Herkes yavaş yavaş uyanmaya başladı. Hepsi neler olduğunu anlamaya çalışıyor bir yandan da kendi kendilerine bağırıyorlardı. Bir yandan ise Ruby okuluna devam ediyordu. Arkadaşları onu görür görmez Luka'nın ölümünü, Grace malikanesinde zehirle yapılan ve sadece sayılı kişinin kurtulabildiği katliamdan bahsediyorlardı. Bir kız daha vardı. Yüksek ihtimalle yeni nakildi. Ruby anlamaz gözlerle ona bakarken kim olduğunu sordu.
"Şu kız kim?"
"Yeni nakil. Çok sevecen bir kız."
Kızın kahverengi saçları ve küt kakülleri, bir çok manipülasyoncu bir çok ikonik karakteri andırıyordu. Kız her şeye gülümsüyordu.
"Selam!"
Kız Ruby'den çok daha önce davranmıştı. Zaten Ruby onunla göz göze bile gelmek istemiyordu. Ruby ondan çok garp şeyler seziyordu.
"Selam?"
"Ben, Lila (Layla). Arkadaş olalım mı?"
"Kalsın."
"Anlıyorum."
Ruby'nin bu sert tavırından arkadaşları pek hoşlanmadı.
"Ne yaptın? Kız sadece sana selam verdi ve arkadaş olmak istediğini söyledi!"
"Onda bir gariplik var. Senin de beynini yıkamış."
"Saçmalama. Tamamen kıskanıyorsun. Ben gidiyorum."
"Tamam, git."
Ruby derslerin ardından Diana ve Shin-ji'nin yanına dönecekti ki yoluna o kız tekrar çıktı.
"Benden hâlâ nefret ediyor musun?"
Ruby evet diye bağırmak için ağzını açtığında okuldan gitmek üzere olan arkadaşlarının ona baktığını gördü.
"Hayır."
"Çok sevindim. Şimdi arkadaş olalım mı?"
Ruby bıkmış bir şekilde iç çekti.
"Peki olalım."
"Ben Lila."
"Söylemiştin."
Ruby anlık bir şekilde ağzından tripli bir cümle çıkardı.
"Pardon. Yani.. Neyse, ben de Ruby."
"Memnun oldum. Görüşürüz."
"Görüşürüz."
Ruby eve gidip ablalarına her şeyi anlattı. Ablaları ise kafasına takmamasını söyledi.