Dövüşçü (Düzenlenecek)

BÖLÜM 10

Demir hastaneden çıkalı 1 hafta olmuştu. Çarpan araba bulunmuş ve Demir'in tabiriyle "halledilmiş"'ti. Eski hayatımıza geri dönsekte içimde doğum günümden önce bana soğuk davranmasının burukluğu ve doğum günümün hastanede geçmesinin üzüntüsü vardı. Asıl üzüntümse bambaşkaydı. Senelerce doğum günlerimde hiç istediğim kadar mutlu olamamıştım. Bu doğum günümde bu döngünün kıralacağını düşünüyordum. Sanırım umut çok can yakan bir şeydi. Ve ne olursa olsun hayaller kurulmamalıydı. İyi oldukça daha iyisini istemek aslında bir nankörlüktü. Şükretmek gerekirdi.. Bende artık böyle yapmaya başlamıştım. Doğum günümün hastanede geçmesine üzülmeyi bırakıp , Demirin hayatımda var olmasına sevinmeye başlamıştım. Şükürler olsun o hala yaşıyordu. Bizim daha çok doğum günü kutlama ihtimalimiz vardı. Hayallerim olur ya da olmaz ama yeterki canı sağolsun..

Yine bu tarz düşüncelerimle yataktan kalktım , Demir işe gideli çok olmuştu o giderken uyanmış fakat hiç yataktan kalkmamıştım. Nedenini bilmediğim bir şekilde kalkasım da gelmiyordu. Bu arada Demir'in annesi ve babası geçirdiğimiz 1 hafta içinde 2 kere daha gelmişlerdi evimize. Bu akşamda geleceklerdi ve sonrasında İstanbul'dan ayrılacaklardı.

Kalkıp bir şeyler yapmam gerektiğini bildiğim için kalktım ve ayılmanın en güzel yolu olan duşa girdim. Çıktığımda kafamı biraz olsun toplayabilmiştim , evin hizmetlilerine neler yapılması gerektiğini söyledim ve yapılacak yemekleri , aperitif şeyleri söyledim.

Ben ise giyinip alışveriş merkezine gitmeye karar vermiştim. Annesi ve babası için bir hediye almak istiyordum. Sonuçta tanışmamız çok güzel bir yerde olmamıştı hepimizin bir üzüntüsü vardı , ve en son geldiklerinde bir resmimizi ankaraya götürmek istediklerini söylemişlerdi. Bunuda bugün halletmeyi düşünüyordum . Demiri arayıp konuştum ve alışveriş merkezine doğru yola çıktım .

Geldiğimde ne alacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu. Mağazaları gezerken verdiğim ilk karar babasına şık bir saat almak oldu. İlk izlenimlerine göre Saat takmayı seviyor ve klasik spor tarzı ona yakışıyordu.

Sıra annesine geldiğinde gerçekten hiç bir şeye
karar veremiyorum diye neredeyse ağlayacağım sırada aklıma gramofon geldi. Evet gramofon.. Kadın eski şarkıların hastasıydı ve nostaljik şeyleri çok sevdiğini sürekli dile getiriyor , sırf nostaljik bir mağaza gördüğü için internette o ile gidip orayı ziyaret etmek istiyordu. Tabi ki kendine alabilirdi ama bu zamana kadar denk gelip alamamıştı demek ki ve ben böyle bir incelik yapabilirdim. Aklıma gelen güzel fikirle gülümseye başlayıp alışveriş merkezinden çıkıp bildiğim bir antikacıya gitmeye başladım. Eski gramofonlar arasında görüntüsü aynı zamanda ses kaliteside düzgün olan gramofonlardan birini aldım, ve birde 45'lik Sezen Aksu plağı.. Bana alınsa bile sevinirdim sanırım :)  Bu zamana kadar biriktirdiğim paraları ilk kez kullanıyordum. Çünkü her şeyi Demir karşılıyordu ve ihtiyacım olmamıştı. Ama şimdi onun ailesine kendi paramla bir şeyler almak beni mutlu hissettirmişti.

Eve döndüğümde yemeklerin aperitif şeylerin hepsi hazırlanmıştı. Seçtiğim masa örtüsü ve yemek takımları masada yerini alıyordu. Mutfağa gidip hizmetlilere teşekkür ettim ve evlerine gönderdim. Servisi ve sunumu ben yapabilirdim. Böylesine samimi bir ortamda yardımcı bulunsun istemiyordum. Aldığım hediyeleri salona bırakıp mutfaktan masaya taşımaya başladım çoğu şeyi , içecekleride getirdiğimde her şey hazırdı ve ailesi ve Demirin gelmesine yarım saat vardı. Odamıza çıkıp şık siyah bir elbise giydim biraz makyaj yaptıktan sonra hazırdım. Aşağı indiğim sırada kapı çalınca ne kadar da mükemmel bir zamanlamam olduğunu düşünüyordum mütevazı bir biçimde 😅 İlk gelen Demirdi ve şu 1 haftada anlamıştım ona sarılmak , kokusunu almak çok mükemmel bir şeydi. Sımsıkı sarılarak içeri aldım onu. Masayı ve hediyeleri görünce kaşlarını kaldırıp komik bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Ve ağzından çıkan ilk söz " yeni gelin telaşı" oldu . Beraber kahkaha atarken biz tekrar kapı çaldı ve tüm ciddiyetimle kapıya doğru ilerledim. Demir bu halimede gülüyordu. Annesi ve babasını içeri aldım selamlaştıktan sonra biraz sohbet edip masaya oturduk. Demir ve babası ara sıra alkol alsa da annesi hiç almıyordu ve tabi ben de . Bunun için erkekler de yanımızda saygı gösterip istemediğimiz hiç bir an içmiyorlardı. Aynı bir aile gibiydik masada. Onlar bana bende onlara ısınmış hatta kendimi çocukları gibi hissetmiştim kısa sürede.
Yemek bittikten sonra koltuklara oturup çay içmeye başlamıştık, herkes sohbet ederken benim aklıma köşede duran hediyeler geldi.
- " Ben bugün sizlere naçizane hediye aldım , kabul ederseniz çok mutlu olurum " diyerek utangaç bir tavırla lafa girdim. Annesi memnun bir gülümseme ile bakarken Demir biraz şaşkın ve mutlu bakıyordu.
İlk hediyeyi babasına vermek istedim kibar bir şekilde teşekkür edip kolundaki saati çıkartıp hediyemi taktı. Memnun olmuş bir ifade ile teşekkür etti. Sonra annesine hediyeyi uzattığımda herkes büyüklüğünden biraz şaşkındı. Verdiğimde ise hepimizin yüzünde bir tebessüm babasında ise onları artık tanıdığımı belli eden bir onaylı gülümseme vardı. Annesi teşekkür edip bana sarılırken hemen arkasından gramofona plağı koymuştu bile. Huzurlu bir ortam içinden Demir'in gülen sesi duyuldu " Hani benim hediyem ? " Sonrasında ise " benim en büyüm hediyem sensin güzel sevgilim " diyerek benim yerin dibine sokmayı başardı.. Herkes gülerken ben utancımdan kıp kırmızı olmuş bir şekilde koltukta oturuyorum ve sanırım herkes buna daha çok gülüyordu.

Vakit böyle geçerken uçak saati yaklaştığı için Demirin ailesi kalkmak zorunda kaldı. Hep beraber havaalanına gittik , Demir'in ailesini uğurladık. Demire baktığımda hiç bir duygusallık görmediğim için Öküz diye mırıldandım. Benim bile gittikleri için modum düşmüştü ve onda tık yoktu. O da bana gülerek sarılıp " Evet hatun biliyorum aylar önce ilk çarpıştığımızda öküz olduğumu söylemiştin " dedi. Eski zamanlar aklıma gelince tebessüm etmeye başladım ve tekrar şükrettim. Önemli olan özel günlerin değil çoğu günlerinin nasıl geçtiğiydi. Benim belki bir özel günüm kötü geçmiş olabilirdi ama çoğu günüm bu öküz sayesinde mükemmel geçiyordu..