz kızarmıştı. Baekhyun ise gözlerini irice açmıştı.
"Sikeyim! Sen nereden biliyorsun bunu ha!"
Jongin utanmadan cevap verdi.
"Dün yatakta çok sesliydiniz tamam mı! Sizin yüzünüzden kulaklarım kanamıştı!"
Baekhyun ona kalem kutusundan gereksiz bir kalemi daha fırlattı. Yine burnuna isabet ettiğinde Jongin küfür ederek sandalyeden kalkmaya çalıştı fakat çalan telefon onu durdurdu.
Baekhyun çatık kaşlarıyla telefonu açtığında karşı taraftan çekici ve kalın bir ses duyulmuştu.
"Bay Byun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Alpha's Heart/chanbaek
FanfictionBaekhyun'a dokunan Chanyeol ve onun dokunuşlarına hemen tav olan Baekhyun.