BÖLÜM 8

5.8K 285 48
                                    

* 3 ay sonra *

Demirle geçen 3 ay içinde ufak tefek tartışmalar yaşasakta gayet iyiydik . Kickboks maçlarına çıkmış 4 galibiyet 1 mağlubiyet ile 1. olmuştum.

Bugüne gelirsek ; Bugün doğum günüm .

Doğum günüm olmasına rağmen çok mutsuzum çünkü saçma salak bir nedenden dolayı Demirle iki gündür konuşmuyorduk . Neymiş onu dinlemiyormuşum. Dinleyebildiğim kadar dinliyorum ama beyefendiye anlatamıyorum ve sonuç olarak iki gündür konuşmuyoruz. Bu iki gün içinde eve Demirin bir arkadaşı Yiğit gelip gidiyordu . Biraz muhabbetimiz olmuştu ama daha çok Demirle konuştuğundan aynı ortamda çok bulanamıyorduk . İki gün içinde birsürü barışma fırsatımız olabilirdi ama hiç biri olmadı. Yaşan ölü gibi hissediyorum . Nefes alıyorum ama sanki yaşamıyorum. İki gündür içimde çeşitli çeşitli umutlar hayaller kuruyorum . Sürpriz yapar diye düşünüyorum . Beni bırakmaz diye düşünüyorum .

" Sonuçta bu saçma bir neden ve ikimizde birbirimizi severken gitmesi çok saçma olur değilmi ? O yüzden gitmez . "

İki gündür içimden geçen bu şeyleri dışıma vuramıyorum . Sanki vurunca umut edince heveslenince hep kursağımda kalıcak gibi hissettim . Bazen davranışlarından herhangi birşey yapabileceğini beni mutlu edebileceğini anlıyordum ama çok açık vermiyordu . Kuşku ve şüpheyle dolanıp duruyorum . İşte bugün herşeyi öğreneceğim .

Yataktan kalktığımda yanıma baktım direk . Demir yoktu , buruk bir şekilde gülümsedim . Zaten geceleri ağlıyor kapı sesi duyunca susuyorumdum . Demir aşağıda yattığından dolayı beni böyle görmüyordu . Gündüzleri ise gülmeye çalışmak çok zor aynı bu sabah olduğu gibi .

Banyoya girdim işlerimi halledip odaya geri döndüm . Hava almaya ihtiyacım vardı bu yüzden dışarı çıkmaya karar verdim. Siyah yüksek bel pantolonumu giyip üstüne mavi kot gömlek giydim . Dün gece yıkayıp ördüğüm saçlarımı saldım ve elimle biraz şekil verdim. Elim ne kadar makyaj malzemelerine doğru gitsede boş bulduğum alanda ağlıcağımı bildiğimden elimi hemen çektim ve aynada son bir kez daha kendime baktım. Doğum günüm olduğundan ve hesapta mutlu olmam gerektiğinden yüzüme bir gülümseme taktım ve dışarı çıkmak için ayakkabılarımı giymeye başladım .

İlk işim sahil kenarına gitmek oldu . Saat 2 olmuşu ve Demir hala arayıp sormamıştı .

Ne yaptım ? Diye düşündüm . Ne yaptım da bunu hak edecek böyle oldu ? Oysaki sevmekten başka bir şey yaptığımda yoktu . Bir kez daha anladım ki sevmek yetmiyormuş . Her zaman olduğu gibi sevmek yetmiyormuş . Aslında hak etmemiştim . Gerçekten haketmemiştim .

Her Gece uyurken ettiğim o kadar duaya binlerce kez lanet ettim ! Korktuğum için mi başıma geliyordu tüm bunlar ? Kaybetmekten korktuğum için mi yavaş yavaş kaybediyordum ?
Keşke dedim bi an için , keşke sevmeseydim . Sonra saçmaladığımı düşündüm . Sevmeseydim kim tattırırdı bu mutluluğu bana ? Bu kadar kısa süre içinde olsa , olmasa nasıl mutlu olurdum ? İyiki olmuş iyiki varmış iyiki sevmişim dedim bir kez daha. Her ne olursa olsun seviyordum işte. Şimdi gelip mantıklı yada mantıksız bir açıklama yapıcak olsa inanacağımı biliyordum . Sorgulamadan dediği herşeye inanıyordum . Yalan olduğunu bilsemde içimden inanmak geliyor şüphelensemde sormuyordum .

Saate baktığımda saatin beş olduğunu gördüm . Saatlerdir burdaydım merak edip aramamıştı bile. Aklıma birden önceden " bırakmıcağım seni ne olursa olsun bırakmıcağım " diyişi geldi . Yüzümde acı bir gülümseme oluştu gene , bırakmıcaksa şimdi nerdeydi ? İki gündür neden yoktu ? Verilen sözler tutulmaz mıydı ?

Telefonum çaldığında aklımdaki tüm düşünceleri kovup telefonuma baktım .
Arayan Yiğit'ti

+ Alo yenge nerdesin

- Sahildeyim niye sordun ?

+ Beş dakikaya ordayım bekle

Yiğitin hızlı konuşması beni hiç heyecanlandırmamış aksine içimin dahada sıkılmasına sebep olmuştu. umudumu yitirmiştim ama nedenide bilmiyordum. Ben böyle düşünürken birinin kolumdan tutup çekmesiyle kalktım. Sanki acelemiz var gibi koşuyorduk arabaya doğru ama ben daha ne olduğunu bile soramamıştım .

Araba son sürat giderken bir hastanenin önünde durdu . Yiğit içinden hemen çıkıp hastaneye doğru yürürken bende içinden çıkıp hastaneye doğru yiğitin peşinden koşmaya başladım.

Yoğun bakım ünitesinin önünde durduğunda nefes nefese konuşmaya başladı . "Yen- yenge De- mir abim " dedi ve başıyla yoğun bakım ünitesini gösterdi . Hiç birşey anlamayarak ve bunun bir şaka veya rüya olmasını dileyerek cama doğru yaklaştım . Demir haraketsiz bir biçimde karşımda makinelere bağlı yatıyordu .

Ağzımından dökülen tek söz ;

- " Bırakmayacağım demiştin ne olur bırakma , gitme . " olmuştu . Devamı ise karanlık ..

# Aslında kurgu böyle değildi ama bugün (12 haziran) yazarınızın doğum günü olduğundan , ve sevgilim beni doğum günümde bırakıp gittiğinden -Ama Demir gitmeyecek - kurguyu değiştirdim ve biraz olsun acımın dinmesi için yazmaya başladım . Bidaha ki bölümde görüşmek üzere . #

Dövüşçü (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin