2. Bölüm: İstanbul Yolunda

2.4K 68 12
                                    

#Kerim
Dün gece Berat'la İstanbul'a gitmek için gereken tüm hazırlığımızı yapıp beş arabayla yola çıkmıştık. Belimizde taktığımız Dila ve Daron'un ölüm fermanıyla Berat'ın yedi yılın ardında ilk kez Mardin'den çıkmasına neden olacak olayın bu olmamasını isterdim. Fakat Dila aşiretin kararını hiçe sayıp başka bir dinde olan adamla kaçtı! Daron'u aklı başında bir doktor zannederdim ama akılsızın teki çıktı.

Daron bundan bir iki yıl önce Mardin'e gezmek için geldiğini söyleyip misafirimiz olmuştu. Başlarda Ermenice konuştuğu için anlaşmakta zorlanacağımızı düşünürken Türkçe bildiğini bize geldiği günün akşamında söylemişti. Öncesinde ise Berat Ermenice bilmesine rağmen bu tür işlerle uğraşmak istemediği için Ermeni köyünde tanıdığı birini konağa tercüme yapması için getirmişti. Daron tercüme edecek adamı gördükten sonra çok iyi Türkçe bildiğini söyledi. Bunu sonrasında söylemesi bizi şüphelendirirken nedeninin Türk halkının misafirperverliğinin koruyup korumadığını merak etmesi olduğunu belirtti. Başından beri gösterdiğimiz alaka için teşekkür edip o gece konakta misafirimiz olmuştu. Sonraki günler ise Mardin'i karış karış gezip notlar almaya başladı. Bir hafta kadar misafirimiz olduktan sonra İstanbul'a dönmesi gerektiğini söyleyip Mardin'den ayrılmıştı.

Mardin'den ayrıldıktan üç dört ay sonra geri döndü ama bu sefer gezmek için değil doktorluk görevini burada yapmak istediği için gelmişti. Öncesinde doktor olduğunu söylediği için bu haber karşısında hepimiz çok mutlu olmuştuk. Serhat Ağa, Daron'u boş evlerinden birine yerleştirip bir şeye ihtiyacı olduğu takdirde yanına gelmesinin yeterli olduğunu söyledi. Daron, Serhat Ağa'nın güvencesini aldıktan sonra daha rahat bir şekilde doktorluk görevini yerine getirmeye başladı.

Bundan sekiz ay önce Daron'un annesi ve babası Mardin'e gelmişti. Üçü beraber Serhat Ağa'nın konağına gelip kızı Dila'yı isteyince işler değişmişti. Bir de üstüne Dila'nın da gönlü Daron'da olduğu anlaşılınca Serhat Ağa iyice delirmişti. İki farklı dinin evliliğine karşı olan Serhat Ağa'nın kesinlikle bu evliliğe onayı yoktu. Daron Ermeni olsa da Hemşinlilerden olduğunu ve Müslüman olduğunu söylese de Serhat Ağa; bir gün bile namaz kıldığını bırak cuma namazına geldiğini görmediğini söyleyip Daron'u yalancılıkla suçlayarak evden kovmuştu.

Berat'ın isteğiyle Daron'la Müslüman olup olmaması konusunda konuştuğumda bana 'Siz kültürünüzü; isim, şekil, giyim, yiyecek olarak nasıl terk etmediyseniz biz de terk etmedik!' demişti.

Daron herkesin önünde kelime şahadet getirse bile Serhat Ağa ikna olmamıştı. En sonunda Berat devreye girip Daron'a "Hayır!" demişti.

Berat'a güvenen Daron, Berat'ın reddiyle umudunu iyice kaybetmişti. Bundan beş ay önce tası tarağı toplayıp Mardin'i terk etti.

Berat söylemese de hedefinin Serhat Ağa'nım öfkesini dinmesinin beklemek olduğunu biliyordum. Çünkü Daron'un sözlerine inanmayıp İstanbul'a gönderdiği adamı sayesinde Daron'un tüm geçmişini araştırmıştı ve Daron'un doğru söylediğine inanmıştı.

Fakat Serhat Ağa, Daron Mardin'i terk eder etmez Dila'yı evlendirmek istediğini tüm Mardin'e duyurdu. Dila ne kadar hayır dese de Serhat Ağa kararında kararlıydı. En sonunda Dila yatağa düşüp yemekten içmekten kesilince Serhat Ağa görücü işini durdurmuştu fakat Dila günden güne durumu kötüleşiyordu. En sonunda tedavi gördüğü doktor ilerleyen durumunun tespiti ve tedavisi için Adana'ya götürmemizi istedi. Berat'ın isteğiyle Dila'yı ben Adana'ya götürmüştüm ama Berat'ın her aramasına Dila'nın gözümün önünde erimeye devam ettiğini söylemekle kalıyordu. Adana'daki doktorlar da bu sefer bizi İstanbul'a gönderdiler. Avşar Ağa'nın isteğiyle Dila'yla Şivan'ın gitmesine karar verildi.

SAHİP | TÖRE-BERDEL +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin